Tek çare mutasyon... Ne kadar mümkün?

20. yüzyılın başından itibaren olan salgınların 2 yıldan önce mutasyonla bittiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Bu virüs çok sık mutasyona uğruyor ama henüz virüsün davranışını değiştirecek mutasyon olmadı. Her an olabilir, bekliyoruz. Böyle bir şey gerçekleşmezse sonbaharı ve kışı da yine salgınla uğraşarak geçireceğiz gibi görünüyor" dedi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı araştırmaya göre, koronavirüsü belirtisiz geçirenlerin oranının 10 binde 26 olarak tespit edildiğini söyledi.

Sputnik Ajansı'nda yer alan habere göre Prof. Dr. Ceyhan, bunun Türkiye nüfusuna oranlanması halinde yaklaşık 215 bin kişinin hastalığı belirtisiz geçirdiğinin görüleceğine dikkat çekti. Ceyhan, "Şu anda Türkiye'nin sorunu bu, özellikle kendileri belirtisiz ya da az belirtili olduğu için farkına varılmayan ancak ortalıkta dolaşan insanlar" dedi.

‘Uyum oranları azalıyor ve vakalar artıyor’

Prof. Dr. Ceyhan, ikinci artış döneminin yaşandığını belirterek, "Bu sadece bizim başımızda değil bütün dünyada ülkeler sayıları belli bir seviyeye indirdikten sonra dirençle karşılaştı. Kimisi 200'ler, 300'ler civarında; biz 1000'ler civarında ve aylarca bu böyle devam etti. Tabi bu bir ikinci artışın sinyaliydi. Çünkü normalleşme döneminde bir yerde takıldığınızda ek tedbirler almadığınız zaman maalesef böyle oluyor, aynı seviye gidemiyor. Çünkü bir süre sonra halk tedbirlerden bıkmaya başlıyor, uyum oranları azalıyor ve vakalar artıyor" diye konuştu.

‘Henüz mutasyon olmadı’

Salgının sona ermesi için toplumsal bağışıklığın sağlanması yönünde beklentilerinin olmadığını, bu vaka sayılarıyla toplumsal bağışıklığın ancak 11 yılda gelişeceğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, şunları söyledi:

"Salgının bitmesi için ikinci olasılık aşı. Aşıya da baktığımız zaman bireysel koruyuculuğu sağlayacak bir aşı önümüzdeki sene çıkabilir. Belki birkaç aşı çıkabilir; ancak salgını durduracak olan bütün dünyanın aşılanması. Bu birkaç seneden önce çok mümkün gibi görünmüyor. O kadar aşının üretilmesi, depolanması, ulaştırılması, uygulanması ancak o kadar zamanda olur. Geri sadece mutasyon ihtimali kalıyor ki bunların içinde en büyük olasılık mutasyon. Çünkü 20. yüzyılın başından itibaren olan salgınlara baktığımızda genellikle bir mutasyonla 2 yıldan önce bitmişler. O yüzden her gün takip ediyoruz, bu virüs çok sık mutasyona uğruyor; ama henüz virüsün davranışını değiştirecek mutasyon olmadı. Her an olabilir, bekliyoruz. Böyle bir şey gerçekleşmezse evet, bu sonbaharı ve kışı da yine salgınla uğraşarak geçireceğiz gibi görünüyor."

‘Beklentim, virüsün bulaştırıcılığın azalması’

Prof. Dr. Ceyhan, ABD'de 1 ay arayla 2 kez Kovid-19 hastalığına yakalanan gencin ikinci hastalığı daha ağır geçirmesini ve genci enfekte eden virüslerin genetik dizilimlerinin farklı çıkmasını değerlendirdi. Arizona Üniversitesi'nin de 1 ay önce benzer çalışma yayımladığını ve daha ağır hastalığa neden olan mutasyon gözlendiğini bildirdiğini hatırlatan Ceyhan şöyle dedi:

"Ortaya bir klinik sonuç çıkmadı. Şimdi 25 milyonu geçmiş vaka sayısında böyle 1-2 vaka olması çok önem arz etmiyor. Bir istatistiki genelleme yapmak mümkün değil, bunları bekleyip görmek lazım. Ama benim beklentim bu şekilde daha öldürücü bir virüse dönmesinden çok, hastalığın klinik seyri ne olursa olsun bulaştırıcılığının azalması; çünkü esas salgını bitirecek şey o" 

‘En etkin önlem mesailerin kademelendirilmesi’

Vaka artışlarının sürmesi halinde alınması gereken tedbirlere yönelik önerilerde bulunan Ceyhan, "Bir defa sokağa çıkma yasakları, iş yeri kapatmaları, artık devlet tarafından da halk tarafından da uygulaması zor tedbirler; ama bunlara gerek kalmadan arada yapılabilecek şeyler var. Bunlardan birincisi ki bence en önemlisi mesailerin kademelendirilmesi, esnek çalışma kamuda sağlandı; ama aynı anda çok sayıda kişinin aynı zaman diliminde işte olması için mecburen kalabalık toplu taşıma araçlarına binmeleri lazım. Bu da kalabalığı artırıyor. Halbuki mesaileri kademelendirirseniz, insanlar bir grup 08.30’da gider, bir grup 09.00’da bir grup 09.30’da, dönüşleri de farklı saatlerde olduğu için bu kalabalıkları önlersiniz” diye konuştu.

‘Virüs bulaştıracak kişileri taramalıyız’

Düğünler, taziyeler, asker uğurlama törenleri gibi salgın açısından risk oluşturan toplanmalara kesin sayı sınırlamaları koyulmasını öneren Prof. Dr. Ceyhan, "'Taziye evine aynı anda en fazla 15 kişi girecek' dersiniz; çünkü öbür türlü kontrol etmeniz çok zor. Bizim canımızı en çok bir kaynaktan çıkan ve çok yayılan yayılmalar yakıyor. Üçüncüsü şehirler arası dolaşımı biraz kayıt altına almalıyız. Dördüncüsü test politikamızı mutlaka organize etmeliyiz yani daha çok virüs bulaştıracak kişilere kaydırmalıyız. Sağlık personeli, hizmet sektöründe çalışanlar, gişe ve danışma memurları, şoförler, uçaklarda kabin görevlileri gibi böyle bir günde çok sayıda kişiyle yüz yüze temas kuran grupları taramalıyız" dedi.

02 Eylül 2020 13:11
DİĞER HABERLER