Emniyet’in tartışmalı ‘Bataklık’ açıklaması: Baronlar bırakıldı torbacılara operasyon yapıldı, Süleyman Soylu’nun yargı oyunu mu başladı?

Gerçek Gündem'den Furkan Karabay'ın haber analizine göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu sabah, Nevşehir ve Mersin'de uyuşturucu satıcılarına yönelik operasyon başlatıldığını açıkladı. Soylu, "Uyuşturucudan doğrudan ölüm sayısını sıfıra indirene kadar bizim mücadelemiz devam edecek" dedi. Soylu’nun yaptığı bu açıklama dün Bataklık davasında yaşanan tahliyeleri akıllara getirdi.


Türkiye’de mafya-siyaset-uyuşturucu üçgeni, son dönemde yapılan açıklamalar ve operasyonlarla ortaya çıktı. Hakkında yakalama kararı bulunan Sedat Peker’in, siyasetçilerin de ismini geçirdiği uyuşturucu ticaretine dair iddiaları üzerine başta Süleyman Soylu olmak üzere üst düzey yetkililer tarafından açıklamalar yapıldı.

Sedat Peker’in iddialarının ardından iddianamesi düzenlenen, dün görülen duruşmayla birlikte de tutuklu sanığı kalmayan Bataklık operasyonu davasında yaşananlar ise dikkat çekiciydi.


Son olarak Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, Bataklık operasyonu davasında tutuklu sanık kalmaması üzerine açıklama yapması tartışma yarattı. EGM’den yapılan açıklamada “8 Eylül 2022'de ilgili mahkemece yapılan duruşmada, tutuklu 8 sanık, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Sanıkların tutukluluk süreleri göz önüne alındığında yapılan tahliyeler beraat anlamına gelmemekte, tüm sanıkların yargılanmalarına devam edilmektedir" ifadeleri yer aldı.

Emniyet tarafından yapılan bu açıklama “Yargılama konusunda açıklama yapılması, yargılamaya bir müdahale olarak anlaşılabilir” şüphesini doğurdu.


Avukat Hüseyin Ersöz, Gerçek Gündem’e yaptığı değerlendirmede, “Yargının bağımsızlığına gölge düşürecek bir açıklamayı kolluk yapamaz” dedi.

Ersöz, EGM’nin yaptığı açıklamayla ilgili şunları kaydetti:

“Emniyet Müdürlüğü'nün devam eden bir dava hakkında açıklama yayınlaması şeklinde bir teamül yok, olamaz. Kolluk adli makamlara tabiidir. Yargılama konusunda açıklama yapılması, yargılamaya bir müdahale olarak anlaşılabilir.

Mahkemeler, sadece kolluğun topladığı delillerle bağlı değildir. Kolluğun bilgisi dışında olan birçok delil yargılama safahatında da toplanmış olabilir.

Hakim vicdanına ve hukuka uygun karar vermek durumundadır. Bunlara bir aykırılık olduğu düşünülüyorsa, yargı kararları da eleştirilebilir. Ancak bu anlama gelecek ve yargının bağımsızlığına gölge düşürecek bir açıklamayı kolluk yapamaz. Bu devlet içindeki kurumların birbirinden bağımsızlığına ve işleyişteki ahenge de aykırı bir yaklaşımdır.

Benzer açıklamaların, Ergenekon Davası devam ederken yapıldığına da şahit olmuştuk. Bu o zaman da bugün de doğru bir yaklaşım değil.”


Tüm bunlarla birlikte, 73 sanığın yargılandığı Bataklık operasyonu davasında örgüt yöneticileri Nejat Daş ve Çetin Gören'in de bulunduğu 8 tutuklu sanığın tahliye edilmesinin perde arkasında yatanlar ise merak konusu oldu.

Operasyonun başlangıcından itibaren soruşturma ve yargılama süreçlerinde gerçekleşenler benzer durumların geçmişte de yaşandığının göstergesiydi.

30 Haziran 2020 tarihinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarından "Bataklık"ın başlatıldığını duyurmuştu. Uyuşturucu baronları Nejat Daş ve Çetin Gören’in de bulunduğu 74 kişi gözaltına alınmıştı.


Sedat Peker, Bataklık operasyonunda gözaltına alınan, Yeniköy Motors'un sahibi Nevzat Kaya hakkında iddialarda bulunmuştu.

Nevzat Kaya, Bataklık operasyonu kapsamında gözaltına alınmış, 6 Temmuz’da 2020’de tutuklanmış ancak 4 gün sonra serbest bırakılmıştı.


Sedat Peker, Nevzat Kaya’nın serbest bırakılmasında Süleyman Soylu’nun parmağı olduğunu öne sürmüştü. "Bataklık operasyonundan on gün öncesine kadar Nevzat Kaya'nın kendi bindiği arabada Süleyman Soylu'nun oğlu Engin Levent Soylu'ya ait 'tahsisli plaka' bulunduğunu ve bu tahsisli plaka ile Kaya'nın ayrıcalıklı hale geldiğini” iddia etmişti.

Bir diğer çarpıcı iddia ise Engin Soylu'nun Nevzat Kaya'ya 5 milyon dolar karşılığında Bataklık operasyonu dosyasından ismini çıkarabileceği teklifinde bulunduğuydu. Nitekim Nevzat Kaya milyonlarca dolarlık delillere rağmen 4 gün içerisinde serbest kalmıştı.

Peker’in iddialarının ardından Bataklık operasyonu iddianamesi çıkmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Alparslan Tufan tarafından yazılan 399 sayfalık iddianamede, uyuşturucu ağında bulunan devlet görevlilerinden, emniyet ve yargı mensuplarına kadar birçok ilişki ağından bahsedilmişti.


Öte yandan T24 yazarı Tolga Şardan da geçen aylarda Bataklık operasyonu sırasında yaşanan dikkat çeken gelişmeleri aktarmıştı.

Şardan, “İçişleri Bakanı Soylu istifa eder mi?; ‘Bataklık’ dosyasından sızanlar!”  başlıklı yazısında, Nevzat Kaya ile Soylu ve oğlunun sık sık telefonla görüştüğünü anlatmıştı.

Yazıda, Bataklık operasyonu öncesinde Soylu’ya Emniyet tarafından bilgi verildiği ve telefon görüşmelerinin dosyaya konulmadığı ifade edilmişti. Şardan ayrıca, Kaya’nın ifadelerinde Soylu’nun oğlu Engin Levent Soylu’nun Ataköy Sea Pearl’daki evine yaklaşık 1,5 milyon dolar harcadığını, Bakan’ın kuzeni Mehmet Soylu’nun aldığı Range Rover aracın bedelinin yarısını kendisinin ödediğini içeren iddialar öne sürdüğünü aktarmıştı.


Sonuç olarak Soylu’nun "Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu" Peker’in ise ortada yarım kilo dahi uyuşturucu olmadığını söylediği Bataklık’ta, ne bir tutuklu ne de ortaya çıkarılan bir suç kaldı.

Peki, Soylu’nun sık sık görüştüğü, plakasını verdiği, 5 milyon dolar aldığı iddia edilen kişilerin dosyadan çıkarıldığı Bataklık’ta, tutuklu “örgüt yöneticilerinin” tahliye edilmesinin ardından Emniyet’in yargıyı işaret etmesi “biz yapıyoruz mahkeme bırakıyor” mu dedirtmekti?