‘Tek adam’ enkaz altında; bunun adı beceriksizlik değil, ihanet!

Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin ardından arama kurtarma çalışmaları ağır aksak devam ediyor. Dün itibariyle bir çok bölgede enkaz kaldırma çalışmalarına başlandı.
TR724'ten İlker Doğan'ın Haber Yorum'unda çarpıcı tespitler yer aldı:

Son açıklamalara göre depremde ölenlerin sayısı 18 bine dayandı. Bu sayının önümüzdeki bir kaç gün içinde 25 bini aşmasına kesin gözüyle bakılıyor. Zira bölgeden aktarılanlara göre henüz arama kurturma çalışması yapılmayan yüzlerce bina var.

Söz konusu molozların altında onbinlerce insan olduğu tahmin ediliyor.

Köylerdeki durumla ilgili hiç bir resmi açıklama yok ancak gelen haberler hiç iç açıcı değil. Köylerdeki yıkımın şehir merkezlerinden farksız olduğu söyleniyor. Öyle ki ölenlerin sayısının kalanlardan fazla olduğu bile anlatılıyor. Kahramanmaraşlı yakın arkadaşlarımla telefonla görüştüm; köylerle ilgili anlattıkları iddiaları doğruluyor.

Resmi açıklamaya göre ‘teyit’ edilebilin yıkılmış bina sayısı 6 binden fazla. Teyit edilmeyen bilgilere göre ise rakam 10 binin üzerinde. Deprem Bilimci Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın açıklanan ‘yıkılmış’ binalar üzerinden yaptığı hesaba göre enkaz altında 180 binden fazla insan var!

Yeterli ceset torbası bile yok. İnsanlar yakınlarının cenazelerini kendi imkanlarıyla battaniyelere sararak götürüyor. Antakya’da, Elbistan’da, Pazarcık’ta yollar cesetlerle dolu.

ÇALIŞMALAR ANCAK ÜÇÜNCÜ GÜN BAŞLADI

Tablo şu; AKP rejimi afet yönetimi konusunda duvara tosladı. İlk iki gün neredeyse hiç bir arama kurtarma çalışması yapılamadı. Depremin üzerinden üç gün geçtikten sonra bölgeye çadır, gıda ve arama kurtarma ekipleri gönderilmeye başlandı. Enkaz altında donarak ölenler oldu. İnsanlar şişmiş cesetlerin arasında tuvalet ihtiyaçlarını gidermek zorunda kaldı. Cesetler çuvallarla, battaniyelere sarılarak taşındı.

Gelinin noktada iktidarın deprem konusunda hiç bir hazırlığı olmadığını rahatlıkla söylemek mümkün. Ancak bu rezaleti ‘liyakatsiz yönetim’ ya da ‘beceriksizlik’ diyerek açıklamak fazla iyimser olur. Sorun sadece ‘liyakatsizlik’ değil; ortada kötü niyet var.

Bunu nereden mi çıkardık? Örneklerle anlatalım;

Pazarcık merkezli ilk deprem 6 Şubat gece yarısı, Pazar’ı Pazartesiye bağlayan gece 04,17’de yaşandı. Elbistan merkezli ikinci deprem ise 13.24’te oldu. İlkinin şiddeti 7,7, ikincisinin ise 7,6 olarak açıklandı.

İLK AÇIKLAMADA TOPLUMU BÖLDÜLER

AKP’nin Sözcüsü Ömer Çelik, Pazartesi akşam saatlerinde kameralar karşısına geçti ve “Cumhur İttifakı olarak hepimiz sahadayız, AK Parti ve MHP genel merkezi üyelerimizi ilgili bölgelere gönderdik.” dedi.

O saate kadar yüzlerce insanın öldüğüt, onbinlercesinin enkaz altında olduğu bir günde Çelik, ‘birlik ve beraberlik’ çağrısı yapması gerekirken yine toplumu böldü. Halbu ki deprem bölgesine muhalif partilerin belediyelerinden onlarca yardım TIR’ı, iş makinaları ve arama kurtarma ekipleri gönderilmişti.

Türkiye dün Kahramanmaraş’tan gelen deprem haberiyle sarsıldı. Şu ana kadar açıklanan verilere göre ölü sayısı 4 bine doğru gidiyor. 10 il ve yüzlerce ilçede etkili olan 7,7 ve 7,6’lık iki depremde binlerce bina yıkıldı, halen ulaşılamayan yüzlerce enkaz var.

ASIL SORUN YANLIŞ HABERLERMİŞ!

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 7 Şubat’ta tam olarak şöyle dedi: “Burada sıkıntı sosyal medyada yayılan yanlış haberler. Resmi açıklamalar dikkate alınmalı.”

Onbinlerce insanın enkaz altında kalması ya da koca koca şehirlerin yerle bir olması yalan ve yanlış haberlerin yanında daha basit bir sorundu Nebati’ye göre! Sosyal medyada bir kaç trollün paylaşımı rejim temsilcileri için onbinlerce insanın enkaz altında kalmasından daha önemliydi…

AFAD’DAN BAŞKASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

Rejim çuvallamıştı, binlerce insan enkaz altında kalan yakınları için yardım çığlıkları atarken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 7 Şubat’ta “Barınma koordinasyonunu AFAD koordinasyonunda yapıyoruz. Bunun dışında herhangi bir koordinasyona müsaade etmeyeceğiz.” diyebildi. Kurum bu açıklamayı yaptığı sırada yüzbinlerce insan dışarıda, kar altındaki dondurucu soğukta sabahlıyordu.

