Zirve, Suruç, Yazıcıoğlu, Anter gibi davaların avukatları çarpıcı açıklamalarda bulundu. Avukatlar, derin yapılarla ilgili davaların kapatıldığını, mesafe alınan soruşturmaların ise savcı değişikliği, nakil gibi yöntemlerle kilitlendiğini belirtildi.
Suruç davası avukatı Sezin Uçar: Suruç soruşturmasında katliamın bağlantılarının açığa çıkarılması bakımından yapılan tek bir işlem dahi yok. Gizlilik kararının kaldırılması için AYM'ye yapmış olduğumuz başvuruda da henüz bir gelişme yok maalesef. Soruşturma savcısı tek bir talebimizi dahi yerine getirmedi. Yetkililer hakkında yapmış olduğumuz şikayetle ilgili de henüz bir işlem yapılmadı. Suruç sonrasındaki katliamların önlenememiş olmasının bu soruşturmanın aydınlatılmamasındaki kasıtla bağlantısı nedeniyle diğer Faili meçhullerden daha farklı bir yerde duruyor.
YETKİLİLER YARGILANACAK
Suruç katliamı aydınlatılsaydı Ankara ve Sultanahmet katliamları yaşanmayacaktı. Hükümet -IŞİD bağlantıları; bu soruşturmalar ile kurulan ilişki ve Başbakanın canlı bombalarla ilgili verdiği demeçle açıklık kazanmış oldu. dosyaların üzeri kapatılıyor. Katliam faillerinin arkasındaki bağlantılar ortaya çıkarılmıyor. Dosyaların tek bir tutuklusu dahi yok. Çünkü gerçek bir yargılama yapılması durumunda IŞİD terör örgütünün tüm bağlantıları ortaya çıkarılacak ve devletin en merkezi konumdaki yetkililerinin de yargılanmasını içerecek bir süreç başlayacak. Bunun da önüne geçiliyor.
KiRLi ZiHNiYET DEVLETLE UZLAŞTI
Musa Anter davası avukatı Selim Okçuoğlu:Bu tür davalarda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması konusunda hem yargıda hem de kamu kurumlarında ciddi bir isteksizlik var. JİTEM'e peş peşe beraat verildi. Davalar gitmesi gereken yerlerden farklı şehirlere götürüldü. Anter davasında sanık ve tanık olan Abdulkadir Agan'ın savunması alınmadı. Anter cinayetine ilişkin bilgilerin yer aldığı MİT'ten, emniyet istihbarattan ve TSK'dan gerekli bilgiler alınamadı. Buna mahkemelerin isteksizliği eklenince olumsuz bir tablo ortaya çıktı. O dönemin ilişkiler ağında olanlar devletle iş birliğine girdi, uzlaşma olduğunu düşünüyoruz.
17/25 ARALIK SORUŞTURMALARI HUKUKSUZLUĞU KANITLIYOR
17/25 soruşturması avukatı eski İstanbul Baro Başkanı Muammer Aydın:25 Aralık'ta ciddi iddialar ortaya atılmıştı. Hukuk devletinde bu iddialar araştırılır. İddialar gerçekse delillerle beraber şüpheliler cezalandırılır. Eğer hukuk devleti işlemiş olsaydı 17 ve 25 Aralık'ta gerçekleşen bu hadiselerin hukuk normları doğrultusunda sonuçlanması gerekiyordu. Ama siyasi irade bunun üstünü örtmekte. Bu soruşturmaları yapanlara baskı uygulayarak dosyaları kapattırması, 4 bakanla ilgili fezlekenin Meclis'ten kaçırılması Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığını, yargının da siyasi iktidarın elinde bir silah gibi kullandığını net olarak göstermektedir.
CEZASIZLIK ZIRHI DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELDİ
Faili meçhuller davası avukatı Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen:Hükümet ve yargı bir dönem cesaretle üzerine gittiği davaları bugün sürüncemeye alıyor, kapatmaya çalışıyor. Dosyalar güvenlik gerekçesiyle farklı illere gönderildi. Halbuki hiçbir mahkemede tartışma dahi yaşanmamıştı. Son süreçteki yargılamalar tamamen şekil yargılamasıdır. Tüm suçlular beraat etti. Cezasızlık zırhı devlet politikası haline geldi.
