SPK başkanı rest çekti

SPK başkanı rest çekti
Fitch, Standards and Poor's, ve Moody's gibi kuruluşlara SPK başkanı rest çekti.
SPK, Türkiye'de faaliyet gösteren derecelendirme kuruluşlarına, çalışma izinlerinin iptaline kadar katı kurallar getirmeye ve imtiyazlarını azaltmaya hazırlanıyor. Böylece, bu kuruluşlar Türkiye'nin notunu da kafalarına göre belirleyemeyecek. SPK Başkanı Turan Erol, krizle birlikte derecelendirme kuruluşlarının büyük itibar kaybına uğradığını belirterek, bu şirketleri yakından izlemeye aldıklarını kaydetti. İMTİYAZLARI KALDIRACAĞIZ Erol, "Hangi kritere göre not verdiklerini ve bu kriterlere uyup uymadıklarını açıklasınlar. Objektif çalışmazlarsa, çalışma izinleri iptal edilir. Bu kuruluşlara olan ihtiyacı azaltıp, imtiyazlarını ortadan kaldıracağız" dedi. Erol, küresel kriz sürecinde borsadaki yabancı payının sadece 5 puan oynadığını belirterek, "Önümüz açık, 2009'un ikinci yarısından itibaren avantajlı duruma geçeceğiz" diye konuştu. AKŞAM'ın sorularını yanıtlayan SPK Başkanı Erol'un yaptığı değerlendirmeler şöyle: DAHA ŞEFFAF OLSUNLAR Küresel krizin ardından raiting şirketlerinin güvenilirliği tartışma konusu oldu. Türkiye'ye verdikleri notlar ve açıklamalar büyük tepki çekiyor. Sizin bu yöndeki görüşleriniz nedir? Raiting şirketlerine, Türkiye'deki çalışmaları için faaliyet iznini biz veriyoruz. Bizden izin alan 7 derecelendirme şirketi var. Bunlara ilişkin yakın değerlendirme yapıyoruz. Ağustos ayında aldığımız kararla bunları, 'kurallarınıza sadık kalın' diye uyardık. Hangi yöntemle neyi değerlendirdiğini açıklamalı ve bu yönteme sadık kalmalılar. Onların şeffaf, anlaşılabilir, açık olması gerekiyor. Derece ve not verirken, objektif kriterlerine bağlı kalmaları gerekiyor. Yaptığımız çalışmayla, değerlendirmelerini şeffaf yapmadıkları ortaya çıktı. Bu şirketler konusunda yeni bir çalışma yapacak mısınız? Bunlar üzerinde çalışma ve incelemelerimizi devam ediyor. Daha çok zorlayıcı olacağız. Hangi kriterlere göre not verdiklerini açıklasınlar. Bu da yetmez. Bu kriterlere uyup uymadıklarının yakından denetlenmesi gerekiyor. Bunun üzerinde duruyoruz. Net şekilde kriterlerini açıkla ve onlara uy. Uymazlarsa o zaman suç işlemiş oluyorlar. Krizde en çok itibar kaybeden kurumlar bunlar oldu. Bu son hareketler, itibarlarını birilerinin üzerinden kazanma telaşı. Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesinde, makro ekonomiye yönelik bir değerlendirme yok. Bu, kabul edilebilir değil. Çok ölçülebilir, rasyonel değerlendirme yapmadıkları ortaya çıkıyor. Bizi ikna etmeleri lazım. KATI DÜZENLEMELER YOLDA Bu kuruluşlar için yasal bir düzenleme mi yapacaksınız? ABD ve AB de bunlara karşı katı düzenlemeler yapıyor. Biz de onu düşünüyoruz. Yeni yasal düzenleme olacak. Kanun olması gerekmiyor. Tebliğ de olabilir. Ya da verilen izinleri iptal etme gibi yollar olacak. Siz benim şirketime ilişkin derecelendirme yapıyorsunuz, parasını benden alıyorsunuz. Benden