SORUNLU YILDIZLARIN SONU...

SORUNLU YILDIZLARIN SONU...
Futbol kamuoyunun son günlerdeki en önemli gündem maddesi Galatasaray'ın Brezilyalı yıldızı Cassio Lincoln'ün sırra kadem basıp, takımın sezon hazırlık kampına katılmaması oldu. Lincoln ve benzerleri için genel olarak 'Futbolun problem çocukları' tabiri kullanılır.
Bu kategoride akla ilk gelen isimler; İtalyan Cassano, Mısırlı Mido, İngiliz Paul Gascoigne, Fransız Anelka, Brezilyalı Adriano, Danimarkalı Thomas Gravesen. Giovanni Trapattoni'nin 'İtalyan futbolunun geleceği' olarak işaret ettiği Antonio Cassano'nun futbol yeteneği tartışılmazdı. Bari'de futbola başlayıp, Roma'da yıldızlaşan Cassano, futbol yeteneğini sahaya yansıtırken, profesyonellikten nasibini almayan bir davranış sergiledi. Kendisine Roma'da tahammül edilemeyince soluğu Real Madrid'de aldı. Alışkanlıklarını İspanya'da da sürdürdü. Serie A kulüplerinden Sampdoria'ya döndü. Şimdilerde eski formundan ve popülaritesinden uzak kalan Cassano'yu futbol yeteneğine rağmen büyük kulüpler transfer etmekte isteksiz davranıyor. Mısır'ın son dönemde yetiştirdiği en büyük yıldızlardan biri olan Mido, Avrupa macerasına 2000'de Belçika'nın Gent kulübünde başladı. Ajax'ta yıldızını parlatırken futbolundan çok egosu ve skandallarıyla konuşuldu. 9 yılda 6 ülkede 7 takımda top koşturarak 'problem çocuk' olmaya devam etti. Arkadaşlarıyla uyumsuzluğu, tatilden geç dönmesi, saha içinde egoist davranışları Mido'yu istenmeyen adam yaptı. Paul Gascoigne de, güçlü fiziği ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle adından söz ettiren bir oyuncuydu. Ancak saha içinde çoğu zaman futbolcu olduğunu unutup 'holiganvari' davranışları ile saha dışındaki düzensiz hayatı, futbolunun olgunluk döneminde gündem dışı kalmasını sağladı. Aşırı alkol tüketimiyle gündeme gelen İngiliz oyuncu, tıpkı George Best gibi damla damla tükendi. PSG'de adını duyurup Arsenal'de yıldızlaşan Anelka, Real Madrid'de tam bir 'problem çocuk' oldu. Antrenmanlarda lakayt davranan Anelka'ya lüks yaşamından dolayı 'Porsche çocuk' lakabı da takıldı. 9 yılda 8 kulüp değiştiren Anelka, dünyanın en pahalı futbolcusu unvanını elinde bulundurmasına rağmen, Arsenal'de yakaladığı futbol çıtasına hiçbir yerde ulaşamadı. Geçtiğimiz sezon Drogba'nın yokluğunda verilen şansı iyi değerlendirdi; ancak Guus Hiddink'in gelmesiyle yeniden kulübeye çekildi. Adriano, fazla değil iki yıl önce Avrupa'nın en iyi forvetlerinden biri olarak gösteriliyordu. Şöhret fazla gelmiş olmalı ki, kendisini saha dışı olaylarla gündeme getirdi. İnter, elinden çıkarmak için her yolu denerken, Mourinho 'son bir şans' verdi. Gece hayatını yeşil sahalara tercih eden Adriano iki yılda kayıplara karışıp gitti. Everton'da oynadığı futbolla Avrupa'nın en iyi ön liberolarından biri gösterilen Thomas Gravesen, saha içi başarısını saha dışında gösteremedi. Antrenmanlarda arkadaşlarıyla kavga eden Gravesen, uygunsuz hareketler yaptı. Formunun zirvesinde milli takımı bırakarak görevden kaçtı. Yıldız olmak için geldiği Real Madrid'de sönünce, kayıplara karışıp 30'una varmadan yeşil sahalardan koptu. Türkiye'de şu günlerde Lincoln'ün hazırlık kampına katılmaması konuşulurken beterin beteri olduğunu unutmamak lazım. Norveç'in Alesund takımında forma giyen Brezilyalı Dede Anderson, Aralık 2006'da hem Noel tatilini geçirmek hem de hasta annesiyle beraber olmak için kulübünden iki aylık izin aldı. İzin dönemi bitmesine rağmen kendisinden haber alınmayan Anderson, tam 2 yıl sonra ortaya çıkarak Norveç'e döndü. Oyuncularını kilo almış şekilde karşılarında gören Alesund yetkilileri, yaşananları 'kötü bir şaka' olarak değerlendirip, Brezilyalıya kapıyı gösterdi. ZAMAN
12 Temmuz 2009 03:06
DİĞER HABERLER