Merve Demirel'e polis tacizini duyuran Acun Karadağ: Bir iki polis aynı şeyi yapıyor
Ahvalnews'teki Podcast yayınlarından
'Konuşa Konuşa'da Gülten Sarı'nın konuğu, polisin üniversite öğrencisi Merve Demirel'e yönelik cinsel saldırısını sosyal medya hesabından duyuran ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra göreve iade edilmesi için eylemlerini sürdüren öğretmen Acun Karadağ'dı.
Karadağ, cinsel tacizin istisnai bir olay olmadığını, zaman zaman, kendisi de dahil polisin cinsel saldırısına maruz kaldıklarını belirtti.
Karadağ'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
-İhraç edilmemizin temelinde, özelleştirme, güvencesizlik ve köle gibi çalıştırma politikaları var. 15 Temmuz'la birlikte, 130 bin kamu emekçisi kanun hükmünde kararnameler ile ihraç edildi.
-İnsanların soruşturma geçirmeden, 'canımız istedi yaptık' şeklinde ihraçları kabul edilebilir bir şey değil. Tabii ki haklarımızı arayacaktık. Mücadele geleneğinden öğrendiğimiz çok şey var. Direniş için sokak çok önemli. Bir yerde yazmanız, salonda konuşmanız daha az kişiye ulaşıyor. Sokakta sonuç alacağımızı biliyorduk.
-Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile eylemlerimize tanıklık ettiniz. Oturma eylemine devam etmek istediğimizde şiddetli polis saldırısına uğradık. Eylem alanımız TOMA'larda ve İnsan Hakları Anıtı barikatlarla çevrildi.
-'Barikatın ardı vatandır, nereye barikat kuruyorsanız önünde eylem yapacağız' dedik ve o gün bugündür eylem devam ediyor. Birçok defa işkenceye, gözaltıya maruz kaldık. Hakkımızda birçok dava açıldı.
-Yüksel Caddesi'nde polis tacizine zaman zaman uğradığımız oldu. Ben de tacize uğradım ve polis hakkında şikayette bulundum ancak şikayetim işleme konulmadı. Buna rağmen, polisin benimle ilgili, 'Bana tacizci, tecavüzcü dedi' şikayeti işleme konuldu ve bana dava açıldı. Hem tacize uğruyorsunuz hem de kendinizi savunmak zorunda kalıyorsunuz.
-(Direnenlerden) Nazan Bozkurt da tacize uğradı. Ancak Merve Demirel olayında olduğu gibi belgeleyemedik biz o olayı. Nazan'a yumruk atan polis, kameraya çeken polise, 'Devrem silersin' demişti polis arkadaşına ancak o görüntü silinmemiş unutulmuştu ve biz daha sonra o görüntüyü de paylaştık.
-'Devrem silersin'le yürütüyorlar işi. Yapıyorlar, arkadaşlarına sildiriyorlar görünüyorlar.
-Çok fena yakalandılar Merve'nin olayında. Çok açık, inkar edilemez bir şekilde.
-Görüntü, foto, video var. Dolayısıyla bu aslında onların suçüstü yakalandığı fotoğraf, çok öfkeliler. Hem paylaşan, hem duyuran hem de iktidar eleştirisi yapanlara öfkeliler.
-Uzun süredir intikam peşinde koşan, vatandaşına tuzak kuran, dava açtıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Faşizm bunun adı.
-Merve'nin çok doğru bir tavrı oldu burada. Genellikle kadın tacize uğradığında bunu söyleyemez. Suçlanan kadın olur genelde, bu yüzden söyleyemiyorlar. Merve, 'bu utanç bana ait değil yapan kişiye aittir' dedi, çok doğru bir tavır.
-Cinsel saldırıya tevessül etmeyen polisler de var. İki yıldır tanıdığımız, elini sürmeyen polisler de var. Bir-iki tanesi aynı şeyi tekrar yapıyor. Yapan aynı şeyi tekrar yapıyor.
