Tarihi geleneği yaşatmanın tam zamanı
-Doğan çocuk ya da evlenen çiftler için fidan dikmenin
Orta Asyadan günümüze uzanan bir gelenek, mart ayının
ise bu geleneği devam ettirmek için en uygun dönem
olduğu bildirildi
-KTÜ Orman Fa
TRABZON (A.A) - Tuncay Bekar - Doğan çocuk ya da evlenen çiftler
için fidan dikmenin Orta Asyadan günümüze uzanan bir gelenek, mart ayının ise bu
geleneği devam ettirmek için en uygun dönem olduğu bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Mustafa Fehmi Türker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mart ayının fidan dikimi
için en uygun dönem olduğunu belirtti.
Fidan dikiminin Türklerde Orta Asyadan günümüze uzanan gelenek olduğunu
ifade eden Türker, şunları söyledi:
Ağaç dikimi dinimizde de kutsaldır, çok ulvi bir görevdir. Fidan dikmek
bizim Orta Asyadan getirdiğimiz bir gelenektir. Evlenenler ya da çocuk
doğduğunda anısına fidan dikmek lazım. Bu bizim kültürümüzde var. Halen yeni
doğan çocuklarımız için bahçemize huş ağaçları ve dağ kavakları dikmemiz bu
geleneğin bir yansımasıdır. Geçmişte yeni doğan çocuklar için ağaç dikilir ve
çocuğun evlenme çağı geldiğinde bu ağaç kesilip çocuğun ihtiyaçlarında
kullanılırdı.
Tüplü fidanların kökleri toprakla daha önce buluştuğu için her mevsim
dikilebileceğini ancak çıplak köklü fidanların belirli dönemlerde dikilmesi
gerektiğini anlatan Türker, Tüplü, torbalı yani kökleri toprakta olan her türlü
fidanı her mevsim dikebiliriz, onda hiçbir sorun yok. 21 Mart Dünya Ormancılık
Günü olarak kutlanıyor. Bu tarihten bir hafta önce ya da sonra fidan dikimi için
en uygun dönemdir. Özellikle çıplak köklü fidanların dikimi için en uygun ay Mart
ayı dedi.
Türker, tüpsüz fidanın çiçek açmadan, tomurcuk patlatmadan toprakla
buluşturulması gerektiğine işaret ederek, Bazı ağaç türleri yapraklarını,
tomurcuklarını erken patlatırlar, erik, kiraz gibi meyveler böyledir. Bu
ağaçların fidanlarının çiçek açmadan toprakla buluşturulmaları gerekir diye
konuştu.
-Fidanı, yetiştiği yöreye dikin-
Prof. Dr. Türker, fidanın yetiştiği yöreye dikilmesi gerektiğini de
vurgulayarak, şöyle devam etti:
Fidan dikim zamanı hem ağaç türüne hem de o ağaç türünün yetiştiği ve
dikileceği alanların rakımına göre değişir. Sıfır rakımdan yükseğe doğru
çıkıldıkça toprağın ısısı değişiyor. Toprak sıcaklığı 10 derece ve üzerinde
olduğunda kökler toprakta hayat buluyor. Örneğin Karadeniz sahilindeki 450 rakıma
kadar olan alanlarda bulunun erkek fındıklarda çiçekler, tomurcuklar şişmeye
başladı. Erik, karayemiş gibi bazı meyve türlerinde tomurcuklarda patlamalar
oldu. Ancak daha yüksek rakımda böyle bir durum yok çünkü toprağın ısısı düşük ve
oradaki kökler halen uyuyor, canlılık faaliyete geçmiş değil.
Fidan dikiminde rakımın da büyük önemi var. Fidanları yetiştirildiği rakıma
yakın alanlarda toprakla buluşturmak lazım. Sahildeki fidanlıkta yetişen fidanda
tomurcuk yaprak canlılığı faaliyete geçti. Sahilde yetişen bu fidanı 1850 rakıma
dikerseniz donar. Dolayısıyla yüksek rakıma dikilecek fidanın da bu rakıma yakın
fidanlıklarda yetiştirilmesi lazım
-Fidan şaşırmasına dikkat-
Sahilde yetişen fidanın yüksek kesimlere dikilmesi halinde fidan
şaşırması olarak adlandırılan olayın yaşanabileceğine işaret eden Türker,
Yüksek rakımlı fidanlıkta yetişen fidan o yöredeki şartlara uygun olarak bugüne
kadar gelmiştir ve henüz tomurcuk açmamıştır. Diğer yandan sıfır rakımdaki
fidanlıktan aldığınız fidanı, hele hele açmış fidanı 1700 rakıma çıkarırsanız
fidan şaşırması diye bir şey oluyor. İnsanlar gibi ağaçların da biyolojik saati
bozuluyor. Sahildeki fidanı yüksek rakıma dikerseniz fidanlar haşlanıyor ve
şaşırıyor veya başarılı bir şekilde büyüyemiyor diye konuştu.
Yayıncı: Murat Kaban