İran’ın nükleer programını Viyana grubunun denetimine açarak, Tahran’daki araştırma reaktörü için gerekli yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumun Türkiye üzerinden “Takas”ına olanak sağlayan anlaşmanın tarafı üç ülkenin dışişleri bakanları bugün İstanbul’da buluşuyor.
Erdoğan, Lula ve Ahmedinecad tarafından imzalanan anlaşma, ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’nden çıkaracağı yaptırım kararları öncesine rastladığı için Washington’da tepki ile karşılanmıştı. Dışişleri Bakanı Clinton, anlaşmayı “Kâğıt parçası” olarak nitelemişti. Obama ise Erdoğan’ı arayarak BM’de “Hayır” oyu kullanmaması yönünde iknaya çalışmıştı. Hükümet 1200 kilogram Uranyum takasına Obama’nın mektubunun zemin hazırladığını savunmuştu.
Aynı günlerde Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisinin Doğu Akdeniz’de İsrail tarafından durdurulması ve 9 Türk vatandaşının öldürülmesi üzerine İsrail ile ilişkilerde “Kriz” patlamış, AKP hükümetine yönelik eksen kayması eleştirileri başlamıştı.
“Krizin soğuması” üzerine Türkiye, uranyum takası konusunda yeniden devreye giriyor. BM Güvenlik Konseyi’ndeki oylamadan sonra Tahran anlaşmasından desteğini çektiği öne sürülen Brezilya’nın Dışişleri Bakanı Celso Amorim İstanbul’a geliyor. Brezilyalı bakan, Davutoğlu ile ikili görüşme yapacak. İran Dışişleri Bakanı Muttaki de bugün İstanbul’da olacak.
Türkiye, İran ve Brezilyalı bakanlar “üçlü zirvede” Uranyum takasını konuşacaklar. Beklenti; Tahran anlaşmasının uygulanmasıyla ilgili bir mektubun AB ve Viyana grubuna iletilmesi ve böylece İran’ı masada tutacak diplomatik sürecin yeniden başlatılması...
Dışişleri Bakanı Davutoğlu Portekiz’de Muttaki ile buluşmuştu.
İran’la “Diyalog”un yeniden başlatılmasına yönelik olumlu hava Vietnam’daki ASEAN Zirvesi’nde Davutoğlu tarafından Hillary Clinton’a aktarıldı. Davutoğlu Kâbil’de Ashton’la görüştü.
İstanbul’daki üçlü zirveden üç sonuç bekleniyor:
1- İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said El Celili ile AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Ashton görüşmesine zemin hazırlanması.
2- İran ile Viyana grubunun teması.
3- Yüzde 20 zenginleştirmenin Batı tarafından garanti edilmesi halinde İran’ın bunu aşan miktardaki faaliyetlerini durdurması ve henüz yüzde 3.5’larda zenginleştirilmiş nükleer kapasitesinin hiçbir zaman silaha dönüşmeyeceğini ilan etmesi
Bu şartlar oluşursa, İran elindeki 1200 kilogram uranyumu Türkiye’de depolayacak ve Viyana grubu ülkelerinden zenginleştirilmiş yüzde 20 uranyumu alacak.
İstanbul’daki zirveden ne çıkar bilemeyiz ama Şam, Kâbil ve Hanoi’de izlediğimiz Davutoğlu’nun (Halit Meşal’den Karzai’ye, El Sadr’a kadar hayli zengin) görüşme trafiği yoğundu; 12 Eylül, Balyoz ve referandum tartışmalarından uzak kaldık. İç politikaya haftaya döneceğiz...