Siyasete döneceği konuşulan Tansu Çiller’in 'karakutusu’ olarak bilinen Mehmet Bican, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Eski başbakan Tansu Çiller’in siyasete döneceği iddiaları gündemde yer alırken 'karakutusu’ olarak bilinen Mehmet Bican'dan önemli açıklamalar geldi. Bican geçmişte yaşananlara dikkat çekerek Tansu Çiller’in siyasete girmeyeceğini öne sürdü.
"HAYATA GEÇİRİLECEĞİNİ SANMIYORUM"
Halk TV yazarı İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Çiller’in 'karakutusu’ Mehmet Bican, Tansu Çiller’in AK Parti'ye desteği ve siyasete döneceği iddialarına ilişkin, "Sayın Çiller’in AKP’ye veya Cumhur İttifakı’na destek vermesinin sadece ittifaka, Sayın Erdoğan’a veya Bahçeli’ye değil, kör-topal yürüyen demokrasimize, siyaset hayatımıza da büyük zarar vereceği kanaatindeyim. Zaten, Çiller’in hayali olan yeniden siyasete dönme düşüncesinin hayata geçirileceğini sanmıyorum. Büyük bir yanılgı içinde o. " ifadelerini kullandı.
İşte, Halk TV yazarı İpek Özbey'in yazısının dikkat çeken o kısmı:
"- Peki Çiller’in AKP’ye desteğini nasıl açıklarsınız?
Sayın Çiller’in AKP’ye veya Cumhur İttifakı’na destek vermesinin sadece ittifaka, Sayın Erdoğan’a veya Bahçeli’ye değil, kör-topal yürüyen demokrasimize, siyaset hayatımıza da büyük zarar vereceği kanaatindeyim. Zaten, Çiller’in hayali olan yeniden siyasete dönme düşüncesinin hayata geçirileceğini sanmıyorum. Büyük bir yanılgı içinde o. Önceleri, onun aydın bir cumhuriyet kadını olduğu söylemlerinin peşinde koşmuştu kadınlarımız. Aydın kişiliğiyle, çağdaş görüntüsü ile umut kaynağıydı o, hatırlayınız. Ama sonra herkes gibi kadınlar da hayal kırıklığına uğradılar. Tansu Hanım’ın iktidarı boyunca hep inkârcı bir politika izlediği biliniyor. Dün ne yaptığını, ne söylediğini hep unutmuş, gelişen şartlara göre yeni stratejiler, yeni söylemler geliştirmiş ve büyük bir cesaretle hiç kimsenin kabul edemeyeceği bu yolu benimsemiştir.
- Başka?
Kardak krizi de öyle... Hatırlayın lütfen. Yunanistan’ın Kardak kayalığına asker çıkarması üzerine neredeyse Türkiye’yi savaşa sokacak olan Çiller, olay yatıştıktan sonra, “Kardak meğerse bizim değilmiş!” diyebilmiştir. Bunlar ve daha başka olaylar Türk halkının gözü önünde cereyan etmiştir. Vatandaş unutmaz İpek Hanım. Tansu Hanım bu görüntüsüyle ve diğer eylem ve söylemleriyle hiç bir partiye ve kişiye destek veremez, kendisi de çok zarar görür.
AKP ve MHP tarafından yeni seçim yasası teklife TBMM’ye sunuldu. Buna göre baraj yüzde 7’ye indirilecek. Oysa sizin danışman olduğunuz dönemde Başbakan Ecevit, yüzde 10 barajını 5-6’ya çekmek istiyor, Çiller itiraz ediyor, değil mi?
