Antalya Demokratik Hukuk ve Evrensel İnsani Değerler Platformu Başkanı Avukat Mücahit Gündoğdu, Türk Ceza Kanunu'ndaki(TCK) örgüt kelimesinin Anayasa'daki suç tanıtımından çıkarak bugün tamamen masum insanları gözaltına alma ve tutuklamada beş harfli bir kelimeye dönüştüğünü söyledi.
Avukat Mücahit Gündoğdu, yaptığı yazılı açıklamada, örgüt kelimesinin TCK'nın dört yerinde geçtiğini bunların 76., 220., 227. ve 314. maddeler olduğunu kaydetti. Buradaki örgüt tanımlarının yasada tanımı bulunan suç teşkil eden tipik eylemleri işlemek amacı ile kurulan tamamen yasal dışı faaliyetler olduğunun altını çizen Gündoğdu, "17-25 Aralık operasyonunu yapan kolluk kuvvetleri tamamen yasanın kendilerine verdiği yetkiye dayanarak görevleri gereği ve TCK'da suç olarak tanımlanan yolsuzluklar (hırsızlık), ihaleye fesat karıştırma, yabancı bankalara kanunsuz para transferi gibi suç teşkil eden eylemler ve suçluluk olgusu ile mücadele çerçevesinde görevlerini yapmışlardır. Sırf görevlerini yaptıklarından dolayı bugün gözaltına alınmakta veya tutuklanmakta, memleketin bir yerinde diğer bir yerine sürülmektedir." ifadelerini kullandı.
Yine ülkede son zamanlarda başta Manisa, Bursa, Balıkesir, Uşak, Eskişehir illerinde tamamen yasal çerçevede kurulan hayır kurumlarında çalışan temiz insanların yukarıda bahsedilen yasa maddeleri gerekçe gösterilerek mağdur edildiğini vurgulayan Gündoğdu, oysa bu insanların tamamen toplum barışını tesisi etme, kamuoyunda birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını sağlama, yardıma muhtaç öğrencilere kermes düzenleyerek yardım etme, kendilerine uzanan eli memnun etmek ve topluma pozitif katkı sağlamaya matuf olduğunun altını çizdi.
"HİDAYET KARACA'YA İSNAT EDİLEN SUÇ UYDURMADIR"
Bu insanların sabıkasına bakıldığında toplumda suç işlememiş örnek temiz ve yardım sever insanlar olduğu ve hayatlarında bu şekilde geçiren insanlar olduğuna dikkat çeken Gündoğdu, "Başta Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca olmak üzere bir dizi senaryosundan dolayı tabii hakimin serbest bırakmasına rağmen zoraki tutuk evinde cebren tutsak olup perişan edilmesi hayrete değer bir vakıadır. Medya dünyasında tanınan hiç bir suça karışmamış tertemiz bir insanın tutuklanması başta Anayasa'ya ve tüm hukuk mevzuatını ihlaldir. Bir insanın tutuklanması için kuvvetli şüphe gerekir. Soruşturmanın başlaması içinse makul şüphe gerekir. Buna rağmen bir yılı aşkın zamandır, soyut iddialar, somut delillerle birlikte bir iddianame hazırlanamamıştır. Bu adil yargılanma ilkesine tamamen aykırıdır, buda gösteriyor ki ortada suç teşkil eden bir delil yok. Neticede insanları tamamen yasaya aykırı şekilde soyut suç isnadı ile mağdur edip bir korkutma ve algı operasyonu olduğu açıktır. Bu insanların yasada tanımı bulunan suçla ve suçlarla ilişkin örgütle hiç bir alakaları olmadığı ortadır. Kimlerin anayasayı ihlal ettiği kimlerin anayasanın başlangıç kısmında belirtilen temel ilkeler ile anayasanın 5. ve 19. maddeleri ayaklar altına aldığı ve kimlerin anayasanın 90 maddesinin ilgili fıkrası gereğince milletler arası sözleşmeleri ve evrensel hukuk ilkelerinin tarumar edip hiçe sayarak uygulamalar yaptığını Türk halkı görüyor ve değerlendiriyor. Karaca'ya isnat edilen örgüt suçu hayal ürünü, gerçekle bir alakası olmayan, olmadığı için iddianame hazırlanmamıştır." ifadesinde bulundu. CİHAN