Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı, 'Son yılların en büyük ihanet şebekesi' diye nitelendirdiği örgütle ilgili şok eden bilgiler paylaştı
Yazısında "Adli mekanizma, yürüttüğü Selam Terör Örgütü soruşturmasında son yılların en büyük ihanet şebekesiyle karşılaştı. Tekrar edelim ki bu şebekenin tepesinde 4 kişilik yönetici derin hücre mevcut.
Bu 4 kişilik hücreyi destekleyen devlette üst düzey 2 isim." ifadelerini kullanan Gültekin Avcı, örgütle ilgili kan donduran bilgiler paylaştı.
-Eşim MİT ajanlarının yakın arkadaşı!
-Birçok kamu kurumundan bilgi almak için kullandığı adamları var.
-Uğur Mumcu, Nesim Malki, Çetin Emeç cinayetinin failleri ve Nurettin Şirin gibi isimlerle samimi arkadaş.
-Sincan'da Kudüs Gecesi'ni düzenleyenler arasındaydı. Eşim Kudüs gecesinde Hizbullah'a ait örgüt üyelerinin fotoğraflarını ve yazı işlerini astıran, organize eden ve temin eden kişidir. Bu geceden sonra tutuklandı. Cezaevinden çıkınca İran'a kaçtı. Evimizde gizli dokümanlar ve sahte pasaportlar var... Eşimin MİT'te, emniyette ve başka yerlerde adamları var. Bu nedenle korkusuzca iş yapıyorlar. İran'a ajanlık yapıyor. Evimize baskın yapılırsa birçok gizli doküman elde edilebilir...
Bu ifadeler birilerinin vatana ağır bir ihanet içinde olduğunu gösteriyor.
Bu dehşet bilgilerin kaynağı olan kişi, 5 Mart 2011 günü eşi Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun İran istihbaratı için hazırladığı belgeleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne teslim etti.
Bu ifadelerin sahibi, Selam Terör Örgütü soruşturmasında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü (DMO-KG) Türkiye sorumlusu Naser Ghafari'ye Türk devlet kurumlarına ait gizli bilgileri servis ederken görüntülenen Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun eşi Kamile Yazıcıoğlu.
Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun İran ajanlarına verdiği evrak arasında gizli askeri harita ve belgeler de vardı.
Ve Kamile Yazıcıoğlu ifadesinde, evinde sürekli toplantılar yapıldığını, eşine bağlı polislerden oluşan bir hücre olduğunu ekledi.
Bu bilgiler üzerine harekete geçen adli mekanizma, yürüttüğü Selam Terör Örgütü soruşturmasında son yılların en büyük ihanet şebekesiyle karşılaştı.
Tekrar edelim ki bu şebekenin tepesinde 4 kişilik yönetici derin hücre mevcut.
Bu 4 kişilik hücreyi destekleyen devlette üst düzey 2 isim.
İran'ın Türkiye istihbaratına ve sırlarına egemen oluşunda 4 kişilik derin hücrenin biri eski milletvekili, biri MİT'te, biri Hakkı Selçuk Şanlı ve İran DMO Generali Mir Vekili'dir.
Selam adli soruşturmasına bakılırsa, Türkiye'de faaliyet gösteren İran ajanlarına adli makamlarca takip edildikleri bilgisi MİT tarafından sızdırıldı.
Doğal olarak havuz medyasının soruşturmayı deşifre etmesini isteyen de MİT'ti.
Çünkü Selam soruşturmasında adli mekanizma tarafından takibe alınan İran ajanı H. A. Yazıcıoğlu'nun ele geçen notlarında Türkiye'deki devlet kadrolarındaki İran örgütlenmesinin kodları gizliydi.
Kimlerin neden kıvrandığını ve "paralel" iftiralar attığını anlayabiliyor musunuz?
Malumunuz havuz medyası soruşturmayı deşifre edince, Türkiye'deki İran ajanlarına ve özellikle ajan Naser Ghafari'ye hayat soluğu verdi ve Ghafari kaçtı.
Deliller karardı.
Olayın bir başka boyutu ise İran'ın Selam Terör Örgütü unsurlarına olan ve halen devam eden hamiliği, yardımlarıdır.
Tevhid-i Selam Terör Örgütü kurucularından Hakkı Selçuk Şanlı, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu gibi aydınlara yönelik suikastların tetikçileri olan Ferhan Özmen, Rüştü Aytufan, Necdet Yüksel gibi isimlerle hâlâ irtibat halindeydi.
Selam Terör Örgütü soruşturması son 1-2 ay içinde havuz medyası tarafından deşifre edilinceye kadar devam etti bu irtibat.
Düzenli bir şekilde her ay cezaevinde bu isimleri ziyarete gidiyor ve DMO-KG tarafından gönderilen paraları teslim ediyordu.
Cezaevindeki bu isimlere giden nakdi yardımlar DMO-KG Generali Mir Vekili'nin talimatıyla gerçekleştirilmektedir.
Daha doğrusu Mir Vekili'nin talimatıyla ve 4 kişilik derin Türkiye hücresinin yardımlarıyla.
General Mir Vekili doğrudan İran dini lideri Hamaney'e bağlı olup, Türkiye'deki 4 kişilik derin hücreyi yönlendiren DMO/KG generalidir.
Adli soruşturma havuz medyasınca deşifre edilene kadar, bu İran generalinin İstanbul Ataköy'de 2 tane güvenli evi vardı.
09.05.2013 tarihli mahkeme kararıyla yapılan ortam dinlemesi var:
Anılan tapede Mir Vekili'nin Hakkı Selçuk Şanlı'ya "Paralarını verdin mi" ifadesi mevcut.
Hakkı Selçuk Şanlı "Her ay 3000-3000 ödüyoruz" diyor.
90'lı yıllarda Türk aydınlarına suikastlar düzenleyip Türkiye'yi kaosa sevk eden Tevhid-i Selam Kudüs Örgütü'nün günümüzdeki temsilcisi kuşkusuz Selam Terör Örgütü soruşturmasında teknik takibe alınan Hüseyin Avni Yazıcıoğlu hücresidir.