TMMOB: Ülkemizi kutuplaştıran antidemokratik uygulamalara son verilmeli

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), bir süre önce bin 128 akademisyenin 'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bildirisinden sonra açılan soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Ülkemizi kutuplaştıran antidemokratik uygulamalara son verilmelidir. İfade özgürlüğü ve akademik bağımsızlık, demokrasinin olmazsa olmazları arasındadır." denildi.

TMMOB, Doğu ve Güneydoğu'daki terör operasyonlarıyla ilgili bildiri yayınlayan akademisyenlere açılan soruşturmalarla iliği yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, şu görüşler dile getirildi:

"Barış istemli bir metni kamuoyuyla paylaşmalarının ardından bilindiği üzere önce Cumhurbaşkanı, ardından Başbakan aşırı sert açıklamalar yapmıştır. Bu açıklamaların ardından YÖK ve savcılıklar devreye girmiş, düşünce – ifade özgürlüklerini ve akademik bağımsızlığı dışlayan uygulamalarla ülkemizde gerilim bir üst seviyeye çıkmıştır. Birçok üniversite rektörlüğü Cumhurbaşkanı ve Başbakanın açıklamaları üzerine harekete geçmiş ve söz konusu metni imzalayan akademisyenler hakkında kovuşturmalar başlatılmış, bir çete reisi akademisyenlerin 'kanı ile duş almak'tan bile söz edebilmiştir.

'BİRÇOK AKADEMİSYEN GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI'

Cumhurbaşkanı ve Başbakanın yeni açıklamaları ve YÖK yönlendirmesiyle birçok üniversite rektörlüğünün akademisyenleri görevden uzaklaştırması, savcılıkların kovuşturma başlatması üzerine demokrasiyi, düşünce – ifade özgürlüklerini, akademik bağımsızlığı ve yargının tarafsızlığını savunan yeni birçok açıklama da gündeme gelmiş, konu uluslararası akademik, demokratik çevrelerce de sahiplenilmiştir. Ancak siyasal iktidarın ülkemizdeki toplumsal atmosferi çok kararlı bir şekilde germe tutumu nedeniyle birçok karşı açıklama da yapılmaktadır. Siyasal iktidar açık bir şekilde demokrasiyi, düşünce özgürlüğü ve akademik bağımsızlığı reddetmekte ve toplumu her vesile ve araç ile germekte ve kutuplaştırmaktadır. Bu tutum ve ülkemizin içinde bulunduğu genel durum, siyasal-toplumsal kutuplaşmayı had safhada artırmaktadır.

'KAN, ŞİDDET, TERÖR, BASKI TOPLUMSAL ATMOSFERİ BELİRLİYOR'

Kan, şiddet, terör, baskı ve zulüm ülkemizin gündelik siyasal – toplumsal atmosferini belirlemekte, toplum birbirine tahammül sınırlarını zorlayan bir ortama sürüklenmektedir. Ama iktidar toplumun suskun ve kendi demokrasi, hukuk ve yasa tanımaz uygulamalarının yandaşı olmasını isteyerek gerilim ve kutuplaşmayı artırmaktadır. Bu antidemokratik durum kabul edilemez.

Biz Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği'ne bağlı odalar olarak, içeriğinden bağımsız olarak bilim dünyasının, akademik dünyanın, insandan, barıştan, demokrasiden, emekten yana seslerin susturulmaya çalışılmasına, ülkemizin kan gölüne çevrilmesine, etnik ve siyasal düşmanlıkların ülkemizi mahvetmesine hayır diyor, kabul edilemez buluyoruz.

Çare, demokrasinin koşulu ve olmazsa olmazları arasında yer alan ifade – düşünce özgürlükleri, akademik bağımsızlık ve yargı bağımsızlığının koşulsuz bir şekilde benimsenmesi ve tanınmasındadır. Çare, demokrasi ile barış arasındaki bağların kurulmasındadır. Ülkemiz ancak böylece rahatlayacak, kardeşlik bağları ancak böylece güçlendirilecek, demokrasi ve özgürlük bağları ancak böylece kurulabilecektir."
CİHAN
27 Ocak 2016 11:52
DİĞER HABERLER