Tarık Toros: Kanallar kapatılarak hükümet daha rahat propaganda yapacak

Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros, medyaya sitemde bulundu. Kayyum kararları uygulandığı sırada yaşananları kamuoyunun sadece kendi kanallarından takip edebildiğini söyleyen Toros, "Çünkü iki televizyon kanalımız bu seçim sonuçlarını sağlıklı bir biçimde aktarma görevini ifa ediyordu. Şimdi bu iki kanal yok. Hükümet seçimden sonra yaşayacağı sıkıntılı süreci bu iki kanalın olmadığı, yayın yapmadığı daha sakin bir biçimde propagandasını sürdürecek." dedi.

Tarık Toros, Medialog Platformu tarafından Taksim'de bir otelde düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıya Toros'un yanısıra İngiltere Başkonsolosu Leigh Turner, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom, Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Dr. Petr Mares, Fransa İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Aurelien Maillet, İtalya İstanbul Başkonsolosu Federica Ferrari Bravo, Kanaltürk Spikeri Erkan Akkuş ile çok sayıda yabancı gazeteci katıldı.

Panelde konuşan Tarık Toros, kayyum atanması sürecinde yaşadıklarını anlattı. 20 yıldır kadrolu olarak gazetecilik yaptığını söyleyen Toros, "Böyle bir zeminde buluştuğumuz için teşekkür ederim yarın böyle bir zeminde buluşamayabiliriz. Ben,im adım Tarık Toros 43 yaşındayım, 20 yıldır kadrolu olarak gazetecilik yapıyorum. Bugün TV kanalının ve Kanaltürk kanalının genel yayın yönetmeniyim. Ayrıca Bugün Gazetesi'nin yazarıyım. 2 gün önce devlet kudretiyle görevimden el çektirildim. Ancak bu bir anda olan birşey değildi son iki yıldır arka arkaya yaşanan olayların sonucuydu. Önce iktidara yakın gazetece manşetlerinde terörize edildik, ötekileştirildik. Hakkımızda hiçbir tahkikat olmaması halde yanlızlaştırıldık bizim mecralarımızda çalışanlar tehdit edilerek yada cazip tekliflerle hükümet kanadındaki medyaya çekilmeye çalışıldı. Hakkımızda hiçbir soruşturma yokken terör örgütü olmakla suçlandı biz gazeteciler de terörist olarak nitelendirildik. Siyasi alanda hedef gösterilirken ekonomik alanda da büyük bir baskıya maruz kaldık. Bağlı olduğumuz koza ipek grubu maliye müfettişleri tarafından kıskaca alındı." dedi.

İKTİDAR PARTİSİ BİR ZAMANLAR KENDİSİNİN DE MAĞDUR OLDUĞU AKREDİTASYONU BİZE UYGULADI

Yaşanan süreçte kamu ilanlarının sadece hükümet yanlısı medyaya verildiğini ve kendilerine reklam verenlere hükümetin baskı yaptığını aktaran Toros, "Kamu ilanları ile ortaklığı olan şirketlerin sponsorluk anlaşmaları iptal edildi. Ve reklam verenlere de baskı yapılarak bu kurumlara reklam vermeyin diye baskı yapıldı. Siyasal iktidar daha önce kendi maruz kaldığı akreditasyonu bu kez kendileri bize uyguladı ve düzenledikleri hiçbir programa almadı. Radyo ve televizyonları denetleyen kurumlar tarafından defalarca cezalarla, yaptırımlarla karşı karşıya kaldık. Resmi iradeye bağlı basın ilan kurumu sadece bize değil muhalif medyaya ilanlarını kesti. Sonraki aşamada muhabirlerimiz yazarlarımız hakkında attıkları twitler nedeniyle soruşturmalar açıldı. Burada sıralamayacağım kadar örnek verebilirim ama dakikalarca sürer anlata anlata bitmez. Son iki ayda önce bağlı olduğumuz koza ipek grubuna polis iki kez baskın yaptı. Daha sonra dijital platformlardan Ankara'daki siyasi baskılar nedeniyle kanallarımız çıkarıldı. En son tekel ve hakim durumundaki Türksat, uydudan kanallarımızı çıkarma kararı aldı ki bu bizim için ölüm anlamına geliyordu." diye konuştu.

