Suriye'deki kimyasal silahların imhasını düzenleyen BMGK karar tasarısı kabul edildi.
BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin daha önce üzerinde anlaşmaya vardığı Suriye karar tasarısı, 15 üyenin oy birliğiyle kabul edildi.
BM Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen oylamaya Güvenlik Konseyi üyelerinin dışişleri bakanları katıldı. Oylamada 15 üyenin tamamı lehte oy kullandı.
Karar metninde her nerede olursa olsun kimyasal silah kullanımının uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğu belirtilerek, başta 21 Ağustos Guta'daki saldırı olmak üzere Suriye'de kimyasal silah kullanılması en şiddetli biçimde kınandı.
Suriye'de kimyasal silah kullanımı, geliştirilmesi, üretilmesi, temin edilmesi, stoklanması, doğrudan ya da dolaylı olarak diğer devletlere ya da devlet dışı gruplara transfer edilmesine izin verilmeyeceği kaydedilerek, bu kapsama Suriye'deki tüm tarafların girdiği vurgulandı.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Yönetim Kurulu'nun aldığı bütün kararlara Suriye'nin uyması istenen kararda, BM ve OPCW'nin atadığı görevlilerin güvenliklerinin sağlanması ve istenilen her yerde denetim yapabilmeleri için giriş izninin verilmesi talep edildi.
Karar metninde OPCW Yönetim Kurulu kararları ile BMGK kararına uyulup uyulmadığının denetlenmesi konusuna da yer verilerek, OPCW'nin düzenli olarak uygulamaları denetleyerek, BM Genel Sekreteri aracılığıyla BMGK'ya rapor sunması istendi.
Saldırıların sorumlularının hesap vermesi konusuna da yer verilen kararda, Suriye'de kimyasal silah saldırısında sorumluluğu bulunan bireylerin yargılanması gerektiği belirtildi.
Geçiş hükümeti
Geçen yıl haziran ayındaki uluslararası toplantıda kabul edilen Cenevre Mutabakatı'na atıf yapılan kararda, mutabakat metninde yer alan siyasi geçiş sürecine destek verildi.
Tüm yürütme yetkisini yüklenecek geçiş hükümetinde, karşılıklı rıza ile mevcut hükümet, muhalifler ve diğer gruplardan temsilcilerin bulunabileceği vurgulandı.
Cenevre Mutabakatı'nın uygulanması için uluslararası konferans düzenlenmesi çağrısı da yapılan kararda, Suriye'deki tüm taraflardan yapıcı bir biçimde sürece dahil olmaları ve Cenevre Mutabakatı'na bağlı olarak istikrar ve uzlaşmanın temin edilmesi isteniyor.
Kararda BM üyesi ülkelerden kimyasal, biyolojik ve nükleer silah geliştirme, kullanma ya da sahip olma çabasında olan devlet dışı aktörlere her türlü destekten sakınmaları uyarısı da yapılarak, özellikle Suriye'nin komşularından bunun aksi yöndeki uygulamaları derhal BMGK'ya bildirmeleri isteniyor.
BM Şartı'nın 7. bölümü
Karar metninde, BMGK kararına uyulmaması, Suriye'de kimyasal silahların izinsiz transferleri ya da bu silahların kullanılması halinde BM Şartı'nın 7. bölümü altında önlemler alınacağı vurgulandı.
Metnin son bölümünde yer alan ve 7. bölüme atıf yapılan maddenin, Suriye'nin kararlara uymaması durumunda askeri güç kullanılmasına yetki verip vermeyeceği tartışılıyor. Rus diplomatlar askeri güç için yeni bir BMGK kararı gerektiğini belirtiyor.
İlk umutlu haber
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye hakkındaki karar tasarısının kabul edilmesinin ardından açıklama yaptı.
"Bugün kabul edilen tarihi BMGK kararı Suriye konusunda uzun bir süredir gelen ilk umutlu haber" ifadesini kullanan Ban, kararın ardından BM ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) uzmanlarının çalışmalara başlayacağını, öncü ekibin salı günü Şam'a gideceğini kaydetti.
BMGK kararının Suriye'nin kimyasal silah programının mümkün olan en kısa sürede imha edilmesini şeffaflık içinde sağlayacağını vurgulayan Ban, BM ve OPCW'nin ilerleyen günlerde sürecin nasıl ilerleyeceğine ilişkin prosedürü açıklayacağını söyledi.
Ban, Suriye'de yaşanan trajedinin tek nedeninin kimyasal silah olmadığını vurgulayarak, "Suriye'de bombalar, tanklar ve silahlarla dehşetin devam ettiğini asla unutmamalıyız. Bir tür silaha kırmızı ışık yakmak diğerlerine yeşil ışık anlamına gelmez. Bu karar konvansiyonel silahlarla öldürme izni vermez" diye konuştu.
Diplomasi vurgusu
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, oylamanın ardından yaptığı konuşmada, BMGK'nın, diplomasinin ne kadar güçlü olabileceğini gösterdiğini dile getirerek, "Diplomasi en kötü savaş silahını dahi etkisiz hale getirebilir. Bu gece kimyasal silah kullanımının uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu hep beraber ilan ettik" diye konuştu.
"Başkan Obama'nın masaya koyduğu askeri müdahale seçeneği de Suriye'nin kimyasal silah kapasitesini sona erdirme sonucunu verebilirdi" diyen Kerry, ancak kabul edilen BMGK kararının daha büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Kerry, "Anlaşmaya göre, Suriye'nin kimyasal silah stoklarının imhasına yönelik saha çalışması kasım ayında başlayacak ve gelecek yılın ortasında bu silahlar imha edilmiş olacak" ifadesini kullandı.
Esed rejiminin 21 Ağustos'taki saldırı dolayısıyla hesap vermesini de istediklerini anlatan Kerry, "Bu BMGK kararı, bu iğrenç suçu işleyenlerin hesap vermesini içeriyor" değerlendirmesinde bulundu.
BMGK kararının sonuçları olduğunu belirten Kerry, "Eğer rejim taahhütlerini yerine getirmezse sonuçları olacak. Sürecin işleyişine ilişkin BMGK'ya sık sık rapor sunulacak, eğer rejim karara uymazsa BMGK, BM Şartı'nın 7. bölümü altında gerekli önlemleri alacak" dedi.
Kerry, BMGK kararı çıkarmak için gösterilen birliğin Suriye'deki trajediyi sonlandırmak için de gösterilmesini istedi.
Güç kullanma izni vermez
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ve BM uzmanlarının Suriye'de tarafsız ve profesyonel bir çalışma gerçekleştireceklerini söyledi.
Rusya'nın, Suriye'de uzmanların yapacağı çalışmaya her türlü desteği vermeye hazır olduğunu anlatan Lavrov, Şam'ın OPCW'ye taraf olarak ve kimyasal silah listesini vererek istekli olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Lavrov, karar metninde geçen 7. bölüm paragrafına ilişkin de açıklama yaparak "BM Şartı'nın 7. bölümünün metinde yer alması, otomatik olarak güç kullanılmasına izin vermez" yorumunda bulundu.
Lavrov, sadece rejimin elinde kimyasal silah olmadığını belirterek, karar metninde Suriye'nin komşularının, devlet dışı aktörlerin kimyasal silah elde etme çabalarını rapor etme yükümlülüğü olduğunu hatırlattı.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ise konuşmasında, alınan karar sayesinde artık 21 Ağustos’taki saldırının benzerlerinin yaşanmayacağını belirterek, uzmanların saha çalışması için İngiltere'nin OPCW'ya 3 milyon dolar maddi yardımda bulunacağını söyledi.