-Alandan bizi çekmek, yıldırmak için yapıyorlar. İkinci bir şey de, bunlar böyle yetiştirilmişler. Karşılarındaki eylemciler 'terörist, vatan haini' denilip her şeyi yapmak mübah diyorlar. Kişisel öfkelerini kusuyorlar bize. Kişisel kinlerini bir politika haline getirmişler.
-İnsan gibi bakamıyorlar, bunun bir hak olduğunu düşünmedikleri için. Kuzu kuzu gözaltına alınmamızı istiyorlar, direnmemize de öfkeleniyorlar.
-Eylem başladığından beri, İçişleri Bakanı sürekli örgüt üyeliği iddiasında bulunuyor. Biz açılan davalardan beraat ediyoruz ama onun kanaati değişmiyor.
'Halkın gözünde terörist gösterebilirsem, halk onlara yapılan her şeyi makul görür' düşüncesinde. Ama bu hiçbir zaman kabul görmedi.
-İnsan ister terörist, ister suçlu olsun, insanlara işkence yapamaz, onları taciz edemezsiniz. Bu gerçeğin farkında değil sanırım. Çok da saygı duyacağım biri değil.'Küfür ettiği, hesap sormazsam namerdim' dediği bir siyasi partide bakanlık yapıyor. Onun sözüne nasıl güvenebiliriz ki? Bizim ya da başkaları hakkında söylediği.
-En çok öfkelendikleri şu oldu: Başörtülüler sokağa çıkmaz diyorlardı. Biraz buradan öfkeliler. Başörtü üzerinden siyaset yaptılar, iktidara böyle geldiler. Şimdi başörtülü bir kadına tacizde bulundular. Merve'den önce, cemaat soruşturması ile alınan birçok insana işkence yapıldı ancak görüntülenemedi, ispatlanamadı. Yakalanmaktan dolayı duydukları bir öfke bu.
-Derya Okatan'ı gözaltına alıp konuşturmamaya çalışıyorlar. Faşizm ucuz, kolay bir şey değil. Bize pahalıya mal olacak bir şey. Tam da bu nedenden karşı koymalıyız. Çok tehlikeliler. Devletin gücünü kullanarak ezmeye çalışıyorlar.
-(Devletin intikam duygusuyla ilgili) Halkı uyutuyorlardı çok rahat, demokrasi geliyor vs. gibi. Solcuları da teslim alarak. Pat diye bir Gezi diye bir şey çıktı ortaya. Birden işler tersine döndü. Bunun bir kini var. Oyunları bozuldu. Bir servet edindiler. Bu servet ellerinden gidecek. Kafa tuttukları, tokatladıkları herkes onlar düştüğünde tekmeleyecek. Hesap sorma korkusu bu.
-Suç işlediler, Gezi'de çocuklarımızı öldürdüler. Gün gelip de güçten düştüklerinde bunun hesabı da sorulacak. Suç işledikçe suç işlemeye devam ediyorlar. Suçu suçla bastırıyorlar.
-Bugün tokat attığım yarın beni tekmeleyecek korkusu yaşıyorlar. Dokundukları her halktan her insan onlara dokunacak. Kürtlere, Alevilere, Türklere yaptıkları, işten attıkları...
-Batağa battılar. Korku salmaya çalışıyorlar. Politik olmayan insanlara korku vermek istiyorlar. Politik olanlar zaten mücadelelerini sürdürüyor. Halka giderek bunu aşabiliriz.
-İçişleri Bakanı'ndan Cumhurbaşkanı'na kadar promptersız konuşamayan insanlarla, benim gibi elimde yazı olmadan derdini anlatan insanın tavrı bir olabilir mi? En çok samimiyetimize güveniyorum.
-Kimin ne dersi varsa, kimin iktidardan ne alacağı varsa onu talep etsin lütfen. İşi elinden alınan işini talep etsin. Evladı alınan evladını talep etsin. Evi başına yıkılan evini talep etsin. İktidar bu halka çok şey borçlu. Alacağını istesin, onlar da borçlarını ödesinler. Mücadele böyle yürüsün istiyorum.
Ahvalnews