Bu durumu gazi ve şehit yakınlarına yapılmış büyük hakaret gördüğünü anlatan gözü yaşlı eş, "Bir şehit eşi olarak, bağış olarak verilen evin parasını ödeyeceğim. Devletimizin buna ihtiyacı varsa ben maaşımı da veririm." dedi. 

Hatice Batırır, eşi Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş Bilal Batırır’ı 8 Mart 1996 tarihinde evden ayrıldıktan sonra bir daha görmedi. Ertesi gün eve gelen askerler, Bilal Batırır’ın teçhizatının ranzasının başında olduğunu, ancak kendisinin bölükte olmadığını haber verdi. Batırır, eşinin daha sonra yakılarak öldürüldüğünü öğrendi. 23 yaşında biri 2,5 diğeri 4 aylık iki çocuğuyla dul kalan Hatice Batırır, 19 yıldır çocuklarını kendisi çalışarak büyüttü. 

Hatice Batırır, 2001 yılında kendilerine Bursa'nın Nilüfer ilçesinde daire tahsis edildiğini hatırlatarak, mutlu olduklarını söyledi. Aradan 15 yıl geçtikten sonra TOKİ'nin bağışlanan evini parası için yazı gönderdiğini kaydeden Batırır, "Hayırsever iş adamlarının yaptığı bağışlarla alınan bir evdi. Bunun TOKİ ile falan alakası yoktu. TOKİ o evlere sahip çıktı. Biz kimseden zorla ev istemedik. Bağış yaptılar. Gazilerimize, şehit ailelerimize hakaret gibi oldu. Bizlerin çok zoruna gitti. En son demişler 20 bin lira vereceksiniz. Eğer bu parayı da vermezseniz evi boşaltmanız gerekecek, siz bilirsiniz demişler. Biz bunları hak etmediğimizi düşünüyoruz. 20 bin lira ya da 50 bin lira ödenemeyecek bir para değil, hakaret gibi oluyor, haksızlık diye düşünüyorum, zorumuza gidiyor." diye konuştu. 

Hatice Batırır, vatan uğruna çocuklarını babasız büyüttüğüne dikkat çekerek, küçük oğlu Serhat'ın şehit yakını olmalarına rağmen kendilerine tahsis edilen evin devlet tarafından parasının istenmesine çok üzüldüğünü söyledi. Batırır, "Benim çocuğum psikolojik tedaviye başladı. Ve dedi ki: Benim babamın canı 65 metrekare ev bile etmedi." 

Batırır şunları kaydetti: "Biz, hakaret gibi oluyor diye sesimizi duyurmaya çalıştık ama evin ilk taksidini yatırdım, 3 bin lira. Şu anda ben o evin parasını ödüyorum. Bu da benim tahsis belgemdi. Bununla tapu masrafı hariç para alınmayacak dediler. Eşimin bir mezarı bile yok, mezarını istiyorum. Yakılarak şehit edildiği söyleniyor. Biz bu kadar acılara katlandık. 16 yıl hukuk mücadelesi verdim. 16 yıl eşimini maaşını alamadım. Kendim çalıştım. Çocuklarımı 3 yıl sıvasız evlerde büyüttüm. Öğretmenleri ziyarete geleceği zaman bahane buluyorduk, evimizin halini görmesinler diye. O zamanlar neredelerdi, bizim halimizi sormamışlardı. Şimdi ben iki yıldır eşimin maaşını alıyorum. İki yıldır bizim bir düzenimiz, bir evimiz oldu. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı varsa o eve, ben maaşımı da veririm mesele değil, evi de veririz. Biz kimseden zorla ev de istemedik. Tahsis belgesini gösterdim. Bu bizim için geçerli değil diyorlar. Sözleşmeniz yok sizin diyorlar. Hiçbir şey yapamazsınız diyorlar. Devletin sözü sözleşmedir, imzadır. Şurada imza yok diye mi bu evleri geri alıyorlar. Bakın Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay, Devlet Bakanı tahsis ediyor ve törenle veriyor."

Hasan Batırır ise babasını 2 yaşındayken kaybettiğini hatırlatarak, onu sadece fotoğraflardan tanıdığını söyledi. Batırır, "Babam şehit olduktan sonra devlet bir güzellik yaptı. Bursa'dan bir ev tahsis etti. 15 seneden sonra evin parasını istiyor. Bizden evin parasını nasıl ister, inanamıyoruz, şoktayız. Şaka olduğunu sanıyoruz bu durumun. Ben bu durumu hak etmedim ki bana bu zulmü neden yaşatıyorlar? Neden hala bizi yaralıyorlar? Devletimiz bize sahip çıkamayacaksa kim sahip çıkacak ki?" diye sordu. 

Bu arada 2001 yılında Hatice Batırır'a hibe edilen Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki evle ilgili tahsis belgesi de ortaya çıktı. Dönemin Devlet Bakanı Abdulhaluk Mehmet Çay tarafından verilen belgede, "Cennet vatanımızın kahraman gazi ve şehit ailelerine destek amacıyla Bursa'da inşa edilen konutlardan 15 nolu daire tarafınıza isabet etmiştir." deniliyor.