Çanta taşırken, giyinirken ya da yüksek bir yere uzanırken omuzlarda hissedilen ağrı, hayatı çekilmez hale getirebiliyor. Uzmanlar, hareketsiz yaşamdan kaynaklanan eklem ve çevresine bağlı sorunların yanı sıra D vitamini eksikliği, obezite, stresli ve içine kapanık ruh hali de omuz ağrılarına neden olabildiğini belirtti.
Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Erkal Bilen, omuz hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Hareketsiz yaşamın omuz kaslarını zayıflattığını belirten Bilen, "Omuz problemleri, sıklıkla omuz ağrıları ile kendini göstermektedir. Omuz ağrılarının yüzde 80'i omuz sıkışmalarından kaynaklanmaktadır. Omuz sıkışma sendromu, ilerleyen yaşlarda hareket azlığından dolayı erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülmektedir. Kolları hareket ettiremez hale getiren omuz sıkışmasında ağrı, kollar yukarı kaldırılırken ve geriye götürürken ortaya çıkmaktadır. Omuz problemleri, genellikle duruş bozuklukları ve vücudun yanlış kullanılmasına bağlı olarak gelişmektedir. Bel ve karın kasları gelişmemiş, omuzları önde duran, sırtı biraz kamburlaşmış insanlarda omuz problemlerinin görülme ihtimali daha yüksektir. Düzenli spor yaparak kas yapısını güçlendirmek ve doğru bir duruşa sahip olmak omuz problemlerinin görülme riskini azaltmaktadır." şeklinde konuştu.
OBEZİTE SİNİRLERİ SIKIŞTIRABİLİR
Obezite hastalarında omuz ağrılarının daha fazla görüldüğünü belirten Bilen, "Boyuna göre kilosu fazla olan kişilerde omuz tendonlarının yıprandığı bilinmektedir. Fazla ağırlığı kaslara ve sinirlere baskı yapması sinir sıkışmasına neden olabilir. Obezite hastalarında omuz problemleri ve buna bağlı olarak omuz ağrıları daha fazla görülmektedir. Hastanın duruş bozukluğu varsa onu giderici egzersiz programı uygulamak, sportif bir aktivite ile özellikle bel ve karın bölgesini de çalıştırarak, iki kürek kemiği arasındaki kasları güçlendirip duruş düzeltilmelidir." ifadelerini kullandı.
D VİTAMİNİ ALIMINI İHMAL ETMEYİN
"Güneş ışınlarından yeterince faydalanmayan ve düzensiz beslenen kişilerde vücuttaki D vitamini oranı düşmekte ve buna bağlı olarak birçok sağlık sorunu oluşmaktadır." diyen Bilen, şu ifadeleri kullandı: "D vitamini eksikliğine bağlı olarak omuz tendonları da dayanıklılığını yitirmekte, kolay yıpranmaktadır. Omuzlarda meydana gelen bu yırtıkların önüne geçmek adına günde 15-20 dakika güneşlenmek gerekir. Omuz tendon yırtıkları boyun ağrıları ile karıştırılabilmektedir. Boyun ve omuz ağrısını ayırmanın en kolay yolu eli başın üzerine koymaktır. El başın üzerine konulduğunda ağrı azalıyorsa sorun boyun kökenli, ağrı artıyorsa omuz nedenlidir. Tedavi hastanın yaşına, şikayet ve beklentilerine göre belirlenmektedir."
KURBAĞALAMA YÜZME DONUK OMUZA İYİ GELİYOR
Kurbağalama şeklinde yüzme egzersizlerinin donuk omuz hastalığına iyi geldiğini belirten Doç. Dr. Erkal Bilen, "Halk arasında 'donuk omuz' olarak bilinen hastalık daha çok 40-50 yaşlarında görülmektedir. Omuz hareketi kısıtlılığıyla karıştırılan donuk omuz rahatsızlığında hem pasif hem de aktif hareket kısıtlılığı söz konusudur. Kişi omuzunu kendisi kaldıramadığı gibi başka birisi de omuzu hareket ettirememektedir. Kendisini sıkan, sıkıntılarını içine atan, nefesini tutan kişilerde daha fazla görülen rahatsızlıkta omuz aşırı ağrı nedeniyle kendisini korumaya almakta ve hareketlerini kısıtlamaktadır. Kol kemiği ile kürek kemiğini dışarıdan birleştiren, esnek kapsül dokunun hacmi ve esnekliği azalarak kalınlaştığı için kişi elini beline ya da yukarı kaldıramaz duruma gelmektedir. Fizik tedavi ve cerrahi yöntemlerin de tedavide kullanıldığı donuk omuz hastalığında, zorlamadan yapılan kurbağalama şeklinde yüzme egzersizleri olumlu sonuçlar vermektedir. Nefes terapisi de özellikle bu durumun önlenmesinde ya da hastalığın daha rahat bir süreçte iyileşmesinin sağlanması için yararlı olacaktır." diye konuştu.
Doç. Dr. Erkal Bilen, omuz sağlığı için şu önerilerde bulundu:
-Duruş bozukluğu ve D vitamini eksikliği olmamalıdır. Kamburluğun artmamış ve omuzların öne doğru gitmemiş olması gerekmektedir.
-Kollar ve eller gözlerin görme alanında kullanılmak üzere dizayn edilmiştir. Kollar ve eller vücudun önünde kullanılmalıdır. Kol ne kadar uzağa kaldırılırsa, omuza binen yük de o kadar artacaktır.
-Tendonların esnekliğini koruması için antioksidanlardan zengin beslenmek gerekmektedir. Antioksidanlardan en önemli olan D vitaminidir. Onun dışında C vitamini, selenyum, çinkonun da yeterli miktarda vücutta bulunması gerekmektedir. Besin seçiminde sebze ve meyvenin ağırlıkta olması önemlidir.
-Tendonlar büyük oranla su içermektedir. Vücutta su az olursa, tendonlar da yıpranabilir. Bu durum, geri dönüşümü zor bir sorundur. Su tüketimine dikkat edilmelidir.
-Sigara tendonlardaki çapraz bağları bozarak esnekliğinin kaybolmasına ve kolay yırtılır hale gelmesine neden olmaktadır. Sigara içilmemelidir.
-Gazlı içeceklerin her bakımdan tüm vücuda zararları bulunmaktadır. Sadece insülin metabolizmasını olumsuz etkilemesi bile tendonların yıpranmasına yol açmaktadır. İnsülin direnci artan vücutta tendonlar çok daha kolay yıpranır. Çünkü gazlı içecekler kan şekerini birden yükseltir ve buna bağlı olarak vücutta insülin de yükselir. İnsülinin diğer bir etkisi de yağ yapma özelliğidir. Göbek ve bel çevresindeki yağ arttıkça, insülin direnci daha da artmaktadır.
Cihan CİHAN