İngiliz gazetesi The Guardian organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın son dönemde Türkiye'de kamusal alanda sık sık boy göstermesi ve bu durumun ne anlama geldiği hakkında bir makale yayımladı.
Gazete Duvar’da yer alan habere göre makale, "Türkiye'nin mafya babaları karanlıklardan çıkıp kamusal alana geliyor" başlığını taşıyor.
Makalede, "On yıllar boyu saklandıktan, cezaevinde kaldıktan veya dikkat çekmemeye çalıştıktan sonra, ülke tarihinin kanlı bir döneminin oyuncuları şimdi Türk sağı tarafından 'halk idolleri' olarak görülüyor" denildi.
The Guardian'ın makalesi, MHP lideri Devlet Bahçeli ile Alaattin Çakıcı'nın birlikte çekilen bir fotoğrafına atıf yapılarak şu ifadelerle başlıyor:
"İlk bakışta, giyimi kuşamı yerinde olan iki Türk erkeğin, bayraklarla dolu bir ofiste kameralara poz verdiği bu fotoğraf, ülkenin önde gelen herhangi iki ismine ait gibi gelebilir - fakat bir fotoğrafın hem geçmiş hem geleceğe dair bu kadar çok şey söylediği nadiren görülmüştür.
Solda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetinde son birkaç yıldır etkili bir koalisyon ortağı haline gelen aşırı milliyetçi siyasi dinozor, Devlet Bahçeli var.
Sağdaki adam, Alaattin Çakıcı, Türkiye'nin en kötü şöhretli mafya babası. 41 siyasi cinayetle suçlandı ve küçük çocuklarının önünde vurulan eski eşinin öldürülmesi emri verdiği için hapse atıldı; buna rağmen geçtiğimiz sene dikkat çekici bir şekilde siyasi tutukluları kapsamayan bir korona virüsü affında, mafyanın onlarca başka ağır topuyla beraber serbest bırakıldı.
Türkiye mafyasının kamusal alandaki ani rehabilitasyonu halkın tasavvurunda yer etmiş durumda. Bu durum aynı zamanda, devletin geçmişin karanlık isimlerini en iyi ihtimalle tolere ettiği, en kötü ihtimalle kucakladığı yeni bir siyasi iklimin habercisi."
Bahçeli ve Çakıcı arasındaki dostluğun geçmişe dayandığının belirtildiği ve bozkurt hareketinin 'neo-faşist bir paramiliter grup' olarak tanımlandığı makalede, "Türkiye tarihinin bu dönemi, Bozkurtlar gibi aşırı sağ örgütlenmeler ile PKK gibi solcu gruplar arasındaki şiddetle karakterize edilecek şekilde karanlık ve kanlıydı. Bu yıllarda Türk istihbarat kurumu siyasi suikastlar gerçekleştirmek için mafyayla ortaklık kurdu" denildi. Susurluk olayını hatırlatan The Guardian, "On yıllar boyu saklandıktan, cezaevinde kaldıktan veya dikkat çekmemeye çalıştıktan sonra, bu dönemin oyuncuları kamusal alana cüretkar bir biçimde yeniden giriyorlar" ifadelerini kullandı.
Makalede Çakıcı'nın son dönemdeki eylemleri şöyle özetlendi: "Çakıcı'nın kendisi, ana muhalefet partisinin liderine ölüm tehditleri gönderdi; bu arada başka siyasi isimleri ziyaret edip sosyal medyada üst düzey dostlara sahip olmakla övündü. Ayrıca, eski bir içişleri bakanı ve üst düzey ordu yetkilileriyle ekim ayında Bodrum'da çekilmiş bir fotoğrafta boy gösterdi; bu kareyi, Erdoğan'ın iktidardaki partisi AKP'yle bağları bulunan zengin bir iş insanı paylaştı. MHP'yi eleştiren bir siyasetçi, bir gazeteci ve bir avukata geçtiğimiz ay Ankara'da gündüz gündüz sopa ve silahlarla düzenlenen saldırılar da 1980'lerdeki kanunsuzluğun rahatsız edici yankılarını içeriyordu."
The Guardian gazetesi, bu gelişmeleri 'Eroin, Organize Suç ve Modern Türkiye'nin Yaratılışı' isimli kitabın yazarı olan akademisyen Ryan Gingeras'a sordu. Gingeras, 'Çakıcı gibi gerçek mafya babalarının yeniden ortaya çıkışının, mafyanın dönüşünden çok, bu kişilerin Türk sağında halk idolleri haline gelmesini temsil ettiği' yorumunu yaptı: "Bu eskiye ait karakterler bence bize, Türkiye'de yeni bir siyasi ortamın bulunduğunu anlatıyor. Bu kişilerin geçmişteki suçlarının affedildiği bir ortam. Ve AKP için şu açığa kavuşuyor: MHP'nin sert milliyetçi duruşunu kucaklamak onların siyasi projesine zarar vermiyor. Hatta yardımcı bile olabilir."
The Guardian'ın makalesi şu ifadelerle son buluyor:
"Bahçeli'nin geçmişte merkez dışında bulunan partisi Erdoğan için sorunlu bir müttefik. AKP ve MHP farklı tür milliyetçiliklere inanıyor. İlki İslamcı, ikincisi laik. Bu farklılık, bir dizi önemli iç ve dış politika meselelerinde anlaşmazlık yaratıyor.
Fakat 2016'daki başarısız darbe girişiminden sonra Türkiye'deki siyasi ittifakların dönüştürülme yöntemlerindeki en önemli şeylerden biri, Türkiye'de aşırı sağın önde gelen bir siyasi güç olarak yeniden doğuşu oldu. Son 20 yılda diğer potansiyel siyasi ortakların büyük çoğunluğunu yabancılaştıran Erdoğan'ın, AKP'nin halk desteği de azalmaya devam ederken, iktidarda kalmak için artık MHP'yle birlikte olmaktan başka pek şansı yok.
AKP'nin kendisi de yolsuzluğa ve suç skandallarına yabancı değil. MHP'nin ve nahoş dostlarının artan önemi, bazılarına Türkiye'nin zamanla hakikaten bir mafya devletine dönüşüp dönüşmeyeceğini düşündürüyor."