Reyhanlı davası avukatı Deniz Özbilgin:Hedef saptırmak suretiyle dava aslından çıkarıldı. Davada şüpheli olarak 35 kişi var. Bunlar arasında olayda kullanılan cep telefonunu satan tezgahtar da var, şüphelilere araç kiralyan şirket yetkilisi de var, şahıslara battaniye götüren şüpheliler de var. Bu adamların bir araya gelip, 'Burayı patlatalım' diyerek bu davayı çözdüğümüzü iddia edemeyiz. Bir şekilde bu işin içinde olan ama esas planlayıcı olmayan isimler yargı huzuruna çıkarıldı. Olayın devlet içindeki bağlantılarını ortaya koyacak bilgiye ulaşmadık. Davanın görülmemesi için olağanüstü bir çaba var. Bugüne kadar 3 hakim değiştirildi.
ERGENEKON'LA İŞBİRLİĞİ YAPTILAR
Zirve davası avukatı Erdal Doğan:17 Aralık soruşturması başladıktan sonra hükümet Ergenekon sanıklarıyla bir ittifak haline girdiği herkesin malumu. Bu ittifakın hedefleri arasında hükümetin eski ortağı Gülen Grubu'na karşı bir cephe oluşturulmakta. Gülen Grubu'nu terör örgütü olarak ve iç tehdit olarak hedefe koyup Ergenekon davalarının bağlantıları da birer birer düşürülmek isteniyor. Aynı zamanda da 17/25 dosyaları da kapatmak isteniyor.
Tüm bu süreç 2013 Aralık'tan sonra adım adım sürdü. Bu davalardan bir tanesi de Zirve Yayınevi davasında mahkeme ve savcılar değiştirilip karar aşamasına gelindi. Kumpas iddiası üzerine diğer davalar gibi zirve davası da buharlaştırmak isteniyor. Savcılıktan tekrar mütalaa istendi. Ve yeni savcı da son iki yıl içine bitmesi gereken davayı bitirmesi gerekirken sanıkların daha önce inkar etmediği, edemedikleri delilleri hatta ikrar ettikleri delilleri şimdi kumpas çerçevesinde değerlendirmeye alacak muhtemelen.
TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ DİNAMİTLENİYOR
Türkiye'de adli hatalar yapılmış olabilir ama bu davaların hiçbirisi özellikle 2007 den sonra açılan Ergenekon ve jitem davalarının bir hayal mahsulü olduğunu kimse söyleyemez. Bu kirli olayların iktidarın çıkarları için hasır altı edilmesi Türkiye'nin geleceğini dinamitleme anlamını taşır.
BÜROKRASİYE UZANDIĞI İÇİN DAVA YÜRÜTÜLEMİYOR
Yazıcıoğlu davası Avukatı Av Selami Ekici:Yazıcıoğlu davası sürüncemede kaldı. Burada en büyük sıkıntı Özel Yetkili Mahkemeler'in kapanması oldu. Bu süreçten sonra herhangi bir gelişme yaşanmadı. Netice olarak kapatılmak isteniyordu ve kapatılmak istenen noktaya getirildi. Soruşturma askeri ve siyasi bürokrasiye uzanıyordu o yüzden sağlıklı yürütülemiyor. Dosyayı çözmeye çalışan yetkililer sürülürken takipsizlik kararı verenler terfi ettirildi.
SUÇ İŞLEYENLER AKLANIYOR
Uludere davasını takip eden Avukat Emirhan Uysal: Bütün faili meçhul soruşturmalarda, ucu devletin memuruna, kolluğun tırnağına dokunan her dosya etkili soruşturmadan uzak tutulmaya çalışılıyor. Soruşturmaların görüldüğü yerler değiştiriliyor, binlerce sayfalık iddianameler hazırlanarak sulandırılıyor, etkili soruşturmalardan uzaklaştırılmak isteniyor. Suç işlenmiş kişiler bu şekilde aklanıyor. Sorumlular gizleniyor. AYM'de dosyamız bekliyor. En üst adli makam dahi söz konusu suçlamayla ilgili soruşturmasını yapmıyor. İç hukuk bitirilmeden AİHM'ne gidilmenin yolu da bu şekilde kapatılıyor.
Özgür Düşünce