TBB’den Yalçınkaya kararı uyarısı: Uygulanmazsa vahim sonuçları olur

Türkiye Barolar Birliği'nin yayınladığı “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yüksel Yalçınkaya Türkiye Kararına İlişkin Değerlendirme” raporunda kararın gerektiği şekilde icra edilmemesinin vahim ve öngörülemez sonuçlar doğurmasının muhtemel olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Av. Dr. Serkan Cengiz tarafından kaleme alınan “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yüksel Yalçınkaya Türkiye Kararına İlişkin Değerlendirme” isimli raporu sitesinde yayınladı. Yargıtay ve ulusal mahkemelerin AİHM kararını dikkate almak zorunda olduklarına dikkat çekilen raporda, kararın gerektiği şekilde icra edilmemesinin vahim ve öngörülemez sonuçlar doğurması muhtemel olduğunun altı çizildi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Av. Dr. Serkan Cengiz tarafından kaleme alınan “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yüksel Yalçınkaya Türkiye Kararına İlişkin Değerlendirme” isimli raporun sonuç kısmında yer verilen hukuki tespitlerden bazıları şöyle:

KARARIN İCRA EDİLMEMESİ VAHİM SONUÇLAR DOĞURABİLİR
AİHM kararının gerektiği şekilde icra edilmemesi AİHS m. 46/4 kapsamında ihlal usulü yolu olarak tanımlanan sürecin tetiklenmesine neden olabileceği gibi en nihayetinde Avrupa Konseyi Statüsü’nün 8. maddesi kapsamında (Avrupa Konseyindeki temsil hakkının askıya alınması, üyelikten çekilmeye davet ve üyelikten çıkarma gibi) bir dizi sonuca neden olabilecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin AİHS m.1 ve m.46/1 kaynaklı yükümlüğünü AİHM’nin bazı ihlal kararları açısından yerine getirmediği, bu tutumun da Avrupa Konseyi ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri hatırı sayılır derece zedelediği göz önüne alındığında, Yüksel Yalçınkaya/Türkiye kararının gerektiği şekilde icra edilmemesinin vahim ve öngörülemez sonuçlar doğurması muhtemeldir.

KARAR KESİNDİR, HERHANGİ BİR İTİRAZ YOLU MEVCUT DEĞİLDİR
AİHM’nin 17 hâkimden müteşekkil en üst yargı birimi olan Büyük Daire tarafından tesis edilmiş olan Yüksel Yalçınkaya/Türkiye kararı kesindir. Bu karara karşı herhangi bir itiraz yolu mevcut değildir.

YARGILAMALARIN HUKUKSAL DAYANAKLARI ORTADAN KALKTI
AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya/ Türkiye kararı “F…/PDY” kaynaklı ceza yargılamalarının bütününe dair ilk karardır. Karar ile, Türkiye’de tüm ceza mahkemelerinde gerek ispat yükü gerekse de ispat standardı açısından benimsenen yaklaşımın AİHS m. 6 hükmünü ihlal ettiği açıkça ortaya konulmuştur. Keza AİHM anılı kararla, geçmişteki bir dizi yasal faaliyet açısından, suç isnadının delili olduğuna yönelik ulusal mahkemelerce geriye dönük yapılan yorumun da AİHS m. 11 ve özellikle de AİHS m. 7 hükmüne aykırı olduğunu hüküm altına alarak, özellikle TCK m. 314/1 ve m. 314/2 kapsamında kalan iddia ve mahkumiyetlerin hukuksal dayanaklarını ortadan kaldırmıştır.

MAHKEMELER ACİLEN BU KARARA UYMALI
AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya/Türkiye kararında genel tedbirler alınmasına yönelik değerlendirmesi bakımından çok sayıda kişiyi etkileyen AİHS m. 6 (adil yargılanma hakkı) ve m. 7 (suç ve cezaların kanuniliği ve geriye yürümezliği) kapsamında tespit edilen yapısal sorunların, AİHM kararında belirtilen, dayanaklarını ortadan kaldırmaya yönelik uygun bir çözüm için AİHM kararındaki tespitlerin yerel mahkemelerce görülmekte olan davalarla sınırlı olmamak üzere daha geniş bir ölçekte dikkate alınması Anayasa m. 90/5 hükmünün gereğidir.

GENEL MAHİYETTE BİR ÇÖZÜM TESİS EDİLMELİ
Türkiye Cumhuriyeti’nin, AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya/Türkiye kararında tespit ettiği ve benzer F…/PDY yargılamaları özelindeki özellikle AİHS m. 6 (adil yargılanma hakkı) ve m. 7 (suç ve cezaların kanuniliği ve geriye yürümezliği) kaynaklı yapısal sorunları restitituo in integrum (eski hâle getirme) ilkesi çerçevesinde ortadan kaldıracak mahiyette (örneğin, CMK m. 311/1-f hükmü uyarınca yargılamanın iadesi, hâlihazırda derdest olan yargılamalar açısından ise içtihat değişikliği gibi tedbirler dahil olmak üzere) genel mahiyette bir çözüm tesis etmesinin AİHS m. 1 ile m. 46/1 hükümlerinin de bir gereği olduğu açıktır.
03 Şubat 2024 14:15
DİĞER HABERLER