Tarih kokan kent: Ağrı
-Yıllarca farklı medeniyetlerin geçiş şehri olan Ağrı
tarihi yapıları eşsiz doğa güzellikleri yaylaları
tarihe sahne olmuş ve adına efsaneler yazılmış dağları
şifalı suları yaz ve kış turizmi inanç turizmi ve
AĞRI (A.A) - Fatma Güven - Orta Asyadan gelen kavimlerin
Anadoluya yerleşmelerinde geçiş görevi üstlenen ve Urartulardan Osmanlıya uzanan
birçok medeniyete ev sahipliği yapan Ağrı çözüm süreciyle turizmde marka şehir
olmaya aday.
Yıllarca farklı medeniyetlerin geçiş şehri olan Ağrı, tarihi yapıları, eşsiz
doğa güzellikleri, yaylaları, tarihe sahne olmuş ve adına efsaneler yazılmış
dağları, şifalı suları, yaz ve kış turizmi, inanç turizmi ve keşfedilmemiş
yüzlerce tarihi yapısıyla dikkat çekiyor.
Urartular başta olmak üzere birçok medeniyetten izler taşıyan Anzavur Tepe,
Girik Tepe, Meya Mağaraları, Eski Beyazıt ve Toprakkale Camisi, Avnik Kalesi,
Kuje Kalesi ve yaz aylarında Doğunun Ayderi Aladağlar, Sinek, Kraktin, Pani ve
Davul yaylalarıyla doğa harikası olan kent, ziyaretçilerini bekliyor.
-Efsanelere konu olan Ağrı Dağı-
Doğubayazıt ilçesinde Türkiye, İran, Ermenistan sınırlarının kesiştiği
noktada yer alan 5 bin 137 rakımıyla Türkiyenin en yüksek dağı olan ve 4 mevsim
karla kaplı doruğu, takke buzuluyla her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turistin
uğrak yeri Ağrı Dağının, çözüm süreciyle daha fazla turisti ağırlayacağı tahmin
ediliyor.
Hz. Nuhun gemisinin izinin bulunduğu rivayet edilen Ağrı Dağında, 300
metre kalınlığa, 5 kilometre uzunluğa ve yaklaşık 10 kilometrekareyi kaplayan
Türkiyenin en büyük buzulu yer alıyor.
Yabancı kaynakların Ararat, Ermenilerin Masis, İranlıların Kuh-i Nuh, Arap
dağcıların Cebel-el Haris diye adlandırdıkları Ağrı Dağı, yayla ve dağ turizmi
potansiyeli yüksel ve kentin simgesi haline gelmiş en önemli turistik alan olarak
biliniyor.
-İshak Paşa Sarayı-
Doğubayazıtta Osmanlı Devletinin Lale Devrindeki son büyük anıt yapısı
olan İshak Paşa Sarayı, İstanbul Topkapı Sarayından sonra ikinci teşkilatlı
saray sistemine sahip. II. İshak Paşa ve Çolak Abdi Paşa tarafından 1685te
Doğubayazıta 5 kilometre uzaklıkta bir kaya yamacında temeli atılan sarayın
yapımının 99 yıl sürdüğü belirtiliyor.
Osmanlı, Fars ve Selçuklu mimari üslubunu bünyesinde barındıran ve kartal
yuvasını andıran saray, 116 oda, türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve
harem salonları ile koğuşlardan oluşuyor. Saray, aynı zamanda dünyanın ilk
kalorifer tesisatı sisteminin bulunduğu bir yapı olarak da her yıl binlerce
turist ağırlıyor.
-Balık Gölü-
Taşlıçay-Doğubayazıt ilçeleri arasında bulunan, denizden yüksekliği 2 bin
241 metre olan Balık Gölü, Türkiyenin en yüksek rakımlı lav set göllerinden biri
olarak dikkat çekiyor. Ortasında tarihi ada, kıyısında yer altı sularıyla
beslenen dereler, pınarlar ve tortul kayaçlar bulunan gölde, sazan balığı ile hem
lezzeti hem de şifalı olduğuna inanılan kızıl alabalık bulunuyor.
-Meteor çukuru-
Doğubayazıtta Gürbulak Gümrük Kapısına 2 kilometre mesafedeki alana
1892de göktaşı düşmesi sonucu oluşan 60 metre derinliğindeki meteor çukuru,
yılda 8-10 bin turist ziyaret ediyor. Derinlik ve büyüklüğüyle Alaskadakinden
sonra dünyanın ikinci meteor çukuru olarak biliniyor.
-Ahmed-i Hani Türbesi-
Yörede 17. yüzyılda yaşamış şair, filozof, tarihçi ve mutasavvıf olan
Ahmed-i Hani, İshak Paşa Sarayı Camisinde din dersi vermiş ve Kurmanci
lehçesiyle "Mem-u Zin" eserini yazmış. 1707de Doğubayazıtta vefat eden Ahmed-i
Haninin türbesi, İshak Paşa Sarayına 100 metre uzakta yer alıyor.
-Buz mağarası-
Küçük Ağrı Dağının güney eteğindeki buz mağarası, elips biçiminde yaklaşık
100 metre uzunluğunda, 50 metre genişliğinde 10 metre derinliğinde doğal anıtı
andırıyor. İçinde bazalt lav ve kaya bulunan mağarada, 2-3 metre uzunluğa ulaşan
buz dikitler, ışık altında farklı renklere bürünüyor. Yazın soğuk, kışın sıcak
olan mağarayı her yıl yüzlerce turist ziyaret ediyor.
-Diyadin ve Dambat kaplıcaları-
Bulunduğu ilçenin adını alan Diyadin Kaplıcaları, Yılanlı, Davut ve Köprü
olmak üzere üç kola ayrılıyor. Sıcaklığı 60-70 derece olan ve demir, kükürt,
sülfat, kalsiyum ve bikarbonat bakımından zengin suyu, romatizma, cilt
hastalıkları ve nefrit gibi rahatsızlıkların tedavisine iyi geldiği
düşünüldüğünden yöre halkı ve turistlerce ilgi görüyor.
Dambat Kaplıcaları ise Murat Nehri kıyısında merkeze 5 kilometre uzakta
bulunuyor. Özellikle romatizma ve cilt hastalıklarına iyi geldiğine inanılıyor.
Yayıncı: Yücel Velioğlu