'Tarım ihracatını arttırmak ar-ge, inovasyon ve markalaşmadan geçiyor'

'Tarım ihracatını arttırmak ar-ge, inovasyon ve markalaşmadan geçiyor'
Türkiye'nin 1,5 trilyon dolarlık dünya tarım ihracatı içinden daha fazla pay alabilmesinin yolu ar-ge, inovasyon ve markalaşmadan geçiyor. Bu doğrultuda Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonu ile düzenlenen 3. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı, İzmir Swissotel'de başladı. Burada 450 proje arasından seçilen 60 proje, iki gün süreyle sergilenecek. Değerlendirme kurulunun kararı ile seçilen ilk üç proje ise 3. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı ödüllerinin sahibi olacak.

Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonu ile bu yıl Türkiye genelinde 450 proje başvurusu alındı. 18 başlık altında gruplanan projeler, 43 hakem tarafından değerlendirildi. 179 proje, Gıda Ar-Ge Proje Pazarı'nda yarışmaya uygun bulundu. En yüksek puana sahip 60 proje ise etkinlikler süresince sergilenecek. İlk üç dereceye giren projelerin sahipleri ödüllendirilecek. Birincilik ödülü 15 bin TL, ikincilik ödülü 10 bin TL ve üçüncülük ödülü 7 bin 500 TL olarak belirlendi.

Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, açılış konuşmasında 18 trilyon dolarlık dünya ihracatının yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık kısmının tarım sektörüne ait olduğunu, her 100 dolarlık ihracatın 8 dolardan fazlasının tarım sektörü tarafından yapıldığını kaydetti. Türkiye'nin 2023 yılı tarım vizyonunun, tarım ekonomisi büyüklük açısından ilk beş ülke içerisinde yer almak ve 150 milyar dolar tarımdan elde edilen hasıla ile 40 milyar dolar tarım ihracatına ulaşmak olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Gıda sektörü ihracatında yaşanan başarıların sürdürülebilir ve kalıcı olması için gayretlerimizi global ölçekte fuarlar, pazar araştırmaları, genel ve sektörel heyetler, alım heyetleri, markalaşmış ürünlerle desteklememiz gerekiyor. Bu kapsamda bakanlığımız tarafından markalaşmaya, yurtdışında ofis ve mağaza açmaya yönelik devlet yardımları sağlanmakta, ülkemiz firmalarının ürünlerinin dünyada bilinirliğinin artmasına destek olunmaktadır." dedi. Tarım sektöründe ihtiyaç duyulan, yenilikçi, özgün fikir ve projelerin teşviki amacıyla düzenlenen Gıda Ar-Ge Proje Pazarı Yarışması'nın bu yıl üçüncüsünün düzenlenidğini belirten Bakan Yardımcısı Yıldırım, şunları söyledi: "Bu yarışmayla üniversite, akademik ve bilimsel araştırma faaliyeti yürüten araştırma merkezleri ile kurum ve kuruluşların, firmalar ve sanayicilerle profesyonel olarak bu işle ilgilenen tüm birey ve ekiplerin projelerinin, sektöre rekabet gücü kazandırmada önemli bir ivme sağlayacağına olan inancımı da ifade etmek istiyorum. Ar-ge yatırımlarına yöneltilen kaynakla,r orta ve uzun vadede mutlak surette fazlasıyla geri dönecektir. Bu sayede Türkiye, gıda sektöründe rekabet üstünlüğü olan yenilikçi ürünler üretebilecek hale gelebilecek, teknoloji ithal eden değil, ihraç eden taraf olacak güce erişecektir."

'YENİLİKLERİ SUNMAK İÇİN ÜÇ YILDIR ETKİNLİK YAPIYORUZ'

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı ve 3. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Birol Celep de gıdada öne çıkan en öncelikli konunun sürdürülebilir üretim olduğunu belirterek, "Bu nedenle etkinliklerimizi, 'Sürdürülebilirlik ve Rekabetçilik İçin İnovasyon' teması ile yürütüyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri olarak bizler de küresel rekabette bir adım öne çıkabilmenin yolunu açmak, yeni fikir sahiplerinin projelerini sanayicinin hizmetine sunmak amacıyla 2012 yılından bu yana Gıda Ar-Ge Proje Pazarı etkinlikleri gerçekleştiriyoruz." dedi. Celep, iki gün sergilenecek projelerle ilgili en önemli beklentinin, ar-ge ve inovasyonun gereğine inanan ve sergilenmeye değer bulunan projeler ve sahipleri ile buluşması ve içlerinden bazılarının üretime kazandırılması olduğunu belirtti.

'TÜRKİYE SON 10 YILDA TARIM ARAZİLERİNİN YÜZDE 10'UNU KAYBETTİ'

Etkinlik çerçevesinde İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli moderatörlüğünde, FAO Türkiye Temsilcisi Melek Çakmak ve Anadolu Etap Taze Meyve Operasyonları Direktörü Tolga Mengi'nin katılımıyla, "Tarımda Sürdürülebilirlik" paneli de düzenlendi. Kestelli, panelde yaptığı konuşmada dünyanın uzun yıllardır sürdürülebilirlik konusunda kafa yorduğuna dikkat çekti. Tarımın sürdürülebilir olmamasının, bugün insanlığın maruz kaldığı en yakıcı tehditlerden biri olduğuna işaret eden Kestelli, "Hızla büyüyen dünya nüfusu, her geçen gün daha çok besine ihtiyaç duyuyor. Buna karşılık ekilebilir alanların genişleme olanakları çok kısıtlı ve ancak doğal alanlar ile yabani hayat ortamlarının yok edilmesiyle elde edilebiliyor. 1980'den 2011'e kadar dünya nüfusu yüzde 55 artarken ekilebilir tarım arazilerindeki artış sadece yüzde 5 olmuş. TÜİK verilerine göre son 10 yılda Türkiye, tarım arazilerinin yüzde 10,4'ünü kaybetti. Bu veriler ışığında artık biliyoruz ki tarımsal üretimi arttırmanın tek yolu birim alandan daha çok ürün alınması, yani verimin arttırılması." diye konuştu. CİHAN
21 Nisan 2015 15:40
DİĞER HABERLER