Karar alma sürecinden haberdar kaynaklara dayandırılan haberde Mattis'in Beyaz Saray'a üç askeri seçenek sunduğu aktarıldı.

İlki Suriye'nin kimyasal silah kabiliyetine, ikincisi kimyasal silah araştırma-geliştirme tesisleri ve askeri komuta merkezleri dahil daha geniş çaplı hedeflere saldırı öngörüyordu.

Üçüncü senaryo ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın siyasi mekanizmalarına dokunmaksızın Suriye hükümet güçlerinin kabiliyetlerini frenleyecek şekilde Rusya'nın hava savunma sistemleri ve İran'ın bazı tesislerine saldırılmasını içeriyordu. 

Bunun, George W. Bush yönetiminin en savaş yanlısı neo-con isimlerinden John Bolton'un Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak ekibe katılması ve Trump yönetiminin en şahinlerinden CIA Başkanı Mike Pompeo'nun da Dışişleri Bakanı koltuğuna geçmesinin beklendiği dönemde, önemli bir sınav olduğuna dikkat çekildi. 

Daha önce Bolton'un Suriye'nin tüm altyapısını çökertecek çok geniş çaplı saldırı talebine Mattis'in karşı çıkmasıyla ikili arasında ihtilaf yaşandığı medyaya yansımıştı.

WSJ'ye konuşan bilgi sahibi kaynaklar, Trump'ın ulusal güvenlik ekibine üçüncü seçeneğin değerlendirilmesi için baskı yaptığını, ama Mattis'in ikna etmesi sonucunda birinci ve ikinci seçeneğin karışımı bir saldırıya onay verdiğini söyledi.

Sonuçta Şam'ın Doğu Guta kırsalının Duma bölgesinde kimyasal saldırı düzenlendiği iddialarına cevaben ABD, İngiltere ve Fransa, TSİ 13 Nisan'ın 14 Nisan'a bağlandığı gece 04.00 sularında Suriye'ye hava sahasına girmeksizin füze saldırısı düzenledi.