Terör propagandasıyla yargılanan gazeteciler: Terörün korkunç yüzünü gösterdik

Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın adliyede rehin alındığı fotoğrafı kullandıkları gerekçesiyle 9 gazetenin sorumlu müdürleri hakim karşısına çıktı. Terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanan gazeteciler, suçlamayı reddetti. Basın olarak gerçeği olduğu gibi yansıttıklarını ifade eden sanıklar, terörü, şiddeti öven değil, karşısında duran ifadeler kullandıklarını vurguladı. Adliyede savcının rehin alınmasının, operasyonla hem savcının hem eylemcilerin ölmesinin dünyanın her yerinde haber niteliği taşıyacağı kaydedildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abbas Yalçın, Birgün Gazetesi İmtiyaz Sahibi İbrahim Aydın ve Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin, Şok Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kaan Özbek, Özgür Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Reyhan Çapan ile Kayyım atanarak el konulan Millet gazetesinin eski sorumlu müdürü Sedat Gülmez ve Yayın Koordinatörü Cuma Ulus katıldı.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, Yurt gazetesi sorumluları Orhan Şahin ve Başak Günsever, Bugün gazetesi sorumluları Gökhan Çorbacı ve Temel Tanadalan, Şok gazetesi sorumlusu Orhan Duman, Aydınlık gazetesi sorumluları Mehmet Sabuncu ve Murat Şimşek, Posta gazetesi sorumluları Seçil Şengelir ve Mehmet Emin Öztürk ise duruşmaya gelmedi.

Savunmasını yapan sanık Abbas Yalçın, 'Karanlığa girdiğimiz gün' manşetiyle haber yaptıklarını hatırlattı. Kendilerine yüklenen suçun terör örgütünün flamasını göstermek olduğunu kaydeden Yalçın, "Bazı gazetelerde ise flamalar gözükmüyordu ama onlara da dava açılmış. Mesele flama ile propaganda yapmaksa neden hepimiz burada yargılanıyoruz?" dedi.

Olayları tüm çıplaklığıyla yayınlamanın editoryal tercihleri olduğunu ifade eden Yalçın, "Bu haberdeki fotoğraf terör örgütü propagandası değil tam tersine terörün korkunç yüzünü göstermek içindi." diye konuştu.

IŞİD İLE İLGİLİ DE HABERLER YAPIYORUZ

IŞİD'in terör eylemleriyle ilgili de haberler yaptıklarını anlatan Yalçın, bugün de benzer haber yayınladıklarını, IŞİD militanı ve örgütün flamasının da gösterildiğini söyledi. Yalçın, "Bu flamayı mozaikleyemeyiz. Çünkü olayın gerçekliği o." ifadelerini kullandı.

'Savcı haberin içeriğine hiç bakmamış' diyen Yalçın, söz konusu fotoğrafın yanında üç köşe yazarının teröre lanet içerikli yazıları bulunduğunu, gazetenin hiçbir yerinde terör propagandası olacak ifadenin olmadığını kaydetti.

FOTOĞRAFI AHABER'DEN GÖRDÜK

Sanık Berkant Gültekin, 'Adliyede kanlı operasyon' başlığıyla manşet yaptıklarını söyledi. Gazetecilik gereği haber yaptıklarını belirten Gültekin, hassasiyetleri gereği fotoğrafı ilk sayfadan vermediklerini, iç sayfada küçük olarak kullandıklarını kaydetti.

Fotoğrafın kendileri aracılığıyla aleniyet kazanmadığını vurgulayan Gültekin, sosyal medyada yayıldığını, kendilerinin de A Haber'de bu fotoğrafı görüp haberdar olduklarını ifade etti. Gültekin, "Devleti acz içinde gösteren biz değiliz. Bu eylemi yapanlar ve sorumlular devleti acz içinde göstermiştir." dedi.

BU DAVA İKTİDARIN BASINA TEHDİDİ

Sanık İbrahim Aydın, Gültekin'in savunmasına katıldığını söyledi. Savcının bir resimden terör örgütü propagandası suçunu çıkarmasının saçma olduğunu belirten Aydın, "Bugün de onlarca terör saldırıları oluyor. Bunlar haber de yapılıyor. Ama gazetelere terör propagandası diye dava açılmıyor. Bu davanın kasıtlı açıldığını düşünüyorum. İktidarın basına yönelik tehdidi olarak algılıyoruz." diye konuştu.

Sanık Kaan Özbek, 'Adliyede savcıyı rehin aldılar' başlığıyla haber yaptıklarını kaydetti. Özbek diğer sanıkların savunmalarına katıldığını ifade etti.

Sanık Reyhan Çapan, ajanslardan aldıkları bilgiler doğrultusunda haber yayınladıklarını belirtti. Terör örgütü propagandası amaçlamadıklarını savunan Çapan, suçlamayı reddetti.

