TBMM Genel Kurulu'nda Süleyman Şah tartışması

TBMM Genel Kurulu'nda Süleyman Şah tartışması
ANKARA (CİHAN)- TBMM Genel Kurulu'nun 65. birleşimi, saat 14.35'te yoklama ile açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Sadık Yakut yönetiyor. Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili operasyon konusunda iktidar partisi ile muhalefet partisi arasında tartışmalar yaşandı.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Fotomontajlar, üniversitelerde oluşturulan çatışma ortamı, Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na yönelik saldırı, derin odakların oluşturmak istediği bir senaryonun unsurlarıdır. Millet düşmanı bu kirli senaryo ittifakları deşifre etmeye devam edeceğiz. Bu ahlaksız senaryonun derin ve kirli odaklar işbirliğiyle yürütüldüğü görülmektedir. Kirli ittifaklar haklı mücadelemize, kirli ittifaklar haklı mücadelemize gölge düşüremeyecektir. Bu kirli senaryonun yürütücülerine karşı sözümüzü esirgemeden, yılmadan her ortamda cevabını vermeye devam edeceğiz. Sesimizi ve mücadelemizi kimse kısamayacaktır. Daha büyük bir kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi yöneticilerini, yürüttüğü siyaseti, AKP'nin yalan ve iftira kampanyasıyla bu mücadeleden vazgeçirmeye gücü yetmeyecektir; adi ve kirli oyun bozulacaktır." dedi.

MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ise "Bu Süleyman Şah Türbesi'nin oradan bir gece operasyonla kaldırılıp Suriye'nin başka bir coğrafyasına, arazinin bize ait olmadığı bir yere, oradaki vatandaşın, arazi sahibinin izni olmadan konulmasına ilişkin bir gecekondu türbe anlayışı olduğunu söylemiştim. Bu Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili Hükûmet yetkilileri 'Orada hiç değerli bir şeyimiz kalmadı. Bütün değerli olan şeyleri aldık geldik.' gibi bir ifadede bulundular. Aslında onların kastettiği şeyler sandukalar ve bir kısım tekstil ürünleri yani örtü gibi hatıralar. Oysa geride bırakılan vatan toprağıdır. Uğruna kan dökülen, can verilen vatan toprağıdır. Toprak deyince aklına ranttan başka bir şey gelmeyenlerin, aklına imar gelenlerin, villalar, apartmanlar, AVM'ler gelenlerin, tabii ki vatan toprağının ne anlama geldiğini bilmeleri beklenemez. Bunun ne anlama geldiğini bilmeyenler, Emevi Camii'nde namaz kılma hesabını yapanlar, maalesef, yanlış politikaların neticesinde, muhterem bir zatın naaşını gece kaçırarak, toprağımızı terk ederek, ancak Genelkurmay Başkanı'nın makam odasında şükür namazı kılabilmektedirler. Bunu da haber yaptırarak gerçek durumu kurtarmaya çalışmaktadırlar ama yetmez. Siz tarihe, atalarının kabrini gizlice kaçıran, vatan toprağını terk eden Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı olarak geçtiniz. Türk Ceza Kanunu'nun 302'nci maddesi kapsamında da vatan toprağını başkasına verdiğiniz için ceza çekeceksiniz. Bunun sorumluluğunu, muhakkak bedelini ödeyeceksiniz." diye konuştu.

Bu sözler üzerine, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da "Bunu defaatle söyledik ama muhalefet bu konuyu ısrarla farklı şekilde kullanmaya devam ediyor. 1973'te planlanıp 1975'te gerçekleştirilen Caber Kalesi'nden Bozüyük'e bir naklikubûr daha var. O dönemde de Milliyetçi Hareket Partisi. Şimdi bu, vatan toprağını terk etmek değildir. Orada aslolan Süleyman Şah'ın ve 2 muhafızının naaşıdır. Ve onların naaşının bulunduğu yer bizim vatan toprağımızdır. Dolayısıyla bu meselenin daha fazla istismar edilmesi, Türkiye'nin millî çıkarları açısından doğru değildir. Muhalefeti bu konudaki istismarından vazgeçmeye davet ediyorum." karşılığını verdi.

Oktay Vural, "Toprağımız orası. Vatandan kaçtınız. Vatan toprağıysa vatan toprağını terk ettiğini itiraf ediyor. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde karar aldık, Hükûmete görev verdik; 'Süleyman Şah'ın bulunduğu toprak vatan toprağıdır, burayı koruyun.' diye talimat verdik. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin verdiği bu talimata Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması'yla bizim vatan toprağımızı bir gecekondu anlayışıyla başka yere çekmek suretiyle buradan kaçanların burada ahkâm kesmeye hakları yoktur." şeklinde konuştu.

Mahir Ünal ise "Bu konunun iç güvenlik kanununun engelleyicisi olarak kullanılması doğru değil. Lütfen muhalefet bu tavrından vazgeçsin. Süleyman Şah'ın bulunduğu yer vatan toprağıdır." ifadelerini kullandı.

Oktay Vural da "Vatan toprağı varken ne iç güvenliği? Vatan toprağını terk ediyorsunuz. Lice'de sınav yapamıyorsunuz. Vatan toprağından kaçıyorsunuz." karşılığını verdi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise "Sayın Ünal da çok iyi hatırlayacaktır, 19 Şubat akşamı oturduğum yerden ayağa kalkarak Sayın Meclis Başkanı'na, 'Şu an itibarıyla Süleyman Şah Türbesi'nde Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nin, devletinin bir hâkimiyeti, kontrolü kalmamıştır. Gelen duyumlar var, askerlerimizin can güvenliğiyle ilgili de çeşitli duyumlar var.' demiştim. Aynı iddiayı Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili İdris Baluken de yapmış idi. Genel Kurulda bulunan İçişleri Bakanı da ısrarla Hükûmetten Genel Kurula izahat vermesini talep edince, 'Bunlar dedikodu haberleri; dedikoduyla, duyumla Meclis'te iş yapılmaz, yok böyle bir şey.' diyerek, Genel Kurul'a yanlış ve yalan beyanda bulunmuştu. Gene hep beraber hatırlayacağımız gibi, iktidar partisinden kimi milletvekili arkadaşlarım da beni eleştirmişlerdi, ben de 'Sizle yarın öbür gün görüşeceğiz, şimdi beni ithamla suçlayanlar, karalama yapmakla suçlayanlar benden özür dileyecek.' demiştim. Nitekim, 21 Şubat'ta Türk Silahlı Kuvvetleri, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, Süleyman Şah Türbesi'ne PYD'den de icazet ve izin almak suretiyle gidip, bayrak direğimizi sırtlayıp Türkiye-Suriye sınır noktasına gelmişlerdir. Yapılan iş daha önceki nakile benzemez Sayın Ünal. Daha önce baraj yapımı nedeniyle sular altında kalınmasıyla ilgili bir durum vardı, bunu herkes de biliyor. Süleyman Şah Türbesi'ndeki tavrınızla Türkiye'yi Orta Doğu'da âciz ve komik duruma düşürdünüz. Hükûmete söylüyorum -Hükûmet yerinde değil- Hükûmet kendisinden utanmalıdır." diye konuştu.

CİHAN
26 Şubat 2015 17:47
DİĞER HABERLER