Trump'ın Zelenskiy'yi 'diktatör' olarak nitelendirmesi, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın demokratik meşruiyetini savunan İngiltere Başbakanı Starmer ve Almanya Şansölyesi Scholz gibi Avrupalı liderlerin eleştirilerine yol açtı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy'i "diktatör" olarak nitelendirmesinin ardından Çarşamba günü Ukrayna liderini savundu.
İngiltere yönetimi, Zelenskiy'nin "demokratik yollarla seçilmiş bir lider" olduğunu ve "İngiltere'nin İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı gibi savaş zamanında seçimleri askıya almanın son derece makul olduğunu," ifade etti
Trump ve Zelenskiy, Trump'ın Kiev'in dışlandığı Suudi Arabistan'daki ABD-Rusya görüşmelerini ilerletmesinin ardından Ukrayna liderinin Trump'ın Moskova tarafından yönetilen bir "dezenformasyon alanında yaşadığını" söylemesiyle karşılıklı olarak atıştı.
Florida'da gazetecilere konuşan Trump, Zelenskiy'i "diktatör" olarak nitelendirdi ve Ukrayna liderinin ülkede "seçim yapılmasını reddettiğini" iddia etti.
Zelenskiy'nin beş yıllık görev süresi Mayıs 2024'te sona erecekti. Ancak, Rusya'nın Şubat 2022'deki geniş çaplı işgaline tepki olarak ülkenin sıkıyönetim ilan etmesinin ardından Ukrayna'da seçimler askıya alındı.
Trump'ın yorumları, aralarında Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un da bulunduğu çok sayıda Avrupalı lider tarafından eleştirildi.
Sosyal medya platformu X'te yaptığı paylaşımda Scholz, "Başkan Zelenskiy'nin demokratik meşruiyetini inkar etmenin yanlış ve tehlikeli olduğunu. Savaşın ortasında normal seçimlerin yapılamayacağı gerçeği, Ukrayna anayasası ve seçim yasalarının gereklilikleriyle uyumludur. Kimse aksini iddia etmemelidir," ifadelerini kullandı.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da Trump'ın diktatör kelimesini kullanmasının "yanlış" olduğunu söylerken Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yorumları "saçma" olarak nitelendirdi.
Baerbock kamu yayın kuruluşu ZDF'ye verdiği demeçte "Sadece bir tweet atmak yerine gerçek dünyaya bakarsanız, Avrupa'da kimin diktatörlük koşullarında yaşamak zorunda olduğunu görürsünüz: Rusya'daki ve Belarus'taki insanlar," dedi.
Almanya'nın en büyük muhalefet partisinin lideri ve Pazar günü yapılacak seçimlerin önde gelen adayı Friedrich Merz, Trump'ın yorumlarının "fail ve kurban rollerinin klasik bir şekilde tersine çevrilmesi" olduğunu savundu.
Merz yayın kuruluşu ARD'ye verdiği demeçte, "Dürüst olmak gerekirse, Donald Trump'ın şimdi bunu açıkça kendisine mal etmesinden dolayı biraz şok oldum," dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise X'te yaptığı paylaşımda "Fransa'nın barış çabaları" olarak tanımladığı üç koşulu sıralarken "Ukrayna her zaman dahil edilmeli ve haklarına saygı gösterilmelidir," dedi.
Hem Macron hem de Starmer Ukrayna'daki savaşı görüşmek üzere önümüzdeki hafta başında Beyaz Saray'a davet edildi.
ABD'nin Salı günü Suudi Arabistan'da Rusya ile görüşmelerde bulunmasının ardından Avrupalı liderler hem kendilerinin hem de Ukrayna'nın müzakere masasında yer alması gerektiğini yineledi.
Riyad'daki toplantı, ABD ile Rusya arasındaki ilişkilerde tektonik bir değişimin sinyallerini verdi ve iki taraf, ABD öncülüğünde Rusya'yı izole etmeye yönelik üç yıllık çabaların ardından ilişkileri sıfırlama konusunda anlaştı.
Toplantının ardından Trump, Moskova'nın geniş çaplı işgali için Ukrayna'yı suçlar gibi görünen bir dizi yorumda bulundu.
Trump, "Bugün 'ah, biz davet edilmedik' dediklerini duydum. Üç yıldır oradasınız. Bunu hiç başlatmamalıydınız. Bir anlaşma yapabilirdiniz," dedi.
Buna karşılık Zelenskiy Rusya'yı Salı günkü toplantıda yalan söylemekle suçlayarak, "Bir lider olarak Başkan Donald Trump bu dezenformasyon alanında yaşıyor," dedi.