aldığın parayla çok rahat derecelendirme yapabilirsin. Yatırımcının tercihlerini etkiliyor, büyük menfaat çatışması var. İlave tedbirlere ihtiyaç var. Uluslararası finansal raporlama düzenlememiz var. Buna göre, artık şirketlerin kendisi, mali durumları, finansal durumları, risk yönetimleri hakkında yatırımcıya ayrıntılı bilgi verecek. Yatırımcıyı kendisi bilgilendirecek. Eskiden bu iş derecelendirme kuruluşuna kalıyordu. Şimdi onların imtiyazını azaltacağız. Derecelendirme şirketlerine olan ihtiyacı azaltmayı amaçlıyoruz. Piyasada yabancı payı düzenli olarak artıyor Piyasadaki yabancı payının seyri nasıl gerçekleşti? 2008'de piyasalara 2 milyar dolara yakın sermaye girişi olmuştu, net çıkış da 1 milyar dolar düzeyinde kaldı. Aralık ayı başında yabancı oranı yüzde 67.23'e çıktı. Bu oran kasım sonunda, yüzde 66.9'du. Bu oran düzenli şekilde artıyor. Elin adamı yatırım yaparken seyredemeyiz Özel sektörün yüksek miktarlı borçları da tartışma yarattı. Bu borçları bir risk unsuru olarak görüyor musunuz? Özel sektör rekabet etmeli. Rekabet de yatırımla oluyor. Bunun için sermaye gerekiyor. Elin adamı çok daha ucuz borçla sermaye bulup yatırım yaparken siz onu seyredemezsiniz. Rakiplerinden geri kalmaması gerekiyor. Bizim şirketlerimizin borçlarının aktiflerine oranı halen yüzde 20'nin altında. Bu, dünya ortalamasının çok altında. Şirketler büyüdü ve değerleri arttı. Bu, borçların amacına uygun kullanıldığını gösteriyor. Kısa vadeli iniş çıkışlar her zaman olur. Önümüzdeki 1 yıl, 6 ay çok moralimizi bozmadan idare etmesini bilmeliyiz. Onu atlatınca Türkiye, 2009'un ikinci yarısından sonra en geç 1 yıl içinde daha avantajlı duruma gelebilir. Türkiye'yi yedi kuruluş izliyor SPK'nın izniyle Türkiye'de faaliyet gösteren derecelendirme kuruluşları şöyle: * JCR Avrasya Derecelendirme * TCR Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme * Saha Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri * Fitch Ratings Ltd. * Standards and Poor's Corp * Moody's Investor Service Inc * RiskMetrics Group Inc 3-5 ay daha sabır sonra önümüz açık Küresel kriz süreci, halka arzları nasıl etkiledi? Halka arzlar bu dönemde yavaşlıyor, azalıyor, durma noktasına geliyor. 3-5 ay daha sabır, ondan sonra her şey yoluna girecek. Piyasamız küçük ama altyapısı sağlam. Daha çocuk konumunda ama sağlıklı piyasamız var. Bizim amacımız onu büyütmek. Yaptığımız düzenlemelerle, Dünya Bankası'nın Doing Business raporunda yer aldık. Rapora göre yatırımcıyı koruması alanında Türkiye 181 ülke arasında 53. sırada yer alarak 2008'e göre 13 sıra yükseldi. Dünya Ekonomik Forumu'nun raporlarına göre de Türkiye, gelişmişlik endeksinde, 52 ülke arasında 39'uncu sırada yer aldı. Ülkemiz, hisse senedi piyasaları ile tahvil piyasaları kategorilerinde 17'nci, hisse senedi piyasasında işlem görme oranı bakımından 4'üncü, menkul kıymetleştirme ve birleşme-satın almalar faaliyetlerinde 19'uncu oldu.
10 Aralık 2008 14:15
DİĞER HABERLER