Şampiyonlar Ligi'nde şu ana dek en etkili futolunu oynayan Trabzonspor'un bir puanla yetinmesi yazarları üzdü.
Şampiyonlar Ligi'nde Inter'i ağırlayan Trabzonspor, turnuvadaki en oyununu sergileyip rakibini sindirmesine rağmen 1-1'lik beraberliğe razı oldu. Spor yazarları kaçan üç puana üzülseler de tur şansını devam ettiren bordo mavilileri övgüye boğdular.
Altan Tanrıkulu (Hürriyet):
Inter’in ilk tehlikeli atağında top ağlarımıza gitti.. Ardından çabuk toparlanıp golü buldu Trabzonspor.. Mourinho’nun öğrencisi Hamit, Inter’e gol atmayı çok istemişti kuşkusuz Madrid’teki finalde.. Ama ikizine nasip oldu bu sevinci yaşamak.. İkisinin son durumlarına baktığımda Halil’i çok daha önde ve takım için oynarken görüyorum..
İkinci yarıda Inter Trabzon savunmasının arkasına çok sarktı.. Ama İbrahimoviç ve Eto’o sınıfında yıldızı olmadığı için ikinci golü atamadı.. Şenol Güneş kazanmayı çok istedi.. Serkan’ı çıkartıp Adrian’ı alarak oyunu rakip alana yıktı.. Yine çok iyi oynayan Burak’la, Alanzinho ve Halil’le gol aradı..
8 yıl önce Chelsea’yi çalıştırırken Londra’da Beşiktaş’a 2-0 kaybetmişti Ranieri.. Dün Trabzonspor’a saygı duyarak ve ciddiye alarak oynattı futbolcularını.. Buna karşın Adrian’ın direğe takılan vuruşunda çok şanslıydı..
Grup çok karışık artık.. Inter aynı ciddiyeti CSKA’ya karşı gösterir ve yenilmez bence.. Lille’den bir galibiyet Trabzon’a çok istediği turu getirebilir..
Levent Tüzemen (Sabah):
Serkan takıma dinamizm ve enerji kattı, Halil de sık alan değiştirirken takım savunmasına yardım etti. Burak gol olacak pozisyonlar buldu ama doğru vuruşlar yapamadı. Maçın kırılma anı Adrian'ın kafasının direkte patlamasıydı.
Yan topları elinden sektirmeyen, boşa çıkmayan ve üç önemli kurtarış yapan kaleci Tolga bu formunu sürdürürse Avrupa'da çok kulüp Trabzon'un kapısını aşındırır.
Maçın keyif vermesinde İngiliz hakem Atkinson'un payı büyüktü. Atkinson pozisyonlara çok yakındı, fazla düdük çalmadı ve İtalyan oyuncuların yalandan almaya çalıştıkları faullere prim tanımadı. En önemlisi oyunun hızını, avantaj kurallarını doğru uygulayarak kesmedi.
Grupta evinde yenilmeyen ve lider İnter'den en fazla puan alan Trabzon, Avrupa'ya devam edemezse günah olur. Ancak bu oyunu tekrarlarsa Trabzon Lille'de kaybetmez.
Mert Aydın (Fotomaç):
Burak'la geçen sezonu andıran ikili oyunları ve bu sezonki en iyi futboluyla Arjantinli futbolcu belki de İnter'deki vatandaşlarına," Beni milli takıma tavsiye edin" der gibiydi.
Colman böyleydi de Halil kötü müydü? Hayır.
Halil Altıntop, bu maçta Şenol Güneş'in istediklerini harfiyen yerine getirdi.
Sağa koştu, sola koştu, Burak'a alan açtı ve en önemlisi tam takım krize girme tehlikesi yaşarken golü attı.
Bu gol sayesinde belki de Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam edecek.
Almanya'da kazandığı taktik disiplin dün gece sahada her şekilde belli oluyordu.
Ziya Şengül (Star):
Trabzonspor’u futbolu adına kutlamak istiyorum. İnter gibi dünya devi karşısında dikilen bir görüntü içindeydi. Bordo-Mavililer’in saha içindeki futbolunu rakibine kabul ettirmek için her türlü futbol gösterileri içinde bulunduğunu belirtmek isterim.
