Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, işitme ve konuşma fonksiyonları hususunda vatandaşların uyardı. Titiz, "Söylenilenleri sıklıkla tekrar ettirmek, televizyon sesini çok açmak, telefon konuşmalarının anlaşılmasında zorlanmak, ortam gürültüsü varlığında işitmede güçlük çekmek, karşısındakinin söylediğini yanlış anlamak, kulaklarda çınlama ve uğultu gibi şikayetlerin varlığı mutlak kulak burun boğaz hekimine başvurulması gerekliliğini gündeme getirir." dedi.
Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, 3 Mart dünya kulak ve işitme günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Toplumda sağlıklı bir iletişimin temelinin işitme ve konuşma fonksiyonunun oluşturduğunu ifade eden Titiz, konuşma gelişiminin sağlıklı bir işitme ile sağlanabildiği düşünülürse işitmenin öneminin daha iyi anlaşılacağını söyledi. Titiz, "İşitme kaybına bağlı olarak gelişen sorunların çözümü, bireyin toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılmasını sağlamakta ve yaşam kalitesini artırmaktadır. Bu sorunun çözümünde, bireyin sahip olduğu işitme kaybı düzeyine bağlı olarak çeşitli seçenekler karşımıza çıkmaktadır." diye konuştu.
Hastalığın önlenmesinde erken teşhisin çok önemli olduğunu kaydeden Titiz, ilk 2 yaşta gelişmesinin büyük ölçüde tamamlandığı işitme ve konuşma fonksiyonunun işitme kaybının belirlenmesinin önemli olduğunu söyledi. Titiz, "Son yıllarda ülkemizde de oldukça yaygın ve başarılı bir şekilde uygulanan 'yeni doğan işitme taraması programı' ile yeni doğan döneminde bu sorun gelişmiş odyolojik testler ile belirlenebilmekte ve sorunu olan bireylerde klasik işitme cihazı veya gelişmiş koklear implant uygulamaları ile işitmenin düzeltilmesi sağlanabilmektedir." ifadesinde bulundu.
Yine yenidoğan döneminde olduğu gibi çocukluk, genç, erişkin veya ileri yaşlarda sonradan gelişen işitme kayıpları bireyin konuşmasında bozulmalara veya toplum içerisinde yalnızlaşmasına neden olabildiğini belirten Titiz, "Bu dönemlerde yapılacak yıllık rutin kulak burun boğaz muayeneleri sorunun erken teşhis edilmesini sağlayabilmekte ve çözüm yolları bireyin toplum içerisinde daha katılımcı, kendine güvenli bireyler olmasını sağlayacaktır." dedi.
Titiz, Dünya Sağlık Örgütü'nün işitme kaybına yol açan faktörlerin yüzde 60'si önlenebilir olduğunu bildirdiğini söyledi. Titiz konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Önleyici tedbirler arasında çocukların yenidoğan döneminde işitme taramalarından geçmesi, özellikle kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının olunması, tüm yaş dönemlerinde ototoksik (iç kulağa zarar verici) ilaç kullanımından kaçınılması veya doktor kontrolünde uygulaması, özellikle çocukluk çağında karşılaşılan orta kulak iltihabı için erken ve etkin tedavilerin yapılması ile yüksek sese maruz kalınan ortamlardan kaçınılması sayılabilir. Özellikle tüm çocukların yenidoğan ve okul öncesi dönemde, işitme testi ile değerlendirilmesi önemlidir. İşitme kaybı, kulak tıkacı (serumen) veya kulakta sıvı birikmesi gibi rahatsızlıklarda basit medikal veya cerrahi uygulamalar ile düzeltilebilir sorunlardan kaynaklanabilir. Bu sorunların çözümü ile ileride gelişebilecek kalıcı işitme kaybı ve konuşma bozukluklarının önüne geçebilir. Bu tip basit sorun ve çözümlerine rağmen, söylenilenleri sıklıkla tekrar ettirmek, televizyon sesini çok açmak, telefon konuşmalarının anlaşılmasında zorlanmak, ortam gürültüsü varlığında işitmede güçlük çekmek, karşısındakinin söylediğini yanlış anlamak, kulaklarda çınlama ve uğultu gibi şikayetlerin varlığı mutlak kulak burun boğaz hekimine başvurulması gerekliliğini gündeme getirir."
Cihan CİHAN