Tahta kaşık ustası teknolojiye direniyor

Tahta kaşık ustası teknolojiye direniyor
Dedesi ve babasından tahta kaşık yapmanın inceliklerini öğrenen 70 yaşındaki Sabri Özşahin 10 yaşından beri kayın, zeytin ve şimşir ağaçlarına şekil vererek, birbirinden değişik mutfak araç ve gereçleri üretiyor. Çocukları teknolojiyi kullanıp fabrikada seri üretime geçerken, Özşahin ata mesleğini sürdürüyor.

Osmanlı geleneklerinin sürdürüldüğü Sakarya'nın Taraklı ilçesine bağlı Alballar köyünde yaşayan Özşahin, geçimini tahta kaşık yaparak sağlıyor. 6 metrekarelik 'Kaşık Odası' adını verdiği atölyede günlerini keresteleri özenle işleyerek geçiren Özşahin, ürettiği el emeği, göz nuru kaşıkları İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere çeşitli illere gönderiyor. Mersin Hediyelik Eşya, El Sanatları ve Yöresel Gıda Ürünleri Fuarı'nda stant açan Özşahin, gösterilen ilgiden memnun.

60 YILLIK KAŞIK USTASI

Kaşık yapımını 10 yaşındayken dedesi ve babasından öğrendiğini ifade eden Sabri Özşahin, "60 yıldan beri atölyemde üretime devam ediyorum. Gençliğimde kayın ağacıdan günde 250 kaşık yapıyordum ancak artık yaşlandım. Bir metreküp kayın ağacından 2 bin kaşık yapılabiliyorum. Zeytin, şimşir ve ardıç ağacını da kullandığımız oluyor. Bu ağaçlar bakteri almıyor ve üretmiyor. Üretimini yaptığım kaşıklar 15-20 sene kullanılabilir. Kaşıkta boya veya vernik de kullanmıyorum, sade olarak satıyorum. İstanbul başta olmak üzere, Ankara, Adana ve İzmir'e satış yapıyoruz." diye konuştu.

"KIZLARIM EŞLERİ İLE KAŞIK ÜRETİYOR"

Bölgede başka kaşıkçılarında bulunduğu anlatan tahta kaşık üreticisi, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşimi severek yapıyorum, yorgunluğum gidiyor. Bu işi yapmaktan başka alternatifim yok. Sabah erkenden başlıyorum, gece geç saatlere kadar çalışıyorum. Hayatımda bu işten kolay bir iş görmedim. 4 çocuğum var, işi onlara da öğrettim. Ancak onlar bu işi fabrikada yapıyor ben ise ata mesleğimi olduğu gibi sürdürmeye kararlıyım. Kızlarım bile şu anda eşleriyle kaşık üretiyor. Torunlarıma da nasıl yapıldığını anlatıyorum."

Köyde görev yapan imam ve öğretmenlere de mesleğin inceliklerini öğrettiğini vurgulayan Sabri Özşahin, "Kaşıkçılığı yanıma gelen herkese öğrettim. Köyde muhtarlık yaptığım zaman öğretmen ve hocalarla insani ilişkilerim iyiydi. Boş zamanlarını değerlendirmelerini söyledim. Daha sonra öğretmenlere ve cami hocalarına bu sanatı öğretmeye başladım. Özellikle cami hocalarının namaz aralarında vakitleri çok olduğu için nasıl yapıldığını gösterdim ve onlar da öğrendi. Daha sonra ürettiklerini sattılar, para da kazandılar. Buradan başka yerlere giden hocalar hala kaşık ürettiklerini söylüyorlar." ifadelerini kullandı.

"EN İYİSİ ŞİMŞİR AĞACINDAN YAPILIYOR"

Kayın ağacından yaptıkları kaşıkları 3, şimşir ağacından yaptıkları kaşıkları 8 liradan sattıklarını ve pazarlama sıkıntısı yaşamadıklarının altını çizen Özşahin, "İyi bir tahta kaşığın şimşir ağacından yapılır. Şimşir kaşığıyla yemek yerken ağız ve diş sağlığı sorunu yoktu. Kalın bağırsak hastalığı sorunu yoktu. Şimdi şimşirden yapılan kaşık çok az. Şimşir ağacı yok. Orman işletmelerinde fidanlama yapılırken, ya da yol açılırken kesilen ağaçlardan alıyoruz. Şimdi artık tahta kaşığın yüzde 99'u kayın ağacından yapılıyor." diye konuştu.

"FRANSA'YA SALATA KARIŞTIRMA ÇUBUĞU GÖNDERDİM"

Fransa'daki bir şirkete zeytin dalından salata karıştırma çubuğu gönderdiğini kaydeden Sabri Özşahin, sözlerini şöyle tamamladı: "Kaymakamlık ve belediyenin isteği üzerine hafta sonları Taraklı Kültür Evinde kurs verdim. Bana İtalya'ya gelip kaşık yapmam teklif edildi. Oraya gitmek için çok yaşlıyım. Kabul etmedim. Şimdi burada yaptığım kaşıkları, yemek kepçelerini çocuklarım yurtdışına gönderiyor." CİHAN
13 Şubat 2016 11:30
DİĞER HABERLER