İşte, 2001 yılında çıkardığımız yeni Türk Medeni Kanunu ile 2004 yılında çıkardığımız yeni Türk Ceza Kanunu Batı’dan alınmamıştır fakat Batılı normlar esas alınarak hazırlanmıştır.
Çağımızda sadece kanunlar değil devlet kurumu da çağın gereklerine uygun olmalıdır. Bunun başında yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı gelir. Yargı sadece vesayete ve cemaate değil, iktidara karşı da bağımsız olmalıdır.
Düşünün: “Bağımsız” HSYK yargıçlar atıyor, o yargıçlar medya kuruluşlarına kayyumlar atıyor; kayyumların hepsi iktidar partili veya yanlısı!
Ve bir gecede o medya organları iktidar yanlısı oluveriyor!
Bu nasıl tarafsız yargı?
AB İlerleme Raporu’nda belirtildiği gibi “yolsuzlukları soruşturacak bağımsız bir organ” mutlaka bulunmalıdır.
Halbuki bizde Kamu İhale Yasası’nda 100’den fazla değişiklik yapıldı, “istisnalar” yani ihalesiz iş verme yetkisi genişletildi. AB İlerleme Raporları yazıyor bunu.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek de “Elimde olsa bütün istisnaları kaldırırım” diyerek duruma isyan etmişti. (5 Kasım 2014)
Tarihimizde ilk defa bu sene AB İlerleme Raporu’nda Merkez Bankası bağımsızlığının zedelendiği belirtildi!
Tarihimizde yine ilk defa 2012’de Sayıştay’ın denetim raporlarını Meclis’e vermesini kısıtlayan kanun çıkarıldı ve çok şükür Anayasa Mahkemesi oybirliğiyle bunu iptal etti! (Karar No: 2012/207)
Listeyi uzatmayacağım. Çağımızda hukuk devleti kavramının ne kadar geniş olduğu bellidir.