Soruşturma dosyasına sonradan dâhil olan savcılar, aralarında Bilal Erdoğan’ın da olduğu 96 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. 141 sayfalık takipsizlik kararı, çelişkili ve hukuksuz gerekçeleriyle dikkat çekiyor.
25 Aralık yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama soruşturmasında dün şoke eden bir gelişme yaşandı. Soruşturma dosyasına sonradan dâhil olan savcılar İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu, aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da olduğu 96 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 141 sayfalık takipsizlik kararındaki çelişkili ve hukuksuz gerekçeler dikkat çekiyor. Soruşturma sırasında tesadüfen elde edilen delillerin hukuken kullanılmayacağı savunuldu. Tayyip Erdoğan hakkında fezleke taslağında ‘dönemin başbakanı’ ifadesinin kullanıldığı iddia edildi. Savcılar, imzasız ve kaynağı belli olmayan bu ifadelere dayanarak polislere hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlaması yöneltti. Kararda, şüpheli olmadıkları halde dosyadaki zanlılarla yaptıkları görüşmeler sebebiyle dinlemeye takılan kişilerin dinlenmiş gibi gösterilmeleri de dikkat çekti. Aynı yöntem Selam Tevhid soruşturmasında da uygulanmıştı.
Takipsizlik verilenler arasında Abdullah Tivnikli, Cemal Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Ömer Faruk Kalyoncu, Berat Albayrak, Ahmet Çalık, Yasin el Kadı, Mehmet Fatih Saraç, Usame Kutub, Mustafa Varank, Mustafa Latif Topbaş ve Bilal Erdoğan bulunuyor. Dosyada sanatçı Orhan Gencebay ve gazeteci Ahmet Hakan Coşkun da şüpheli olarak gösterildi. Bu isimlerin 25 Aralık soruşturmasının esas savcısı olan Muammer Akkaş tarafından şüpheli olarak dosyaya dahil edilmedikleri halde yeni savcılar tarafından şüpheli yapıldığı ortaya çıktı. Bu karar, “kamuoyunca tanınmış isimlerin dosyaya dahil edilerek ‘tanınmış isimler dinlendi’ algısı oluşturulmaya çalışılıyor” şeklinde yorumlandı. Takipsizlik kararında ayrıca, şüphelilerle yaptıkları görüşmeler sebebiyle dinlemeye takılan kişiler, takipsizlik kararına imza atan savcılar tarafından doğrudan dinlenilmiş gibi sunuldu. Savcıların kararında kullandığı ve yasalarda yer almayan “dolaylı dinleme” ifadesi dikkat çekti.
Kararda Türkiye’ye girmesinin yasak olduğu dönemde yasa dışı yollardan ülkeye giren Yasin el Kadı’ya ilişkin verilen takipsizlik gerekçesi de oldukça tartışmalı. Yasin el Kadı’nın mahkeme kararı ile takip edildiği dönemde yurda girmesinin yasak olduğu kabul edilerek bu yasağın daha sonra kaldırıldığı, bu sebeple geçmişe yönelik suçlanamayacağı savunuldu. Takipsizlik kararında Yasin el Kadı’nın Türkiye giriş yasağının 5 Ekim 2012’de kaldırıldığı ifade edildi. Ancak Kadı’nın bu tarihten 7 ay önce Türkiye’ye giriş yaptığı ve mahkeme kararı ile takip edildiği anlatıldı.
Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Kararda, 25 Aralık soruşturma dosyasında dinleme sonlandırma tutanağı olmadığı da ileri sürüldü. Fakat ilerleyen bölümlerde TİB’le yapılan yazışmalar sonunda Savcı Muammer Akkaş’ın 1 Aralık 2013 tarihinde verdiği yazılı talimatla suça konu olmayan tapelerin TİB kayıtlarından silinmesi ve dinlemelerin sonlandırılması talimatı verdiği kabul edildi. 17 Aralık operasyonunun ardından İstanbul Mali Şube’de görev yapan bütün polisler görevden alınmıştı. Akkaş’ın talimatları, yeni gelen polisler tarafından yerine getirilmemişti. Bu sebeple operasyon dahi yapılamamıştı. Takipsizlik kararında ilginç bir ayrıntı yer aldı. Savcılar, Başbakan Erdoğan ve Bilal Erdoğan arasında geçen herhangi bir konuşmanın dosyada yer almadığını kaydetti. Savcıların bu konuya özellikle açıklama getirmeleri dikkat çekiyor. Savcıların açıklamasına göre meşhur sıfırlama tapesi 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasından değil.
Yolsuzluk operasyonu kamuoyunu ayağa kaldırmıştı
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Gazeteler de 17 Aralık’taki operasyonla başlayan soruşturmaya geniş yer ayırmıştı. 18 Aralık’ta Hürriyet gazetesi ‘3 bakan oğlu, 3 rüşvet bombası’, Cumhuriyet ‘Yolsuzluk iddiasıyla büyük operasyon’, Milliyet ‘Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında 49 kişi suçlanıyor: Şok operasyon’ manşetleriyle çıktı. Habertürk gazetesi, soruşturmayı “İstanbul polisi, ‘yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla’ dün bir şafak operasyonu başlattı. Siyaset, bürokrasi ve iş dünyasına uzanan operasyonda 52 kişi gözaltına alındı.” şeklinde duyururken, Sabah “Eşzamanlı olarak altın kaçakçılığı, imar yolsuzluğu ve usulsüzlükten başlatılan torba operasyonda 52 kişi gözaltına alındı. 12 kişi ise aranıyor.”, Türkiye “İstanbul polisi yolsuzluk ve rüşvet operasyonu başlattı.” ifadelerini kullandı.
İşte 18 Aralık’ta çıkan haberler: