Onbinlerce kişinin işten atıldığı, onbinlerce kişinin tutuklandığı ya da takip altına alındığı ülkemizde cadı avı herkesi vuruyor. Bu puslu havada yakınları mağdur edilmeye başlayınca ses verenler var.
Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan bugünkü yazısında 26 yıllık muhabirlerinin basın kartının iptalini ve bazı çalışanlarının eşlerinin memuriyetten açığa alınmasını eleştirdi.
İşte o yazıdan ilgili bölüm...
***
Erdoğan Süzer bizim gazetenin Ankara bürosunda ekonomi muhabiri. Yazdığı haberleri SÖZCÜ'de hemen her gün okumakta olduğunuz 26 yıllık deneyimli bir gazeteci.
Sağlam, güvenilir, yazdığı haberler tartışma götürmeyen bir arkadaşımız.
Erdoğan'ın cep telefonuna dün sabah bir mesaj geldi.
Gönderen, devletin resmi bir kuruluşu olan Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü.
Sizlere aynen iletiyorum:
“…numaralı basın kartınız, Basın Kartı Yönetmeliği'nin 25. madde 1/a bendi uyarınca iptal edilmiştir. Lütfen iptal edilen kartınızı Ankara İl Müdürlüğü'ne iade ediniz.”
* * *
Sözü edilen madde aynen şöyle:
“(Gazeteci) Basın meslek onurunu zedeleyecek işler yaptığı, davranışlarda bulunduğu veya alışkanlık edindiği hallerde sürekli basın kartı, Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Komisyonca iptal edilir ve iptal kararı Genel Müdürün onayı ile kesinleşir.”
Vay anasını sayın seyirciler, bizim Erdoğan Süzer ne haltlar etmiş ki sürekli basın kartı iptal edilmiş!..
Mesleğimizin onurunu çiğnemiş, üstelik bunu alışkanlık haline getirmiş!
* * *
Sarı basın kartı her gazetecinin kimliğidir. Devlet tarafından ve belli koşullar yerine getirildikten sonra verilir.
Yukarıda sözü edilen sürekli basın kartı ise gazetecilik mesleğinde hiç aksatmadan 18 yılı dolduran, bu süre içerisinde sarı basın kartı taşımış olan gazetecilere yine devlet tarafından verilir.
* * *
Erdoğan Süzer 26 yıl boyunca çok sayıda gazete, dergi, televizyon ve ajansta sadece gazetecilik yapmış, ekonomi dalında binlerce haberi yayınlanmış, ödüller almış, adı bir kez olsun herhangi bir pisliğe ve şaibeye bulaşmamış bir gazeteci.
Onun yılların çabası ve emeği ile hak kazandığı sürekli basın kartı işte bu gibi soyut ifadelerle elinden alınıyor.
Ne yapmış Erdoğan, meslek onurunu nasıl zedelemiş!
Açıklayan yok!
Hangi davranışlarda bulunmuş, bunları nasıl alışkanlık (!) haline getirmiş!
Yine açıklanmıyor, gizli olsa gerek!
Erdoğan diyor ki “Benim bu 26 yıl boyunca edinmiş olduğum bir tek alışkanlık vardır, o da haber yazmaktır.”
Anladığım kadarıyla dün yapılan bu tebligat sadece Erdoğan Süzer'e gönderilmemiş.
Gelen duyumlar, 100'den fazla gazetecinin basın kartlarının iptal edildiğini gösteriyor ama isimler henüz bize ulaşmış değil.
* * *
Sevgili okuyucularım, SÖZCÜ üzerinde kurulan baskı mekanizmaları sadece bu kadar değil.
Gazeteci arkadaşlarımıza doğrudan yapılan baskı dışında bir de onların yakınları, eşleri üzerinde kurulan baskılar var.
Şimdi burada onların isimlerini vermiyorum.
– Bir arkadaşımızın (SÖZCÜ muhabirinin) eşi kamu kurumunda devlet memuru idi. Alevi kökenli bir hanım.
Açığa alındı.
– Bir başka muhabir arkadaşımızın avukat eşi önce açığa alındı, sonra memuriyetten atıldı.
– İstanbul'da bir arkadaşımızın eşinin başına aynı şeyler geldi.