Amerikan The Washington Post gazetesinde Joby Warrick imzasıyla dün yayınlanan ‘İkili oyun: Türkiye IŞİD’le savaşsa da diğer aşırı grupları koruyor’ başlıklı haberde, Türkiye’nin IŞİD’le mücadeleyi desteklese de, Batı’nın ‘terörist’ olarak tanımladığı örgütleri korumayı ve toleranslı davranmayı sürdürdüğü öne sürüldü.
Söz konusu haberde görüşlerine yer verilen Amerikan Hazine Bakanlığı eski terörle mücadele uzmanlarından Jonathan Schanzer, Türkiye’nin NATO üyesi olması ve ortak düşmana karşı Batı ile birlikte hareket etmesi gerektiği için, bu durumun oldukça büyük bir sorun teşkil ettiğini belirtti.
Erdoğan’ın El Nusra sözleri
Haberde, Hamas’ın uzun süredir ABD’nin terör listesinde olan bir örgüt olmasına rağmen, Türkiye’nin örgüt mensuplarına iltica hakkı tanıdığı ve İstanbul’da 2 yıl önce uluslararası bir merkez binası açmasına izin verildiği hatırlatılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tür tutumlarının IŞİD’le mücadele söylemleri ile çeliştiğinin belirtildiği haberde, Erdoğan’ın Suriye’de faaliyet gösteren El Nusra örgütüne ılımlı yaklaşması ve bir süre önce adı geçen örgütün terör örgütü olarak anılmaması gerektiğine ilişkin sözleri eleştiriliyor.
Haberde adı açıklanmayan bir Türk diplomatın eleştirileri reddettiği ve ABD’nin de aralarında bulunduğu bazı Batı ülkelerinin Türkiye’nin terörist kabul ettiği bazı Kürt gruplara destek verdiği iddiaları Türk diplomata atfen hatırlatılıyor.
Taha ve Islambouli
Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin bir darbeyle devrilmesinin ardından Türkiye’nin Mısır’dan çok sayıda siyasi sığınma talebini kabul ettiği; ancak bunların arasında Batı’nın uzun yıllardır terör listesinde olan bazı isimlerin de bulunduğu iddia edildi. Bu kapsamda özellikle iki isim üzerinde durulduğu görülüyor: Rifai Ahmed Taha ve Mohammad Shawqi al-Islambouli.
Islambouli’nin 2015’te resmi statüsünün siyasi mülteci olduğu açıklanırken, 1980 ve 1990 yılları arasında Bin Ladin’e yakın olduğu ve bu bağlantıları dolayısıyla da 2005’te ABD Hazine Bakanlığı tarafından ‘terör’ listesine alındığı belirtiliyor. ABD’nin El Kaide bağlantılı Horasan grubuyla iltisaklı olarak gördüğü Rifai Ahmed Taha ve Islambouli’nin Batı’ya karşı saldırılar konusunda uzman oldukları, Taha’nın İstanbul’da açıktan çeşitli konferans ve medya programlarında görüldüğü kaydediliyor.
Ankara’nın bu grup ve kişileri kontrol edebileceğini düşünerek büyük hata yaptığını belirten Hazine Bakanlığı Terörle mücadele dairesi eski uzmanlarından Dr. Schanzer, Türkiye’nin bu yüzden terör saldırılarına karşı körleştiğini ve bu yüzden de bedel ödediğini belirtiyor.