TİB davasının üçüncü duruşması yapıldı

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) yönelik kriptolu telefonların dinlendiği iddiası ile ilgili olarak 7'si tutuklu 28 kişi hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Mahkeme, 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugün ki duruşmasında tutuklu sanıklar TİB eski Başkanvekili Osman Nihat Şen, TİB eski Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu, İsmail Bakar, Halil Çiçek, Hamza Demirezen, Ali Osman Tekin ve Yunus Şahin'in ile tutuksuz sanıklar ve sanık avukatları katıldı.

Davanın bugün ki duruşmasında hasta olduğu için ifadesi alınamayan sanık Orhan Üçtepe'nin savunması alındı. Orhan Üçtepe'nin savunmasının ardından sanık avukatlarından Hakan Yıldız söz aldı. Yıldız, dava dosyasında bazı GSM şirketlerinin kısa mesaj servislerinin HST kayıtlarının bile örgüt tespitinde delil olarak yer aldığını söyledi. Yıldız, "Bir operatörün şirketinin kim aramış servisi kısa mesaj atmış. Bu HST kaydı olarak yer alıyor. Öğle yemeği için aranan yerler bile HST kaydı olarak yer alıyor. Bunlar örgüt delili diye dosyaya konulmuş" dedi.

Avukatların ve tutuklu sanıkların tahliyeye ilişkin beyanlarının ardından mahkeme ara kararlarını açıkladı. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın katılma taleplerini reddeden mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı TÜBİTAK ve TİB'de görevli 28 kişi hakkında kriptolu ve normal telefonların dinlenmesi ile ilgili olarak iddianame hazırlamıştı. İddianamede Recep Tayyip Erdoğan, Sadullah Ergin, Fatma Şahin ve Cevdet Yılmaz şikayetçi olarak gösterildi. İddianamede ayrıca Başbakan Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere çoğu bakan 29 kişi mağdur olarak gösterildi. İddianamede Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü de mağdur olarak gösterildi.

Şüphelilere ise silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme ve erişilmez kılmak suçları yöneltildi.

Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmişti. Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianame Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. CİHAN
30 Aralık 2015 18:51
DİĞER HABERLER