Atak futbolunun görüntülerinde Trabzonspor, sahanın her yerinde İnter’den daha olumlu görüntü verdi. Rakibini olağanüstü ciddiyete almış, bir de Şampiyonlar Ligi’nde puan kazanabilmek için sıralamadaki yerini garantiye almaya özen gösteren mücadelenin içindeydi. Bu kadar özverili futbol düşüncesinde olan Trabzonspor, şansı yaver gitseydi abartısız söylerim ki, İnter’i bu maçta puansız Milano’ya yollayan olurdu.
Tayfun Bayındır (Vatan):
Trabzon için Moskova’dan gelen sonucu da düşünürsek harika bir beraberlik diyebiliriz. Ne var ki, sevinmekten daha çok üzüleceğimiz bir beraberlik. Son Lille maçına kalmadan Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura çıkmayı dün garantileyebilirdler. Inter’e karşı çok ciddi gol pozisyonları üretip, bunları gole çevirememek Trabzon için üzücüydü.
Trabzon'un ilginç bir Devler Ligi seyri var. İki Inter maçında mükemmel takım oyunu oynayan, tempolu, dikine futboldan en güzel örnekleri sergileyen Trabzon izledik. İki CSKA maçında ise tedirgin hatta korkak ve bu nedenle anormal pas kayıpları yapan bir Trabzon gördük. Tek Lille maçı ise ellerin ayakların dolaştığı, bir heyecan ve biraz da hesap maçıydı. İki Inter maçında çağdaş futbolun en güzel örneklerini sergileyen, 1-2 tecrübesizlikten kaynaklanan hata dışında oyunu hep kontrol eden Trabzon’u gruptaki maçlarda niye izlemedik cevaplanması gereken en önemli soru bence bu.
Serdar Bali (Star):
Halil Altınkop, Alanzinho ve Serkan’ın gayretleri Trabzonspor’u hep diri tuttu. Maç öyle bir hale geldi ki, iki takımda her an gol atabilir pozisyondaydı. Dolayısıyla bu oyun Trabzonspor taraftarını o kadar gerdi ki, tezahürat yapmayı bile unuttu. 77.dakikada Burak-Halil-Celustka organizasyonunda Adrian’ın kafasının direkten dönmesi ise Trabzonspor adına büyük şanssızlıktı. İnter son dakikaları kontrollü oynayarak atlatma düşüncesindeydi. Topu dolaştırarak zaman çalmaya çalıştı. Trabzonspor ise eline geçirdiği fırsatları harcadı. Sonuçta Bordo-Mavililer ilk kez grupta mücadele ettikleri Şampiyonlar Ligi’nde tur ümidini son maça bıraktı.
Başta Alanzinho olmak üzere Zokora ve Colman çok dengeli oynadılar. Halil geldiğinden bu yana en iyi maçını çıkardı. Serkan, Trabzonspor’un en iyilerindendi. Tolga’yı söylemeye bile gerek yok. Çünkü o vazifesini hep en iyi şekilde yapıyor. Kısaca güçlü İnter’e karşı Trabzonspor kadro yapısıyla elinden geleni ortaya koydu. Bana göre bundan iyisi can sağlığı olur kanısındayım.
Cemal Ersen (Milliyet):
Özellikle ikinci yarıda Inter’e sıkıntılı anlar yaşatan Trabzonspor, kazanabileceği maçta tıpkı CSKA Moskova önündeki gibi yine direğe takıldı. Şans faktörü yine yanında değildi. Adrian’ın 75. dakikada kafa vuruşunda top birkaç santim yön değiştirse, ikinci Inter zaferinin yaşanması kaçınılmazdı. Sadece bu mu? İlk yarıda Burak ve Alanzinho’nun kaçırdıkları, ikinci bölümde yine aynı ikilinin cömertçe harcadıkları, aslında ibrenin doğrudan Trabzonspor’u gösterdiğinin kanıtı idi.
Kalesinde tehlike yaşamadı mı? Kaçırdıkları kadar değil. Tolga’nın ilk maçtaki gibi formda olması, Glowacki ve Celustka’nın zamanında müdahaleleri Inter’in rövanşı almasını sağlayacak golü engelledi.
Trabzonspor dün gece aldığı puanla çok ama çok önemli bir kazanım sağladı. Lille ile deplasmanda oynayacağı maç öncesi rakiplerinden bir adım öne geçerek hem psikolojik olarak rahatladı, hem sergilediği oyunla Avrupa’da yola devam edecek kapasite ve güçte olduğunu kanıtladı.
Şimdi beklentiler Inter’in son maçta CSKA’yı eli boş göndermesi, Trabzonspor’un ise Lille'den puan çıkarması. Dünkü maçlardan sonra tablo artık lehimize. Haydi Trabzonspor kaçırma artık bu fırsatı...