Sanık Sedat Gülmez, Kayyım atanmasıyla gazeteye el konulduğunu hatırlattı. Yeni yönetimin kendisini işten çıkardığını ve kurum avukatlarının kendilerini savunmasına izin vermediğini söyleyen Gülmez, şu an avukatı bulunmadığını kaydetti. Gülmez süre talebinde bulundu. Sanık Cuma Ulus da avukatı gelemediği için savunmasını sonra yapacağını kaydetti.

Sanıkların sorgusunun ardından savcıya söz verildi. Duruşma savcısı Ali Kaya, sanıklara yönelik suçlama dikkate alındığında davada şikayetçi olan kişilerin ifadelerinin alınmasının dosyaya katkısı olmayacağını belirtti. Savcı, bu kişilerin müşteki sıfatlarının sona erdirilmesini istedi.

MÜŞTEKİLER CEZAEVİNDE HÜKÜMLÜ, ŞİKAYETÇİ OLAMAZ

Sanıklar Can Dündar ve Abbas Yalçın'ın avukatı Bülent Utku, dosyada şikayetçi olan 4 kişinin ihbarcı olduğunu, iddianamede ise ikisinin şikayetçi, ikisinin de müşteki olarak gösterildiğini kaydetti. Şikayetçilerden üçünün 33 yıl, 17 yıl ve 5 yıl olmak üzere ceza aldıklarını ve cezaevinde hükümlü olduklarını açıklayan Utku, diğerini ise tespit edemediklerini belirtti. Kanuna göre uzun ceza alan hükümlülerin vasileri olması gerektiğini kaydeden Utku, bu kişilerin vasisi olmadığı için ihbarcı olamayacaklarını, şikayet etme haklarının bulunmadığını, bu nedenle müşteki sıfatlarının olamayacağını vurguladı.

Avukat Utku, habercilikte 5N 1 K kuralı bulunduğunu hatırlattı. Bu haberde silah, flama veya diğer şeylerin mozaiklenmesi durumunda haberciliğin gereğinin yerine getirilmemiş olacağını savundu. Müvekkillerinin kastının gerçeği olduğu gibi okuyucuya aktarmak olduğuna işaret eden Utku, haberde terör propagandası yapan değil tam tersi ifadeler bulunduğunu söyledi.

Müvekkili Can Dündar'ın uluslar arası bir ödül alacağı için yurt dışına gittiğini belirten Utku, bu duruşmada beraat kararı verilmemesi durumunda bir daha ki duruşmaya katılacağını belirtti.

BU OLAY DÜNYANIN HER YERİNDE HABER NİTELİĞİNDEDİR

Sanıklar İbrahim Aydın ve Berkant Gültekin'in avukatı Tolgay Güvercin, Avrupa'nın en büyük adliyesinde savcının rehin alınmasını, operasyon sonucunda savcı ve eylemcilerin ölmesini gazetecilerin haberleştirdiğini hatırlattı. Güvercin bu durumun dünyanın her yerinde haber niteliği taşıdığını vurguladı. İddianamede müvekkillerinin hangi eyleminden dolayı ne şekilde terör propagandası yaptığının anlatılmadığını kaydetti.

Sanık avukatlarından Eren Mustafa Şener, basın kanunu gereği basın suçlarında 4 ay içinde iddianamenin mahkemece kabul edilip davanın açılmış olması gerektiğini hatırlattı. Bu iddianamenin kabul tarihinin 4 aylık süreyi geçtiğini ifade eden Şener, davanın düşürülmesi gerektiğini vurguladı.

Sanıklar ve avukatlarının ifadelerinin ardından mahkeme ara kararlarını açıkladı. Mahkeme, mazeret bildirerek duruşmaya gelmeyen sanıklar Can Dündar, Eren Keskin, Orhan Duman, Başak Günsever, Mehmet Emin Öztürk, Seçil Şengelir ve Temel Tanadalan'ın bir daha ki duruşmada hazır edilmelerine karar verdi.

Mazeretsiz duruşmaya katılmayan sanıklar Gökhan Çorbacı, Mehmet Sabuncu, Murat Şimşek ve Orhan Şahin hakkında zorla getirilme kararı verildi. İddianamede şikayetçi olarak gösterilen kişilerin suçtan zarar görme ihtimalleri bulunmadığı gerekçesiyle müşteki sıfatlarını kaldıran mahkeme duruşmayı erteledi.

Savcı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015 tarihinde adliyedeki odasında DHKP/C üyesi olduğu belirtilen iki terörist tarafından rehin alınmıştı. Uzun süren rehine olayından sonra operasyon sonucu savcı Kiraz şehit olurken iki terörist ise ölü ele geçirilmişti. Rehin alma sırasında eylemciler savcının kafasına silah dayamış fotoğrafı sosyal medyadan yayınlamıştı. Basın organları da bu fotoğrafı yayınlarında kullanmıştı. Bu nedenle 9 gazeteden 18 isme terör örgütü DHKP/C'nin propagandasını yapmak suçlamasıyla 7.5 yıla kadar hapis talebiyle dava açılmıştı.
CİHAN
17 Kasım 2015 14:06
DİĞER HABERLER