Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, Topkapı Sarayı'nda İdil Biret konserindeki gerilimle ilgili, tepkilerinin sanata ve sanatçıya olmadığını vurgulayarak, söz konusu tapkinin sarayın kapısında asılı olan (minderini kap, şarabını kap, İdil Biret'i dinlemeye gel) pankartına olduğunu söyledi.
Yalçın Topçu, Nevşehir'de bir grup partili ile Kaldırım Mezarlığı'ndaki Abdullah Çatlı'nın mezarını ziyaret etti.
Topçu, Çatlı'nın mezarı başında önce dua etti, sonra da Topkapı Sarayı'ndaki protesto gösterisine ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın açıklamalarına tepki gösteren Topçu, şöyle konuştu:
''Kötü söz, sahibinindir. Sayın bakan böyle ayaküstü, olur olmaz yerlerde olur olmaz laflar ediyor. Şimdi neticede siz milli manevi değerlere duyarlılık göstermiş, planlanmamış, gençler aslında Doğu Türkistan'daki mezalimi kınamak için bir faaliyetten dönerken, orada organizatörün işgüzarlığı veya ticari kaygısı ile bir pankart var, Topkapı Sarayı'nın kapısında o pankartta da yazıyor, diyor ki, işte (minderini kap, şarabını kap, İdil Biret'i dinlemeye Topkapı Sarayı'na gel).
Nerede dinleyeceksin onu, birinci avluda. Neresi o birinci avlu? Osmanlı Orduları sefere çıkarken dua avlusu olarak bilinen bir avlu. Peki, onun yanında neler var, 50-60 metre ötesinde de kutsal emanetlerin olduğu yerler var. İyi de ne diyorsun şimdi? Bir daha söyleyeyim o zaman, kutsal emanetlerin olduğu yerde de 24 saat kesintisiz Kur'an okunuyor. Bunu herkes bilir.''
-''SAVAŞ BALTALARI ÇIKTI''
Gençlerin tepkisinin sanata ve sanatçıya olmadığını vurgulayan Topçu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şimdi savaş baltalarını çıkarıp, bunun üzerinden yani 35 kişilik bir genç grubun milli manevi değerlere gösterdikleri duyarlılıktan ötürü bu tepkinin üzerinden hemen savaş baltaları çıktı, zaten bu memlekette kim ezan derse, kim vatan derse, kim bayrak derse, kim devlet derse, kim millet derse, şahıs olsun bir siyasi organizasyon olsun, bir parti olsun, insaf ölçülerini bir tarafa bırakarak, yüklenirler.
936 bin oy almış bir partiyi, netice itibariyle ellerinden gelse güçleri yetse, kanun dışı her şeyin düşmanı ilan ederler. Büyük Birlik Partisi ve Alperenler asla sanata ve sanatçıya karşı değildir. Burada İdil Biret'e karşı onun sanatına karşı olmuş bir şey yoktur.''
-''TEPKİ ORGANİZASYONU YAPAN KİŞİ VE KURULUŞA''-
Topkapı Sarayı önünde meydana gelen olayda, gençlerin ne sanata ne de sanatçıya bir tepki göstermediklerini, tepkinin organizasyonu yapan kişi veya kuruluşa gösterildiğini belirten Topçu, şöyle devam etti:
''Ama bu feryadı yapanlara ben şimdi soruyorum. Hepinize soruyorum. İdil Biret konserleri, rock konseri gibi altına minder atılarak, önüne bilmem ne koyarak mı dinlenir, böyle bir şey var mı? Televizyonda da görüyorsunuz İdil Biret konserleri nasıl izleniyor? Bütün dünyada, Türkiye'de Çaykovski minder atılarak önünde bilmem ne edilerek falan dinlenmez. Bu ezberi bozduranlara niye bakılmıyor. Yani bu konser standardının ezberi bozulmuş. Oraya öyle bir pankart asılmış, buraya niye kimse bakmıyor. Öyle bir hale sokuyorlar ki sanki bu camia İdil Biret'e ve o sanata karşı gibi, hayır böyle bir şey yok.
Orada gençlerin koyduğu tepki, gayet açık, gayet net. Tepki planlanmış mı? hayır. Doğu Türkistan'a protesto için giden bir grup ve oradan geçerken İstanbul Dergi Temsilcimiz başlarında, orada o pankartı görüp, o mekanda bu pankarta baktığın zaman bir hal olacağı açık, niye buralar seçiliyor, niye böyle bir şey yapılıyor konulan tepki bu.''
Yalçın Topçu, terör yandaşlarının büyük şehirlerde yaptığı gösterilerde iş yerlerini yağmaladıklarını, devlet mallarına zarar verdiklerini, ancak onlara bu kadar tepki gösterilmediğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi feryadı figan edenler işte maksadı aşan ve ayaküstü laflar eden Bakan, oturduğu koltuğun hakkını vermeden bu tip şeylere böyle mal bulmuş mağribi gibi sarılan bakana sormak lazım. Bu memlekette en büyük şehirlerimizin sokakları adeta savaş alanlarına döndürüldü. Ağızlarını maske ile kapatan bölücü terörün kuyrukları, yılan gibi bankamatiklerimizi, vitrinlerimizi, kaldırımlarımızı söktü, arabalarımızı yaktı. Böyle insafsızca saldırılar yapacağınıza Alperen ocaklarının şubeleri şehir merkezlerinde. Gidin ziyaret edin, bakın. Eğer derdiniz şuysa, bir kıvılcımdan bile milli manevi refleksleri keselim, topyekun saldıralım ki ülke elimizden gitmeden her türlü manevi değerlerimiz elimizden gitse de kimsenin sesi çıkmaz hale gelsin. Kusura bakmayın onu da yapamazsınız onu beceremezsiniz. O hakkı size vermeyiz. Biz değerlerimize kem gözün gözüne parmağımızı da sokarız, söyleyeceğimizi de söyleriz.''
-GENÇLERE TAVSİYE-
Topçu, konuşmasının son bölümünde ise gençlere şu tavsiyede bulundu:
''Benim buradan bütün gençlere tavsiyem, aman ha bu kem düşüncelere, kötü niyeti taşıyanlara haklı olduğunuz bir meselede haksız duruma düşecek doneleri ellerine vermeyin. Milli manevi duyarlılıklarınızı devam ettirin, sabit kalın asla ve asla bu değerlere birisi söz uzatırsa karşısında olun, durun. Ama bunları meşru çerçevede yapın ki haklı olduğunuz bir noktada sizi bu art niyetli insanlar haksız duruma düşürmesinler'.'
Daha sonra Çatlı'nın mezarına çiçekler bırakıp oradan ayrılan Yalçın Topçu, aynı mezarlıktaki Çatlı'nın babasının mezarı ile Nevşehirli din adamı Abdullah Gürbüz'ün türbesini de ziyaret etti.