CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, insan hakları savunucusu ve Kürt kimliği sebebiyle CHP’nin dahi kendisine sahip çıkmadığını söyledi
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) eleştirdiği ve AİHM’in Türkiye aleyhine verdiği hak ihlali kararlarını hatırlattığı için hedef gösterilen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, insan hakları savunucusu ve Kürt kimliği sebebiyle CHP’nin dahi kendisine sahip çıkmadığını söyledi. Tanrıkulu, “Yakın zamanda linç edildim, linç edilmeye de devam ediliyorum ama bunun zeminini hazırlayanları da biliyorum. Beni kurtlar sofrasına attılar. Neredeyse bizim milletvekilimiz (değil) demeye getirdiler. Burada isim vermeyeceğim ama içim dolu bunu bilin. Yaptıkları açıklamada, benden söz ederken ‘Diyarbakır milletvekili’ dediler ‘milletvekilimiz’ bile diyemediler” ifadelerini kullandı.
8 Eylül’de TV100 televizyon kanalında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik sözlerinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatmış, daha sonra da dokunulmazlık dosyaları TBMM’ye sevk edilmişti.
CHP İstanbul İl Kongresi’nde konuşan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu şöyle konuştu:
“PARTİ İÇİNDEN DE BİR GRUBUN NEFRET SÖYLEMİYLE KARŞILAŞTIM”
“İnsan haklarına sahip çıktığım için yaşam hakkına sahip çıktığım için birçok tehdit aldım. Yaşamıma dönük de tehdit aldım. Bana dönük yapılan tehditler, inanın buradan Diyarbakır’a yol olur ama vız gelir tırıs gider bunu da bilin. Serzenişlerim var onu da söyleyeceğim. Bütün bu süreçte CHP’ye katıldığım andan itibaren tabii AK Parti’nin trol ordusundan, medyasından büyük tehdit aldım. Linç edildim, hedef gösterildim. Ama aynı zamanda partimiz içerisinden de bir grubun maalesef ama maalesef nefret söylemine yakın itirazlarıyla karşılaştım. Neydi o biliyor musunuz ‘Ne işin var CHP’de. Bu lafı o kadar çok duydum ki parti içerisinde, Sıkıysa git Diyarbakır’dan memleketinden seçil’… Değerli arkadaşlar İstanbul Türkiye’dir. Ne kadar Trabzon ise o kadar Diyarbakır’dır. Ne kadar Sinop’sa o kadar Ağrı’dır, İstanbul Türkiye’dir.
“BENİ KURTLAR SOFRASINA ATTILAR”
Şimdi İstanbul milletvekillerine soruyorum, partimize soruyorum acaba gerçek İstanbul’un kaç milletvekili var? Ama bu itiraz parti içerisinden sadece bana geldi, sadece bana. O da şuydu; bir, insan hakları savunucusu olduğum için, iki; Kürt olduğum için. Bu itiraz hep karşıma geldi. Şimdi yine o zihniyetle mücadele ediyorum. Yakın zamanda linç edildim, linç edilmeye de devam ediliyorum ama bunun zeminini hazırlayanları da biliyorum. Beni kurtlar sofrasına attılar ilk başta. Neredeyse bizim milletvekilimiz (değil) demeye getirdiler. Burada isim vermeyeceğim ama içim dolu bunu bilin. Yaptıkları açıklamada, benden söz ederken ‘Diyarbakır milletvekili’ dediler ‘milletvekilimiz’ bile diyemediler. ‘CHP Milletvekili’ bile demediler. Ben buradan ilan ediyorum CHP Diyarbakır Milletvekiliyim bunu sizlerin kafasına kazıyacağım.
“EN ÇOK DOSTUN GÜLÜ YARALAR BENİ”
Pir Sultan’ın dediği gibi ‘En çok dostun gülü yaralar beni’ bunlar şikayet değil ben mücadeleye devam ederim. Tek başıma devam ederim ve örgütümle gençlerle devam ederim. Ama CHP’yi bu kibirden kurtarmamız lazım. CHP’yi devlet çizgisinden bir muhalefet yapan bir anlayıştan kurtarmamız ve değiştirmemiz lazım. Devlet çizgisinden AKP’nin çizdiği sınırlar içerisinde muhalefet yapılmaz. Biz AKP’nin bize çizdiği sınırları yıkmalıyız. Yeni bir yol bulmalıyız. Bu partinin kadınlardan, gençlerden, ezilenlerden yana olması lazım. Çekinerek, korkarak mahcup bir biçimde yapmaması lazım. CHP demokratikleşmeden Türkiye demokratikleşemez. Kendi milletvekili ile dayanışma göstermezse Türkiye’de dayanışmayı örgütleyemez. Yolumuz açık ve yeni bir Türkiye’yi hep beraber inşa edeceğiz.”