Yeni Türkiye söylemleriyle sürekli meydanlarda oy isteyen halkı poh pohlayan zihniyetin daralmakta olan ve gittikçe gerileyen bir ekonomiyle böyle söylemlere yönelmesi siyasetten akademisyenlere kadar bütün kesimlerin tepkisini çekiyor. Konuyu köşesine taşıyan Taraf gazetesi yazarı Süleyman Yaşar konuyla ilgili 'Yeni Türkiye küçülüyor' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Yaşar'ın o yazısı:
"Dün sanayi üretim endeksi açıklandı. Buna göre Ocak 2015’te imalat sanayii üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,4, bir önceki aya göre yüzde 1,4 oranında azaldı. İmalat sanayiindeki bu gerileme önemli bir gösterge oluyor.
Peki, niye önemli imalat sanayiindeki gerileme?
Önemli çünkü imalat sanayii istihdamı hizmet ve tarım sektörüne göre daha uzun süreli oluyor. Ve özellikle ihraç malı üreten fabrikaların bu sektörde olması büyümeyi hızlandırıyor. Yine imalat sanayii sürdürülebilir döviz kazandıran sektör oluyor. İşte bu nedenle yılın ilk ayında imalat sanayii üretiminin yüzde 2,4 gerilemesi bu yıla iyi başlamadığımızı bize gösteriyor.
Tabii bu arada imalat sanayii istihdamının, mayıs- kasım 2014 arasında, 81 bin kişi azalması bu sürecin bundan böyle devam edeceği sinyalini veriyor. Çünkü yılın ilk iki ayında yani ocak ve şubat aylarında ihracat sırasıyla yüzde 9.8 ve yüzde 13 oranında geriledi. Bu arada Türk parasının dolar karşısında 25 Şubat 2015’ten beri her gün artması bu ülkenin para piyasalarında kriz olduğunu bize gösteriyor. Gerçi dün Merkez’in müdahalesiyle bir durulma oldu. Ama Türk parasının dolar karşısında bu düzeyde seyretmesinin ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceğini belirtmekte fayda var.
HÜKÜMET’İN HESABINA GÖRE DOLAR 2.28 LİRA OLACAKTI
Peki, büyümeye geçebilmek için doların fiyatının ne olması gerekiyor?
Hemen cevaplayalım, hükümet 2015 yılı için Türk parası karşısında doların ortalama fiyatını 2 lira 28 kuruş olarak tahmin etti. Kur hedefimiz yok söylemine inanmayın. Tabii ki dalgalı kur rejiminde kur hedefi söylenmez. Ama büyüme hesabını yapmak için kur hedefi belirlemek şart, biliyorsunuz. O hâlde ortalama kur 2 lira 28 kuruş alınarak yapılan yüzde 4 büyüme hesabının doların 2 lira 60 kuruş olduğu bir düzeyde tutturulması mümkün olamaz.
Bu arada “euro/dolar paritesi değişti” diyenler olabilir. Paritenin dolar lehine değişeceğini yaklaşık iki yıldır herkes biliyordu. Durum böyle olunca parite dolar lehine gelişince euronun değer kaybetmesi gerekiyor. Ama Türk parası karşısında dolar değer kazanırken euro değer kaybetmiyor aksine değer kazanıyor. Yani yarım dolar ve yarım eurodan oluşan kur sepeti artıyor. O hâlde Türkiye’de döviz kurlarının bu şekilde seyretmesinin ağırlıklı olarak iç dinamikten kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Kısaca kur sepeti 2 lira 50 kuruş düzeyine gerilemediği takdirde ekonominin daralacağını belirtelim. Ve büyümeyi olumsuz etkileyen bu gelişme devam ettiği takdirde bu yıl büyüme yerine ekonomide küçülme olabilir.
BÜYÜME DURUNCA HÜKÜMETİN AKLINA GAP GELDİ
Bir de hemen belirtmekte fayda var, hükümet, Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP), Konya Ovası Sulama Projesi ve FATİH Projesini bir kenara bırakıp lüks konut, lüks AVM, lüks devlet binaları, çılgın projeler türünden dış ticarete konu olmayan alanlara kaynakları aktarıp gösterişe dalınca gelinen aşamanın ekonomik küçülme olduğunu şimdi görüyoruz.
Bu arada Başbakan Davutoğlu hafta sonunda Mardin’de GAP Eylem Planı’nı açıkladı. Ve GAP’a 2018’e kadar 27,7 milyar lira ödenek ayrılacağını söyledi. Oysa GAP Eylem Planı 18 Haziran 2008 tarih ve 26910 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile uygulamaya konulmuştu.
Şimdi Resmi Gazete’den aynen aktaralım; GAP Eylem Planı kapsamında yer alan eylemler için 2008-2012 döneminde, 2008 yılı fiyatlarıyla, toplam 26,7 milyar TL’lik kaynağa ihtiyaç bulunmaktadır. Sözkonusu kaynağın 7,3 milyar TL’lik kısmı Eylem Planı olmaksızın mutat olarak bütçe kapsamında tahsis edilecek kısımdan oluşmaktadır. Bu dönemde Eylem Planı için gereken ek finansman ihtiyacı 19,4 milyar TL olup, bu tutarın 4,9 milyar TL’lik kısmının merkezî bütçe dışından, 14,5 milyar TL’lik kısmının ise, 1 milyar TL’si 2008 yılında olmak üzere merkezî bütçe kapsamında finanse edilmesi öngörülmektedir. Ve GAP’ın bu açıklanan eylem planıyla 2014’e kadar bitmesi gerekiyordu. Peki, bitirilecek olan neydi? Şuydu; GAP’ta barajlar dolu. İşte barajlardaki su tarlalara verilecekti. Ama bu sulama kanalları tam 14 yıldır yapılmadı.
Anlayacağınız, büyüme durunca şimdi hükümetin aklına tekrar GAP geldi. Tabii bu arada Konya Ovası Sulama Projesi ve FATİH Projesi olmadan uzun vadeli ve yüksek oranlı büyümenin tutturulamayacağını tekrar hatırlatmakta fayda var."