Samanyoluhaber.com yazarı Tarık Ziya, Diyanet'in Avrupa'da casusluk yaptırdığı imamlardan dış politikaya iktidarın çarpıklıklarını ünlü işadamı Rahmi Koç'un sözleri üzerinden yorumladı.
Başlıkta 'tavla' kelimesi geçti diye heyecana sebebiyet verdiysem mazur görün. Cübbeli Ahmet Hoca diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün başlattığı satranç bahsine girmek değil muradım. Diyanet, yurt dışında imamlara casusluk yaptıracağına bu gibi mevzuları herkesin anlayabileceği berraklıkta anlatsın ki koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi demesinler.
Tavla-satranç mukayesesini Koç Holding'in Şeref Başkanı Rahmi Koç yapınca dikkatimi çekti. Koç Topluluğu'nun dergisi Bizden Haberler'e verdiği mülakatta kullandığı üslup hepimiz için öğretici. Hakaret etmeden, hamaset yapmadan, hakikati dillendirmiş.
Rahmi Bey, isim vermese de Türkiye'nin siyasî ve iktisadî savrulmalarını latif bir dille tenkit etmiş. Türkiye'nin jeo siyasî avantajları olmakla beraber iktisadî açıdan ciddi eksikleri olduğunu vurgulamış.
ALMANYA İLE AYNI AĞIRLIKTA DEĞİLİZ!
Rahmi Bey, devletlerin ekonomik güçlerine göre itibar gördüklerinin altını çizmiş ve iktidar cenahının ağzından düşmeyen 'Almanya bizi kıskanıyor' meselesine yaklaşımını ortaya koymuş: "Almanya gibi ekonomisi kuvvetli olan bir ülkenin gördüğü itibar ve taşıdığı ağırlıkla, küçük bir ekonomisi ve müflis bir durumu olan başka bir ülkenin aynı kefeye konulması mümkün değildir. Uzun ya da orta vadeli, ayağı yere basan politik ve ekonomik programların yapılması kaçınılmazdır. Eğer bu dünyada bir yere geleceksek bizim de onlara uymamız gerekir."
Almanya'nın Türkiye'nin 11 katı ihracat yaptığını, sanayinin zirvesine çıktığını ve yüzlerce markası ile herkesin gözünün içine baktığı bir ekonomi olduğunu rakamlara girmeden hülasa etmiş. İsim, adres tasrih etmeden öze dair tespitlerde bulunmuş.
Devam ediyor manifesto gibi cümleler... "Dış politikanın tavla oynar gibi değil satranç oynar gibi hesap edilmesi ve ele alınması kaçınılmazdır." cümlesini ser levha yapıp Ankara'nın protokol yollarına asabilsek keşke. Rahmi Koç, kısa vadeli değil daha uzun vadeli hesaplarla hareket edilmesini tavsiye ediyor: "Dış politikada küsmek, darılmak, gücenmek yoktur. Dış politikada nokta yoktur, yani cümlenin ucunun açık olması lazımdır."
MÜFLİS SİYASETÇİLER KULAK VERMEZ Kİ!
Rahmi Bey'in samimi ikazlarını, bir ay evveline kadar "Suriye'de Rakka'ya kadar yolu var. Irak'ta Musul'a da gireceğiz." diyen, amma velakin bugün 'O kadarına lüzum yok' sözleriyle geri adım atanlar tekrar tekrar okusa bir faydası olur mu?
Zannetmem.
Hangi müflis siyasetten ders alıp doğruyu buldular ki! El Bab'ta ne işi vardı TSK'nın?
Rahmi Koç'un tespitlerine kıymet vermelerinden vazgeçtim trolleri üzerine hücum ettirmemeleri bile bir merhaledir.
Türkiye nehrin ortasında akıntıya kapılmış bir kütük gibi bir meçhule doğru ilerliyor. Etraftan gelen yardım çağrılarına kulak tıkayan, tehlikeyi, az ilerideki çağlayanı görmezden gelen idarecilerin ihtirasları yüzünden daha büyük felaketlere sürükleniyoruz.
Ahval böylesine kasvetli iken tavla oynayıp nargile fokurdatanları müşahade etmek ne hazin!
Yine de Rahmi Bey'e tarihe düştüğü not için müteşekkirim.
O tarihe karşı mesuliyetini müdrik konuştu.
Ne demek istediğini anlayan anladı...
TARIK ZİYA
Samanyoluhaber.com
Shaber3.com