UNICEF, Suriye'deki kolera salgınının kötüleştiğini, yerel yönetimlerin klor tabletleri ve aşılarla salgını durdurmakta güçlük çektiğini bildirdi.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF) ülkede 35 binden fazla şüpheli vaka bildirildiğini, ortalama olarak sadece 2 bin 500 kişiye test yapıldığını ve bunların yaklaşık yarısına kolera tanısı konulduğunu belirtti.
Suriye Sağlık Bakanlığı resmi verilerine göre bugüne kadar koleradan dolayı 46 can kaybı kaydedildi. Reuters haber ajansına konuşan bir bakanlık yetkilisi, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) sağladığı tıbbi yardım ve kolera aşıları sayesinde salgının etkisinin azaldığını kaydetti.
DSÖ'ye göre Suriye'deki vakalar, haziran ayında Afganistan'da başlayan, oradan Pakistan'a, İran ve Irak'a yayılan salgınla bağlantılı. Salgın Suriye ile birlikte Lübnan'da da görülüyor.
Salgın nereden çıktı, nasıl yayılıyor?
Kirli su, gıda ve kanalizasyondan yayılan kolera ağır ishal ve su kaybına neden oluyor. Tedavi edilmemesi halinde ölümle sonuçlanabiliyor.
Suriye'deki su boruları ve su pompalama tesisleri on yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta büyük zarar gördü. Bu yıl yaşanan kuraklık ise ana su kaynağı olan Fırat Nehri'nin su seviyesini fazlasıyla düşürdü.
Şam'da göz, kulak, burun, boğaz doktoru Nabbough al-Awwa durgun sulara katı atık atılmasının salgını tetiklediği görüşünde.
Suriyeli doktor "Eğer nehir suyu akıyorsa sorun yok. Ama su seviyesi yükselen sıcaklıklarla çok düştüğünde bu bakteriler çoğalmaya ve yayılmaya başlıyor" dedi.
Doktor Awwa ayrıca çiftçilerin de arıtılmamış nehir suyu kullandığını belirterek bakterilerin sebzelere kolayca bulaşabileceğine ve buradan da kentlere yayılabileceğine dikkat çekti.
Ülkedeki bazı restoranlar müşterilerini korumak için menülerinde değişiklik yaparak marul gibi yeşil yapraklı sebzeleri kullanmayı bıraktığını ifade etti.