TALİMAT GELMEDİ, ÇALIŞAMAYIZ!

Antakya, depremin en fazla vurduğu yerlerden. Görüntülere ve bölgedeki insanların aktardığı bilgilere göre Antakya’da ‘sağlam’ bina kalmadı. Eski milli futbolcu Gökhan Zan, Antakya’nın girişinde onlarca kepçe olmasına rağmen AFAD’dan talimat gelmediği için bu iş makinalarının kullanılamadığını açıkladı. Zan, “Neden çalışmıyorsunuz dedim, ‘AFAD’ın talimat vermesi lazım dediler.” ifadelerini kullandı.

YARDIM TEKLİFİ REDDEDİLİYOR!

Kıbrıs Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Kornelios Korneliou’un açıklamasına göre Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin deprem sonrası çalışmalara yardımcı olmak üzere kurtarma ekipleri gönderme teklifini reddetti. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurtarma ekibinin katkıda bulunmaya hazır olduğunu ifade ettiğini anlatan Korneliou, “Türkiye’den ‘Teşekkür ederiz ama kabul etmeyeceğiz’ cevabını aldık.” dedi.

ARAMA KURTARMA EKİPLERİ SAATLERCE BEKLETİLİYOR

Tuborg’un deprem bölgesi için gönderdiği polarların da üzerlerinden ‘Efes Pilsen’ yazısı olduğu için AFAD tarafından kabul edilmediği ortaya çıktı.

Enkaz altında on binlerce insan kurtarılmayı beklerken, İsrailli arama kurtarma ekibi İstanbul Havalimanı’nda saatlerce bekletildi. İsviçre’den gelen 80 kişilik arama kurtarma ekibi ise Adana Havalimanı’nda tam 5 saat bekletildi.

YARDIM TIRLARI VALİLİK ELİYLE GASP EDİLİYOR


Sadece bunlar mı?

Muğla Valiliği, Bodrum Belediyesi’nin deprem bölgesine hareket eden yardım TIR’ındaki pankartı, kendi pankartıyla kapattı. Yüzbinlerce insan deprem bölgesinde yardım beklerken, Valilik ‘itibar’ peşine düşmüştü. Utanç verici görüntüler sosyal medyada yayınlandı.

İlk fotoğraf yardım TIR’ı Urla’dan çıkarken. Diğer fotoğraf ise deprem bölgesine girerken!

YA PARTİ AFİŞİ ASARSANIZ YA DA GEÇEMEZSİNİZ!

Daha beterini söyleyeyim!

TR724’e ulaşan bilgilere göre Türkiye’nin bir çok yerinden deprem bölgesine giden yardım kamyonları şehre girişte trafik polisleri tarafından durduruluyor. Devletin polisleri, kamyonların geçişine ancak AKP afişleri asmaları halinde izin vereceklerini söylüyorlar. Çaresiz, o afişler asılıyor…



YARDIM ÇIĞLIKLARINI ‘KISTILAR’

En büyük skandal ise BTK tarafından depremin 3. günü, arama kurtarma çalışmaları sürerken Twitter’ın kısıtlanması oldu. Karar bütün dünyada ‘şok’ etkisi yarattı zira insanların koordine olabildiği neredeyse yegane sosyal medya platformu Twitter’dı. Enkaz altında kalan yüzlerce insan sesini oradan duyurmuş, yardım kampanyaları da yine Twitter üzerinden yapılmıştı. Rejim, bir kaç troll’ü bahane ederek insanların ‘yardım’ çığlıklarını kesmekte hiç bir sakınca görmedi.

KÖTÜSÜNÜZ!

Onbinlerce insan enkaz altında inlerken, yardım kamyonlarının önündeki yazıyı değiştirmek kimin aklına gelebilir?

Deprem bölgelerine giren yardım TIR’ların önüne parti afişleri asılmasını hangi ara düşündünüz?

Bir kaç troll, tweet atmasın diye deprem bölgesindeki iletişimi keserek, enkaz altındaki insanları ölüme terk etmek nasıl bir aklın ürünü olabilir?

Binlerce insan ölmüş, onbinlercesi molozların altında kurtarılmayı beklerken, “Asıl sorun yanlış haberler.” diyebilmek için nasıl bir vicdanınız olması gerekir?

Onbinlerce insan enkaz altındayken dünyanın bir çok ülkesinden gelen arama kurtarma ekipleri neden havalimanlarında saatlerce bekletilir?

AFAD, onlarca iş makinesinin arama kurtarma çalışmalarına katılması için neden bir ‘talimat’ vermez? Neden?

Devlet adamının ‘liyakatsiz, beceriksiz’ olması bir yere kadar tolere edilebilir; ancak burada sorun ‘beceriksizlik’ değil. Kötü niyet ve dahası ‘ihanet’ var ve bunun çözümü yok!
10 Şubat 2023 10:25
DİĞER HABERLER