TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan cenazelerin, Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma üst üste gömülmesinin 'işkence suçu' olduğunu vurguladı.
Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı’ndan 19 Aralık 2017 yılında ailelerinden habersiz çıkarılan cenazelerin İstanbul’da Kilyos Mezarlığı içerisinde kaldırıma gömülmesine tepkiler gelmeye devam ediyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yapılan uygulamanın “işkence suçu” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
'MEZARLIKLAR BELLEK MEKANLARIDIR'
Mezarlıkların yaşamını yitirenlerin anılması ve yas süreçlerinin sağlıklı işleyişi için gerek duyulan bellek mekanları olduğunu söyleyen Fincancı, ancak Türkiye’de ölülerin yaşayanlar gibi “makul” ve “makul olmayanlar” diye ikiye ayrıldığını kaydetti. Yaşamını yitirenlerin kendilerine ait kimlikten arındıklarını dile getiren Fincancı, mezarlığa ya da mezar yerine, gömme geleneklerine yönelik saldırılar ve eylemlerin cenaze sahiplerine aslında yönelik olduğunu vurguladı.
'İŞKENCE SUÇUDUR'
Prof. Fincancı, Garzan Mezarlığı’nın çıkarılan cenazelerin tamamının kimliği belirsiz olmadığına dikkat çekerek, "Daha önce kimliklendirilmesi yapılarak defnedilmiş olanların bulunduğunu biliyoruz. Tümüne yönelik bir mezar açma ve 3 yıla yayılan bir kimliklendirme daha doğrusu kimliklendirmeme ve bu şekilde gömme, yaşamını yitirenlerin yakınlarına yönelik kasıtlı bir acı vermektir. Dolayısıyla bu yapılanlar işkence suçu kapsamında değerlendirilmelidir" dedi.
'DNA BİR AYDA TAMAMLANIYOR'
Kilyos’ta kaldırıma gömülen cenazelerinin DNA sonuçlarının neden bu kadar geç verildiğine ilişkin ise bir fikrinin olmadığını ifade eden Fincancı, "Normal koşullarda bir örneğin karşılaştırmalı çalışması bir ayı geçmemektedir. İş yükü çok fazla olsa da bu gecikmeyi açıklamamaktadır. Yakınlardan alınan örneklerin geç ve uygun olmayan koşullarda iletilmiş olması, tekrarlanmak zorunda kalınması söz konusu olabilir. Bu durumda ise kimliklendirme tamamlanıp dokular ailelere teslim edilene kadar uygun koşullarda saklanması gerekmektedir. Nereye gömüldüğü bilinecek ve kimliklendirme tamamlandığında teslim edilmeyi kolaylaştıracak numaralandırmalar, kodlamalar ile gömülebilirler" diye belirtti.
İNSAN HAKLARI İHLALİ
Cenazelerin kaldırma gömülmesinin doğrudan muhatabının Mezarlıklar Müdürlüğü olduğunu söyleyen Fincancı, "Mezar yerlerine yönelik saldırılar insan hakları ihlalidir. Özellikle de yukarıda belirttiğim gibi ölenlerin yakınlarına yönelik bir hak ihlali olarak değerlendirilmelidir. Mezar açma ve inceleme süreçlerinin de yakınların acısını artırmayacak yöntemler gözetilerek yapılması gerekmektedir" dedi.