KAYYUM KARARINI TATİL GÜNÜNE DENK GETİREREK İTİRAZ MERCİLERİMİZİN ÖNÜNÜ KAPATIP MEDYA ORGANLARINI İKTİDARA BAĞIMLI HALE GETİRECEKLER

Hukuksuzca yok hükmünde bir karara imza atıldığını belirten Toros, "Tüm bunlarla mücadele ederken seçimlere 5 kala bir el koyma kararıyla şoke olduk. Ben çok farkında değildim ama benim ana kumanda odasındaki yayınımı gerek Türkiye gerek tüm dünya takip etmiş. O bizim son anlarımızdı. Onlarca hukuksuzluğa imza atılarak gerek polis gerek mahkeme gerekse kayyum heyeti yok hükmünde bir icraata imza attılar ve bunu sürdürüyorlar. Yetkisiz bir mahkemenin hatalı kararını uygulayan polis yine yetkisiz şekilde medya binamızı bastı ve yetkilendirilmemiş kayyum heyeti kanallarımıza yerleşti ve kanallarımızı ve gazetelerimizi çıkarıyor, televizyonlarımızı yayınlamaya çalışıyor. Anladığımız kadarıyla bunun üç dört amacı var. Birincisi tatil gününe denk getirerek bizim bütün itiraz mercilerimizin önünü kapatmak. 4-5 gün içinde bütün medya organlarını sıfırlamaya ve siyasal iktidara bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. İkinci olarak 1 Kasımda yapılacak seçimlerin güvenliği açısından da büyük risk taşıyor. Çünkü iki televizyon kanalımız bu seçim sonuçlarını sağlıklı bir biçimde aktarma görevini ifa ediyordu. Şimdi bu iki kanal yok. Üçüncü olarak hükümet seçimden sonra yaşayacağı sıkıntılı süreci bu iki kanalın olmadığı, yayın yapmadığı daha sakin bir biçimde propagandasını sürdürecek." şeklinde konuştu.

TÜM BUNLAR OLURKEN TÜRK MEDYASI OLAN BİTENİ BİZİM MEDYAMIZDAN SEYRETTİ, TÜRK MEDYASININ GELDİĞİ NOKTA İŞTE BU

Yaşananları görmezden gelen medya kuruluşlarına sitemde bulunan Tarık Toros, "Bütün bunlar olurken Türk medyası bizim başımıza gelenleri sadece bizim ekranımızdan takip etti. Bundan dolayı diğer medya kuruluşlarını açık söyleyeyim artık yadırgamıyorum. Çünkü diğer haber kanallarının toplamından daha çok seyredildik. Son olarak medya açısından şunu söyleyeyim; Taksim'de bir binanın çatısı tutuşsa anında canlı yayın araçlarını gönderip bütün haber kanalları canlı yayına geçer. Türkiye'de haber refleksi bu açıdan çok güçlüdür. Ama iki gün önce İstanbul'un göbeğinde koskoca bir medya binası binlerce polis tarafından çevrildi, çıkan yollar tutuldu. Yüzlerce polis, insanlara gaz sıkarak, tutuklayarak, kapıları kırarak bu binaya girdi. O binada çalışan 5 yüz kişinin güvenliği risk altındaydı. Medya açısından üzücü olan bunun Taksim'de çatısı tutuşan bir bina kadar bile değeri yoktu. Türk medyasının maalesef geldiği nokta bu." ifadelerini kullandı.

CİHAN
30 Ekim 2015 16:45
DİĞER HABERLER