Trabzonspor, resmi internet sitesinden 3 temmuz sürecine ilişkin açıklama yayınladı. Bordo-Mavililer, yaptığı açıklamada 2010-2011 sezonunda şampiyonluklarının birçok kez tescillendiğini belirterek, "TFF olmak üzere UEFA, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi’nin 2010-2011 sezonuna yönelik “şike var” kararlarını yok sayarak bu işten sıyrılmaya çalışmıştır" ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe'nin dün "Şike, delil, örgüt yok, kumpas var" başlıklı yazısına Trabzonspor'dan açıklama geldi. Bordo-Mavililer, resmi internet sitesinden 3 temmuz sürecine ilişkin açıklama yayınladı.
Trabzonspor, yaptığı açıklamada 2010-2011 sezonunda şampiyonluklarının birçok kez tescillendiğini belirterek, "TFF olmak üzere UEFA, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi’nin 2010-2011 sezonuna yönelik “şike var” kararlarını yok sayarak bu işten sıyrılmaya çalışmıştır" ifadelerini kullandı.
Bordo Mavililer ayrıca, tüm dünya Fenerbahçe Kulübü yöneticilerinin yargılamalarda şike belgelerini inkar etmediğini, “evet bu konuşmalar benim” diyerek tapeleri kabul ettiğini ve kumpas kurmakla suçladıkları hainlerle yıllarca beraber yürüdüğünü çok iyi bilmektedir!" açıklamasında bulundu.
Bordo-Mavili kulüpten yapılan açıklama şu ifadelere yer verildi:
Kamuoyunun malumu olduğu üzere; İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tüm Türkiye’nin yakından takip ettiği Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararını önceki gün açıklamıştır. Ancak; ülkemizin istikbali ve istiklalini doğrudan etkileyen bu konuyu bile Fenerbahçe Kulübü’nün istismar ederek kendisiyle ilişkilendirdiği, 3 Temmuz süreci ve devamında yaşananlar üzerinden “suçsuzluk” algısı oluşturma gayretinde olduğu görülmüştür.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; çeşitli zamanlarda, çeşitli yerlerde, çeşitli şekillerde ve çeşitli dillerde Türkiye’de yaşanan şike eylemlerini tüm dünya ile paylaşarak, futbolun içerisindeki bu pisliğin sonlanması için var gücümüzle mücadele ettik. Fakat ilgili kulübün yöneticileri başta Trabzonspor, yaptığı açıklamada 2010-2011 sezonunda şampiyonluklarının birçok kez tescillendiğini belirterek, "TFF olmak üzere UEFA, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi’nin 2010-2011 sezonuna yönelik “şike var” kararlarını yok sayarak bu işten sıyrılmaya çalışmıştır" ifadelerini kullandı.
"2010 – 2011 şampiyonluğumuz birçok kez tescillenmiştir"
Tekrar hatırlatmak gerekirse; Türkiye’deki sportif yargılamalar neticesinde ilgili kulübün şike - teşvik eylemlerinde bulunduğu ve yöneticilerinin şike yaptığı kesinleşmiştir! Bu doğrultuda ilgili yöneticilere TFF tarafından muhtelif cezalar verilmiş ve süresi kabilinde spordan men edilmişlerdir! Ayrıca uluslararası alanda futbolu düzenleyen kurumların başında gelen UEFA ve CAS sportif yargılamalar neticesinde ilgili kulübün şike – teşvik eylemlerinde bulunduğuna kesin olarak hükmetmiş ve uluslararası müsabakalardan men ederek başta Fenerbahçe olmak üzere bu işe karışan diğer kulüplere de cezai yaptırımlar uygulamıştır! Okuduğunu anlayan her bireyin kolayca idrak edebileceği bu sürecin neticesinde gerek yurt içi gerekse yurt dışında verilen kararlarla 2010 – 2011 şampiyonluğumuz birçok kez tescillenmiştir.
"Fenerbahçe 8 maçta şike yapmıştır"
Hal böyleyken, mesela ilgili kulüp, UEFA’nın “Fenerbahçe 8 maçta şike yapmıştır” kararına yönelik tek kelime açıklamada bulunmamıştır. Mesela CAS’ın aynı şekildeki kararıyla ilgili suskun kalmıştır. Yine CAS’ın söz konusu kararının 267. paragrafında yer alan, "Türk yargısı tüm kişileri aklasa bile bu durum bizim kararımızı etkilemez” ifadelerini aylarca kendi kamuoyundan saklamıştır. Türkiye’de “kumpas” dedikleri belgelerle Trabzonspor’u ceza alması için UEFA’ya şikayet etmişlerdir. Daha birkaç ay önceki CAS duruşmasında bile, “Şike cezalarını çektik. Bize daha ceza vermeyin” savunması yapmışlardır.
Benzer onlarca örnek tarihteki yerini almışken sportif yargılama ve ceza yargılamalarının farklı olduğunu, sportif yargılamada delillerin ne şekilde elde edildiğine bakılmadığını, gerek UEFA gerekse CAS’ın bu yönde onlarca kararının olduğunu bilen ilgili kulübün yöneticileri ve “dahi” avukatları, ceza yargılamaları üzerinden algı operasyonu yürüterek, kendi şikelerini aklamaya çalışmaktadır. Oysaki tüm dünya, Fenerbahçe Kulübü yöneticilerinin ceza yargılamalarında bile şike belgelerini inkar etmediğini, “evet bu konuşmalar benim” diyerek tapeleri kabul ettiğini ve “bize kumpas kurdular” dedikleri hainlerle yıllarca beraber yürüdüklerini çok iyi bilmektedir!
İlgili kulübün son sarıldığı ağaç, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı olmuştur. Lakin yine geçmişten alışık olduğumuz üzere, şike tapelerinde eski başkanımız Sadri Şener’in sürekli aranan kişi olmasına rağmen arayan kişi gibi göstererek UEFA’ya sundukları bazı belgelerin tercümelerinde dahi şike yapacak kadar çıldıranlar, aynı taktiği gerekçeli kararın kamuoyuna açıklamasında sergilemiştir. Kararın hiçbir satırında “şike yok” denilmemesine, kanun, usul ve esasa uygunluk konularına dikkat çekilmesine rağmen çarpıtılmış ve farklı şekillerde yayınlatılmıştır.
Bu noktada Fenerbahçe Kulübü’nün; ülke içinde “kumpas” diyerek inkâr ettikleri ancak ülke dışında UEFA’dan ceza almamız için ikrar ettikleri belgeleri anlama gayretiyle gerekçeli kararı tekrar okumalarını öneriyor, ülkemizin milli bütünlüğünü, istiklali ve istikbalini etkileyen konuları kendi şahsi menfaatleri için kullanmamalarını tavsiye ediyoruz.