Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 26 Ocak 2012 Perşembe günü 'Olağanüstü Genel Kurul' yapılmasına karar verdi.
Toplantının gerekçesi olarak, haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanması muhtemel yaptırımların, değiştirilip değiştirilmemesinin karara bağlanması gösterildi.
Şimdi biraz önceye gidelim.
Ankaraspor Kulübü Başkanı Ruhi Kurnaz kısa süre önce bakın nasıl bir açıklama yapmıştı: ''Şike iddianamesinde adı geçen kulüplerin Süper Lig'de mücadelelerine devam edebilmeleri için yapılması düşünülen her türlü girişim içerisinde kulübümüzün mağduriyetinin de giderilmesinin değerlendirilmesini Kulüpler Birliği'nden talep etmekteyiz.'' Aslında Kurnaz'ın bu açıklaması TFF'deki ince hesapların da ipuçlarını veriyordu.
Biraz hafıza tazeleyelim. Haziran 2011'de TFF Seçimli Olağan Genel Kurulu'nda, daha önce üyeliği askıya alınan Ankaraspor, delegelerin oyçokluğu kararıyla yeniden üyeliğe kabul edilmiş, Ankaraspor Bank Asya 1. Lig'de mücadele etme hakkını da elde etmişti.
Tekrar bugüne dönelim. 26 Ocak 2012 Perşembe günü TFF Olağanüstü Genel Kurulu'yla;
1) Kulüpler Birliği, TFF Mali Genel Kurulu'nu (Haziran) beklemeden delege yapısını değiştirip istediği kararları daha rahat aldırmayı mı hedefliyor?
2) Derin futbol lobisi, Ankaraspor örneğindeki gibi delegeler aracılığıyla küme düşürmeyi sağlayan 58. Madde'yi değiştirmek veya yumuşatmak mı istiyor?
3) TFF, "Bir alt lige şikeci takımların düşürülmesinin kaldırılması kararını delegeler aldı. 58. Madde ile ben oynamadım!" diyerek sorumluluklarından kaçmayı mı amaçlıyor? 4) Etik Kurulu yönergesi değiştirilerek, Etik Kurulu raporu doğrultusunda verilecek olan düşme kararını TFF Yönetim Kurulu yerine TFF Disiplin Kurulu'nun vermesi yoluna gidilmesinin önünün açılması mı arzulanıyor?
Olağanüstü Genel Kurul kararı, TFF'nin sürecin başından beri devam eden topu taca atma politikasının son evresi aslında. Başkan M. Ali Aydınlar'ın, soruşturmanın gizliliği kararına sığınarak açıklamadığı Etik Kurulu raporuna göre 15 Ağustos 2011'de verilmesi gereken şike yapanların düşmesine ilişkin karar da böylece sulandırılma yöntemiyle eriyip gitmiş oluyor.
Aslında tüm bu operasyonun "gizli ajandası"nda, hukuk kurulları üyelerinin değiştirilmesi düşüncesi yatıyor.
Çünkü TFF kurullarında üyelerin "hakim teminatı" vardır. Yani bu üyeler "genel kurul" yapılmadığı sürece görevden alınamaz. Ancak söz konusu Olağanüstü Genel Kurul böyle bir yolu da açmış oluyor. Amaçlanan, istenildiği gibi kararların çıkarılması için yeniden ve yeni kurulların oluşturulması. Umarız böyle bir yöntemi TFF kendine layık görmez. Zira "hakim teminatı" hukuk devletinin en önemli saç ayaklarından biridir.
Rasih YILMAZ