Sınırda yaşananlarla ilgili kritik bilgiler

Sınırda yaşananlarla ilgili kritik bilgiler
TSK'nın IŞİD'i vurması öncesi ve sonrası yaşanan ulusal ve uluslararası gelişmeler dikkat çekti.

Türkiye bu hafta ölüp ölüp dirildi. Suruç bombalı terör saldırısı, şehit polisler ve Kilis derken gündem bir anda ABD'nin tekrar İncirlik üssünü kullanması konuşulmaya başlandı. TSK, IŞİD üslerini vuruken sınırda neler yaşandığı ve Suriye ile saavaşa mı girdik sorusu akılalra takıldı.Konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Milliyet gazetesi'nden Serpil Çevikcan köşesinde konunun detaylarını açıkladı.

İşte Çevikcan'ın o yazısı:


ABD ile varılan mutabakata göre, Türkiye, Suriye sınırına girmeden 40 km menzilli fırtına obüsleri ve ağır silahlarla, ABD ise uçaklarla bölgede güvenliği sağlayacak. ABD sınırlı biçimde İncirlik Üssü’nü kullanabilecek ama kara birlikleri olmayacak
Suruç’ta yaşanan terör saldırısı ve ardından gelen artçı şoklar, Türkiye’nin genelde kuzey Suriye, özelde IŞİD’e ilişkin stratejisini yeniden şekillendirdiği bir dönemde yaşanıyor.

Dün Kilis’te, sınır hattında IŞİD ile TSK’yı fiilen savaş noktasına getiren gelişmeler kuşkusuz yeni stratejinin zamana yayılmasını önleyecek ve ABD ile Fırat’ın batısı konusunda varılan mutabakat çok daha hızlı devreye girecek.

Bakanlar Kurulu’nda ABD ile varılan mutabakata ilişkin bir kararnamenin imzaya açıldığı bilgilerinin kamuoyuna yansımasının ardından dikkatler, mutabakatın içeriğine odaklandı.

PKK-PYD’nin, Suriye’nin kuzeyinde Tel Abyad’ı ele geçirmesi, burada yeni bir durumu ortaya çıkarmıştı.

Kobani ve Cizire kantonlarını birleştiren PKK-PYD’nin, Cerablus’la Afrin arasındaki hattı da alması halinde Suriye’nin Türkiye sınırına bütünüyle hakim olması ihtimali doğmuştu.

Aynı dönemde Cerablus’la Afrin arasındaki Özgür Suriye Ordusu’nun kontrol ettiği bölgeye Tel Abyad’tan çekilen IŞİD’in saldırıları başlamıştı.

Türkiye, bu gelişmeler üzerine PKK-PYD’nin ya da IŞİD’in Fırat nehrinin batısındaki bu alanı kontrol altına almasını “kırmızı çizgi” ilan etmişti.

Türkiye, bu durumda, kendi başına bu alanda güvenli bölge oluşturmayı gündemine almış, İran ve Rusya ile de bu konuda temaslar yürütmüştü.

Suriye iç savaşının başladığı günden bu yana uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge tezlerini savunan ancak ABD’den destek bulamayan Türkiye, gelişen yeni durum karşısındaki kararlılığını net biçimde ortaya koymuş, aynı dönemde Türkiye’ye gelen ABD Başkanı Obama’nın IŞİD Özel Temsilcisi John Allen başkanlığındaki heyete de bu kararlılığını iletmişti.

Bu noktada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye sınırı ve Cerablus hattı konusundaki hassasiyetleri kamuoyuna yansımış, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar başta olmak üzere bölgeye yapılan ziyaretler dikkati çekmişti.

Allen başkanlığındaki heyetle yürütülen müzakereler sonunda, Türkiye’nin tezlerini de kapsayan İncirlik Üssü’nün kullanımı odaklı bir mutabakata varıldı. Varılan mutabakatın içeriği ve Ankara’nın güvenlik bölge planına ilişkin erişebildiğim bilgiler şöyle:

Güvenli bölge

Türkiye’nin kritik bölge olarak nitelendirdiği Cerablus-Azez hattındaki yaklaşık 100 km’lik alanda, 40 km derinliğinde bir güvenli bölge oluşturulması planlanıyor. Oluşturulan bölge uçuşa yasak bölge ilan edilecek. Böylece, hem bölgeye yönelik IŞİD ve PYD riskinin önlenmesi hem de Kuzey Halep kaynaklı büyük göç dalgasına karşı önlem alınması hedefleniyor.

