''Enflasyon bünyeyi kemiren sinsi bir ur gibidir. Bütün tasarrufları eritir, yatırımın maliyetini artırır ve senelik planlama yapmaya dahi mümkün kılmaz. Fiyatların daha da artacağı beklentisi ev kirasından dolmuş ücretine kadar her kalemde “zam” iklimi demektir.''
Semih Ardıç / Tr724
CANAVAR DİŞ KİRASINI DA İSTEYECEK
Alıştırma zamlarında sıra alkollü içeceklere geldi. Bu kalemde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) yüzde 15 arttı.
6 ay içinde ikinci defa ÖTV artışı seçimden evvel tehir edilen zamların yola çıktığına işaret ediyor.
Avrasya Tüneli geçiş ücreti, kredi kartı harcamaları ile tüketici kredi faizleri de artmıştı. Ne ilk ne de son zam, arkası gelecek.
GIDA ENFLASYONU YÜZDE 20’NİN EŞİĞİNDE
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) kırpa kırpa hesapladığı enflasyon rakamları, zam tsunamisinin geçmiş günlerden kalan bakiyesidir.
Haziran sonu itibarıyla tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 15,39 arttı. TÜFE içinde gıda enflasyonu yüzde 19 oldu. TÜFE’de 2014 senesinin ocak ayından bu yana en yüksek enflasyon ilan edildi.
Türkiye’de aylık fiyat artışı yüzde 2,61. Pek çok memleketin senelik enflasyonundan fazla.
Merkez Bankası (TCMB) 2018 sonunda enflasyonu yüzde 5’e indirmeyi hedefliyordu. Hepsi kâğıt üzerinde hoş görünüyor o kadar!
DOMİNO TESİRİ
Enflasyon bünyeyi kemiren sinsi bir ur gibidir. Bütün tasarrufları eritir, yatırımın maliyetini artırır ve senelik planlama yapmaya dahi mümkün kılmaz.
Fiyatların daha da artacağı beklentisi ev kirasından dolmuş ücretine kadar her kalemde “zam” iklimi demektir. Halet-i ruhiye zamdan yana ise enflasyonla mücadeleden netice alınamaz.
2001 krizinden bu yana enflasyon beklentilerini esnetmek için reform üstüne reform yapıldı. Şimdi tekrar 1990’lı senelere rücu ettik.
Kimse üç gün ötesini göremiyor. Enflasyon artıyor koş döviz topla. Elindeki mal veya hizmete zam yap.
MERKEZ BANKASI’NI İŞ YAPAMAZ HALE GETİRİRSENİZ
Maalesef Türkiye’de enflasyon artmaya devam edecek. Türk Lirası’nın sene başından beri ortalama yüzde 25 eridiği dikkate alındığında fiyat artışının rotası hemen hemen tespit edilebilir.
Dolardaki artış peyder pey enflasyon tablosunda görünecek.
Vaktinde faiz artışı yaparak tüketimi kısmak ve tasarrufları artırmak yerine ucuz kredilerle tüketim harcamaları fonlandı. Kamu bankaları inşaat lobisi için seferber edildi.
Merkez Bankası gelen dalgayı gördüğü halde başını çevirdi. İnisiyatif kaybedildi. Toparlamak adına faizler üst üste artırıldı.
TCMB yüzde 17,77 ile bankaları fonluyor. Temmuzda enflasyonun yüzde 17’yi bulabileceğini tahmin etmek çok da zor değli. Sıcak para yatırımcısı 24 Temmuz’da TCMB’den yine faizi artırmasını bekleyecek.
Hep aynı kısır döngü… Enflasyon çıkacak, faiz artacak. Bu arada yatırım için kredi almak imkânsız hale gelecek.
BÜTÇE DELİK DEŞİK
Enflasyonun yüksek çıkması sebebiyle memur ve emekliye ödenecek farklar da bütçeden daha fazla personel harcaması manasına geliyor.
1 Ocak’ta senelik yüzde 7,5 zam veren hükûmet 6 ayın sonunda, “Pardon, yanlışlık oldu. Meğer 6 ay bittiğinde enflasyon yüzde 15,3 olmuş. Alın size yüzde 8 fark.” diyecek.
Senelik zam kadar enflasyon farkı! Ne kadar istikrarlı bir hükûmet değil mi?
Bütçe açığı aldı başını gitti. Yaz aylarında sebze-meyve fiyatları düşerse gıdada ucuzluk olabilir beklentisi de boşa çıktı. Patates, soğan, domates derken şimdi buğday, un ve ekmek fiyatları tırmanıyor.
DOLAR YENİDEN 4,70 TL’YE DOĞRU
Türkiye en son verilere göre Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) verilerine göre yüksek enflasyonda Arjantin’in hemen peşinden gidiyor.
Arjantin’de enflasyon yüzde 26,29, Türkiye’de 15,39. Yüzde 24’e çıkan üretici fiyatları, Arjantin’i neredeyse yakaladı.
Arjantin’de halk pula dönen parayla (peso) alışveriş yapmıyor, ürün takas ediyor. IMF’den 50 milyar dolar kredi alan Arjantin’in krizden ne vakit çıkacağı şimdilik meçhul.
Yatırımcılar 24 Haziran seçiminden çıkan neticeyi unuttu bile. Dolar yeniden 4,70 TL’nin üzerine göz kırptı.
Artık ekonominin yalın hakikati ile yüzleşecek herkes. Seçimi ilk turda kazanan Recep Tayyip Erdoğan’ın elini çabuk tutması lazım.
ERDOĞAN ÇARE BULABİLECEK Mİ?
Acilen çare bulması gereken ekonomik kriz içinden çıkılmaz bir hal alırsa yolun sonu görünüyor: Türkiye de Arjantin gibi IMF’nin kapısını çalacak.
Enflasyonu dolu dizgin giden Türkiye için dünyanın en muteber isimlerinin, “Arjantin’in izinden gidiyor. IMF’nin kapısını her an çalabilir.” tespitleri fazla vakit kalmadığının işareti.
Fiyat istikrarını kaybetmek çok her daim pahalıya mâl olmuştur. “Merkez Bankası’na ilişmeyin. Günü kurtardığınızı zannederken memleketin üç-beş senesini berbat edebilirsiniz.” sözlerine kulak verilmedi.
Enflasyonun bu kadar yükseldiği bir dönemde hızla irtifa kaybeden uçak yumuşak iniş yapamaz.
İmtihanda piyasalar için daha en zor kısmı henüz gelmedi.
Tek haneli enflasyonu birkaç seneliğine unutun… Mümkünse nakitinizi harcamayın… Zira canavar çok yakında diş kirasını da isteyecek.