Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde 3 yıl önce Suriye tarafından atılan top mermisi sonucu 5 kişinin hayatını kaybettiği Timuçin ailesi acıları ile baş başa kaldı. Dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan tarafından verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Ölenler şehitliğe kabul edilmedi, tazminatlar ödenmedi. Patlamayı hatırlatan Timuçin ailesi, 50 metrekarelik prefabrik bir konuta mahkûm edildi. "Kader deyip geçmemek lazım, devlet beni koruyamadı." diyen aile reisi Ömer Timuçin, Türkiye'nin en mağdur kişisi olduğunu söylüyor. 4 aile ferdini kaybeden Ömer Timuçin, devletin koruyamadığı ailesine bir mezar bile yapamadığından yakınırken, kızı Meryem Timuçin, topun düştüğü eve girdiğinde psikolojilerinin olumsuz etkilendiğini belirterek, evi terk ettiklerine dikkat çekiyor.
3 yıl önce Suriye tarafından atılan top mermisi Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde ikamet eden Timuçin ailesinin geleceğini karattı. Top mermisi ile 4'ü aynı aileden 1'i de akraba olmak üzere 5 kişi hayatını kaybetti. O top mermisi, 4 kişinin hayatını kaybettiği 8 kişilik Timuçin ailesinden hayata kalanların adeta gülme, sevinme hissini kaybettirdi. Aileyi ayakta tutan ise Türkiye'nin birlik içinde aileyi sahiplenmesi oldu. Hükümet yetkililerinin artarda verdiği vaatler ise Timuçin'in metanetini arttırdı. Ancak aradan geçen 3 yıllık süre zarfında başta dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan olmak üzere yetkililerin verdiği vaatler yerine getirilmedi. Ailenin en önemli isteği olan 'şehitlik' talebi dahi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözüne rağmen uygulanmadı. Aile reisi Ömer Timuçin, 'maddi ve manevi olarak tükendim' diyerek özetliyor yaşantısını. Öyle ki bu 'tükenmişlik' gözle görülür bir şekilde fark ediliyor. 12 kilo veren Timuçin, bunu yalnız kalmasına bağlıyor. İlçe sanayisinde oto yedek parça dükkânı işleten Timuçin'in işyerinde de işleri yolunda gitmediğini her geçen gün eridiğini söylüyor.
Devlet yetkililerinin olay anı verdiği vaatleri yerine getirmemesine isyan eden acılı aile reisi Timuçin, "Olayın ilk anında yetkililer geldi, başta çocukların şehit sayılması için bir sürü vaat verdiler. 2 ay sonra hiçbir vaat yerine getirilmedi. Şu anda 50 metrekarelik prefabrik evde sıkıştım kaldım. Çok zor durumdayım. Yetkililere sesleniyorum; bizimle ilgilenin. Suçumuz yok. Sadece 50 bin lira verdiler. Şimdi yetkililere sorunca '50 bin lira verdik, devletin gücü bu kadar' deyip beni başından savıyorlar. Dolayısı ile zor bir durumdayım. Meryem kızımın ayak tabanı yok, olayda yara aldı. Okula zorla gidip geliyor. Yaralı kurtulan çocuklarımın 9 ay Ankara'da tedavisi sürdü. Devlet sağ olsun hastane masrafı almadı. Çok fazla giderim oldu, beni çökerten de bu oldu." ifadelerine yer veriyor.
ÇOCUKLAR ANNELERİNİ HATIRLATAN ESKİ EVE KÜSTÜLER
Yaşanan olay en çok da çocukları etkilemiş. 12 yaşındaki Aysel, 13 yaşındaki Meryem ve 18 yaşındaki Hatice, annelerinin hatırasını taşıyan eski evini terk etti. Yıllarca yaşadıkları ev, onlara acı veriyor. Öyle ki Meryem ilçe merkezine bile gitmeyi tercih etmiyor. Çünkü karşılaştığı her Suriyeli ona bombayı, annesinin ölümünü hatırlatıyor. Meryem, "O ev psikolojimi bozuyor. Gördüğüm her Suriyeli bana o bombayı hatırlatıyor. Bu yüzden ne ilçe merkezine gitmek istiyorum ne de eski evi görmek istiyorum." diyor. Aysel de bir daha o eve gitmek istemediğini anlatıyor. Aysel ve Meryem liseden sonra okulu terk eden ablalarının akıbetini yaşamaktan korkuyor. Onlar eğitimine devam etmek istiyor. Ancak babasının maddi anlamda desteklenmesi ile bunun mümkün olacağını düşünüyor. Bu nedenle devlet yetkililerinden destek bekliyor. CİHAN