Türkiye’nin Suriye topraklarına girmeden, sınırdan 40 km menzilli fırtına obüsleri ve ağır silahlarla bölgenin denetimini sağlaması amaçlanıyor.

TSK’nın 40 km. derinliğine kadar oluşturulacak güvenli bölgede olası operasyonları, Ankara’nın iki kırmızı çizgisinin ihlaline bağlı: Fırat’ın batısına IŞİD ya da PYD tarafından saldırılması ve göç dalgası.

Bu bölgede IŞİD veya başka güçlerin yerel halka yönelik saldırılarına ABD ve dolayısıyla koalisyon hava güçleri karşılık verecek. Bu noktada, koordinat ve istihbarat paylaşımı birlikte yürütülecek.

Bu kapsamda, IŞİD’e karşı aralıksız hava operasyonu gerçekleştiren koalisyon güçleri ve ABD, İncirlik Üssü’nü sınırlı biçimde kullanabilecek. Bu nedenle İncirlik, ABD ve koalisyon güçlerinin sınırlı sayıda uçağına açık olacak. Bu uçaklar da güvenli bölge koordinatları kapsamında, sınırlı bir rotada uçacak. Üssün ABD kara birlikleri tarafından kullanımı mümkün olmayacak. Sadece bir teknik askeri bir grup gelecek.

Eylem planına göre uçaklar, bölgeyi kontrol ve bu bölgeye olası bir saldırıda karşı bombardıman amacıyla İncirlik’ten havalanacak.

Güvenli bölgede Türkiye’nin ya da ABD’nin kara birliklerinin bulunmasının düşünülmediği, olası risklere karşı Türkiye’nin uzun menzilli silahlarla, ABD’nin ise uçaklarla güvenliği sağlayacağı ifade ediliyor.

Sadece acil iniş için

Uzun süredir gündemde bulunan ABD’nin İncirlik’te bulunan insansız hava araçları predatörlerinin silahlandırılması da mutabakat kapsamında gerçekleştirilecek. 6 predatörden 2’sine silah donanımının monte edileceği, predatörlerin de ancak özel operasyonlarda, nokta atış amacıyla kullanılmasının tasarlandığı belirtiliyor. Predatörlerin silahlandırılmasına ilişkin teknik çalışmanın da henüz tamamlanmadığını söyleyelim.

Diyarbakır ve Batman’daki askeri üslerin de ABD ve koalisyon uçaklarına açılması söz konusu. Ancak bu üslerin sadece “acil iniş” kapsamında kullandırılması planlanıyor.

ABD ile varılan mutabakata yönelik ortak deklarasyonun kısa süre içerisinde açıklanabileceği, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan kararnamenin de deklarasyonun içeriğine dönük mutabakat olduğu ifade ediliyor.

Sınırda yoğun güvenlik

Bu gelişmelere paralel olarak, aslında 1998’den bu yana gündemde olan yeni entegre sınır güvenliği projesi de Suriye sınırında yaşama geçirilecek.
 
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Genelkurmay Başkanlığı, ASELSAN ve İçişleri Bakanlığı belirli aşamaları yapılan projeyi entegre hale getirecek.

Büyük ölçüde elektronik gözetlemeye dayalı sistem, fazla sayıda askerin sınırda görev almasının da önüne geçecek.
Entegre sistemin yaşama geçmesiyle, sızma, sınır güvenliği, yabancı savaşçı geçişi, sınırdan kaçak geçişler ve insan kaçakçılığının önlenmesi tasarlanıyor.
 
Kritik bölgelerde duvar örülmesini de içeren sistemin 350 kilometrelik bir alanda parça parça uygulanacağı, belli alanlarda 50-60 km’lik, belli alanlarda 30-35 kilometrelik uzunluklarda entegre sistemin yaşama geçirileceği ifade ediliyor.

 
Bu kapsamda sınırda Zeplinler’le 24 saat gözetleme yapılacak.

24 Temmuz 2015 08:54
DİĞER HABERLER