İskender Günen (Sabah):
Şenol Güneş'in böylesi bir maçta orta alandaki oyuncu seçimleri son derece doğru. Serkan gibi mücadele gücü yüksek, rakibi baskı altında tutan bir oyuncuyu orta sahada Colman ve Zokora'ya yakın oynatma hamlesi İnter'in bu bölgede oyun kurmasını çok zorlaştırdı. Yenen gol, İnter'in dün en iyi oyuncularından biri olan Alvarez'in getirdiği topta Trabzonspor savunmasının markaj hatasından kaynaklandı. Golden sonra ise Trabzonspor rakip alanda daha fazla görünmeye başladı. Bu sezon hiçbir maçta görmediğimiz şekilde savunmanın kenar oyuncularını da hücuma katarak atak girişimlerinde bulundu. Ardından Halil'in mükemmel vuruşuyla beraberliği yakaladı. Trabzonspor'da eksik olan, hücumda final pası becerisi ve ceza alanında doğru pas-şut tercihleri idi.
Hayri Beşer (Zaman):
Temsilcimiz, sürekli yüksek tempoyla güçlü rakibinin üzerine yürüdü. Bu yorucu baskıya rağmen Şenol hoca, fizikî gücü yüksek, çalışkan ve mücadeleci Serkan'ın yerine Adrian'ı sahneye sürerek önemli bir teknik adam cesareti gösterdi. Daha doğrusu "Ben bu maçı kazanmak istiyorum." dedi. Nitekim, ısrarlı bir atak neticesinde top geldi Adrian'ın kafasıyla buluştu. O da enfes bir vuruş tekniğiyle köşeden fileleri ziyaret etmek istedi. Ne var ki topun girmeyeceği vardı, gitti direğin içinden geri döndü. Şenol hoca yine inadından vazgeçmedi. Henrique'yi de devreye soktu. Ve Trabzonspor'un kazanma arzusu son dakikaya devam etti. Hakemin bitiş düdüğü çaldığında ise gülen taraf İnter oldu.
Son söz: Kazanmanın tek şartı hak etmek değildir.
Necmi Perekli (Fotomaç):
Dünya devi İnter karşısında kendisini Avrupa'ya kabul ettirmiş bir Trabzonspor gördük.
Trabzonspor, Lille maçının sonucu ne olursa olsun, gruptaki sıralaması bundan sonra neyi gösterirse göstersin her durumda başarılı olmuştur.
Lillie'in Moskova galibiyeti Trabzonspor'un tüm hesaplarını bu günden itibaren Fransa'da alacağı sonuca endekslemiştir.
Maça gelince... İnter, yediği beraberlik golüne rağmen kazanmak için kendini fazla sıkmadı.
Ancak her şeye rağmen Trabzonspor yaşlı ve ağır oyunculardan kurulu rakibi karşısında daha kombine ve çabuk oynayabilse skor üstünlüğünü de elde edebilirdi.
Mustafa Sapmaz (Akşam):
Bu ligin olmazsa olmazı; top kendine gelmeden atacağın yeri düşün, top gelince en fazla kontrol-pas ile hızlı oyna kuralını yaptığı sürede dimdik durdu Inter'in karşısında.
Trabzon'da Şampiyonlar Ligi havasını 10 maçın üzerinde teneffüs etmiş sadece 4 futbolcu varken Inter'de 10 maçın altında oynamış futbolcu sayısı 3'tü. Dev Inter! Tıpkı Spencer gibi. Karşısında yıkılmamak da başlı başına büyük iştir!
Üstelik Milano'da sadece savunmanın doğrularını yaparak kazanmışlardı. Dün futbolun doğrularını sahaya yansıttılar. Şenol Güneş'in en iyi Trabzon'uydu.
Son maça gruptan çıkma şansını götürüyoruz. O zaman dertlenmeyelim!
Lille deplasmanı zor ama orada kazanmak imkansız değil! Yeter ki Inter'in Bud Spencer hali eksik olmasın.
İhsan Öksüz (Yeni Şafak):
Trabzonspor şu anda belki de Şampiyonlar Ligine gitmeyi garantilemiş olacaktı! Eğer CSKA Moskova maçında Celustka, dün gece de Adrian'ın kafa vuruşları direkte patlamasaydı! Şampiyonlar ligi için kurulmamış olsa da Trabzonspor oynadığı futbol ve aldığı sonuçlarla Türkiye'yi gururla temsil etti. Özellikle de dün gece...