İpek Hanım, yaşanılan o talihsiz dönemin adını koyalım önce: İktidarın, Ecevit başkanlığındaki koalisyon ortakları ve Çiller’in başında bulunduğu DYP tarafından altın tepsi içinde AKP’ye sunulduğu dönemdir o dönem. Çünkü insanlarımız o gün karanlık bir geleceğe sürüklendiler. Demokratik hayatı ve Atatürk’ün bize emaneti olan cumhuriyetimizi sonlandırmayı, parlamenter sistemi ortadan kaldırmayı amaçlayan din istismarcısı bir iktidarın esiri oldular. Söylediklerim belki iddialı laflar ama biraz açarsam haklı olduğum ortaya çıkacak. Bakınız o günlerde ve sonrasında neler oluyor. Sırayla gideceğim. 2001 seçimleri öncesi... DSP-ANAP-MHP koalisyonu iktidarda. Ecevit başbakan. MHP lideri Devlet Bahçeli’yle ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başbakan yardımcısı. Hükümet, Ecevit’in rahatsızlığı daahil birçok sorunla baş başa. Ayrıntıya girmek istemiyorum. Bugün bilinen bir olay gerçekleşiyor o sırada: Bahçeli, ortaklarının haberi yokken çıkıyor kamuoyunun karşısına, erken seçim istiyor. Oysa Ecevit, bozulan ekonomiyi düze çıkarmadan seçimden yana değil. Seçimin zamanında yapılmasını istiyor. Ecevit’i dinleyen yok. Bahçeli, seçim de seçim, diye tutturuyor; sanıyor ki seçimden birinci parti olarak çıkacak. Veya kafasında başka projeler var... Yeni kurulan AKP tehlikesinin farkında olan Ecevit, “Hiç olmazsa seçim barajını kaldıralım veya 10’dan 5’e indirelim” diyor. Bahçeli Ecevit’in bu görüşüne de karşı.
- Çiller o zaman ana muhalefet lideri, ne diyor erken seçime?
O da barajın kaldırılmasına karşı olduğunu açıklıyor. O tarihte Başbakanlık’ta Ecevit’in daire başkanlarından biriyim. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’i İstanbul’daki yalısından arıyorum. Diyeceğim ki, “Ecevit’in barajın kaldırılması önerisini siz de benimseyin, yoksa baraj altında kalabilirsiniz!” Çillerle o gün konuşamıyorum. Not bırakıyorum. İki gün sonra beni telefonla arıyor. “Beni aramışsın” diyor. Ben Ankara’dayım, o bir miting için gittiği Samsun’da; Samsun Havaalanı’ndan arıyor beni. Uyarımı dinleyince, beni şaşırtan bir cevap veriyor: Diyor ki, “Ne diyorsun, katiyen razı olmam barajın kaldırılmasına; bak göreceksin seçimlerde tek başına iktidarız!” Aynen böyle söyleyince, ben ne diyeyim ki; susuyorum. Hükûmetteki MHP kanadının ısrarı, Başbakan Bülent Ecevit’in tüm karşı çıkma çabalarına rağmen Türkiye’yi bir erken seçime götürüyor. DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümeti ve muhalefet lideri Tansu Çiller... Erken seçim kararı alıyor Meclis. Hem de, seçim yasalarında herhangi bir iyileştirme getirecek, en azından seçimlerde uygulanan yüzde 10 bölge barajının daha aşağıya çekilmesini sağlayacak yasa değişikliği yapılamadan alınıyor bu karar. DSP kanadının bu konudaki kararlılığı hayata geçirilebilse, örneğin ülke barajı yüzde 5’e çekilse, Kasım 2002 seçimlerinde AKP tek başına iktidar olamayacak, belki yüzde 5 barajını aşmış olan partilerle koalisyon kurmayı deneyecek… Türkiye belki bugünlere başka hükümetlerle gelecek. Adalet ve Kalkınma Partisi, Kasım 2002 seçimlerinde silip süpürüyor... Erdoğan, partisini iktidara taşıyor. AKP oyların yüzde 34,28’ini toplayarak birinci parti oluyor ve 20 yıl sürecek iktidarı başlıyor. Peki, erken seçim kararı alan diğerleri? Hükümeti oluşturan DSP, MHP, ANAP’la ana muhalefet Doğru Yol Partisi baraj altında kalıyorlar. Bu partiler o tarihte artık parlamentoda temsil edilmiyorlar. Barajı geçen sadece Deniz Baykal’ın CHP’si..."