Lille deplasmanda CSKA Moskova'yı yenince grupta İnter dışında takımların işi Arap saçına döndü. Buna rağmen Trabzonspor belki de Şampiyonlar Ligindeki en olgun maçını İnter karşısında çıkardı. Sahaya 4-2-3-1 dizilişi ile çıkan ve orta alanda sürekli değişiklere giden bordo mavili ekip, 3 oyuncusu hariç adeta veteranlar takımı görüntüsündeki rakibi karşısında ilk yarıda geriye düşmesine rağmen çok net pozisyonlar üretti. Öyle ki ilk yarı tamamlandığında Trabzonspor'un gol girişim sayısı tam 11'di. Halil'in golü ile beraberliği sağlayan Trabzonspor taraftarının da desteği ile ilk yarının son anları hariç maçın hakimi idi.
Hami Mandıralı (Takvim):
Bugün ikinci yarı gerçekten futbol şansı Trabzonspor'un yanında olsa, 3 puan bizim olurdu. Ve Lille maçına daha farklı bir moralle gidebilirdi.
Bu iştahın, futbol arzusunun devam etmesi halinde Trabzonspor son maçta istediğini alıp yoluna devam edebilir. Dün Trabzonspor'da hiçbir oyuncuyu ayırmamak lazım.
Zaman zaman kötü oynayan futbolcular oldu. Ama ikinci yarı kötü oynayan oyuncular da oyuna ağırlığını koyunca çok güzel bir futbol ortaya çıktı. Onun için bütün oyuncuları gerçekten kutlamak lazım. Dün bütün oyuncular iyi oynadı desek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Taraftarlara da değinmek gerek. Müthiş desteklediler onları da alkışlamak lazım. Trabzonspor'un tur şansını da şöyle değerlendirmek gerek. Tur şansını yüzde 60 olarak görüyorum. Çünkü bu futbol bana umut verdi...
Bayram Aydın (Hürriyet):
Trabzonspor ikinci yarıya da çok istekli ve baskılı başlıyor. Ancak hep ceza sahasına kadar geliyor. Toplar Inter defansında eriyip gidiyor. Maçı kendi sahasında kabul eden İtalyanlar ise deyim yerinde ise 40 yılda bir çıkıyor ama pir çıkıyor. Her gelişlerinde inanılmaz tehlikeler yaratıyorlar. Tuzu kuru olan Inter beraberliğe razı ve kendini fazla sıkmıyor. Ancak dakikalar da ilerledikçe Trabzonspor’da yorgunluk belirtileri artıyor. Şenol Güneş hemen müdahalesini yaparak 10 numarası Adrian’ı oyuna alıyor. Polonyalı’nın nefis kafa vuruşunda ise gole direk izin vermiyor. Trabzonspor gol için elinden gelen her şeyi yapıyor, hatta tüm riskleri de alıyor ama olmuyor. Yenemedik ama tek tesellimiz en azından yenilmedik. Bu dev organizasyonda hala şansımız var. Artık iş Fransa’da Lille maçına kaldı ve son söz orada söylenecek. Dün akşam galibiyet golü hariç her şey çok güzeldi. Seyirci görevini eksiksiz yaptı. Trabzonspor da görevini yaptı. Bir de galibiyet golünü atabilseydi muhteşem olacaktı ama onu da herhalde Fransa’ya bıraktılar.
Olcay Çakır (Fotomaç):
Son 20 dakikaya girildiği an da etkili bir Alanzinho koşusu, pası ve sonrasında yine ona dönen topa etkili bir vuruş!
Onun etkili olduğu dakikalarda rakibin oyundan düşmesi, onun da dirençli kalması etkili Trabzonspor demekti!
Öyle de oldu çıkana kadar, istasyon oldu! Yorulmadıysa oyunda kalabilirdi bu dakikalarda! Şampiyonlar Ligi'ne giriş koşulları, kadro yapısı, rakiplerinin kalitesi, ülkemizdeki futbolun garip ama gerçek, yoğun trafiği düşünüldüğünde Avni Aker'de alkışı hakeden bir Trabzonspor vardı.
Belki 3 puan alınamadı, yazık oldu ama eminim Fransa'ya 3 puanlık bir korku ulaştı futbol yoluyla!
Bu futbol ve puanla Trabzonspor "istediği yeri alır!"
Teşekkürler çocuklar!