Türk Tabipler Birliği (TTB), Suriyeli sığınmacılar hakkında kapsamlı bir rapor hazırlandı. Sağlık sorunundan kampların durumuna kadar bir konunun ele alındığı raporda ilginç veriler paylaşıldı. Sığınmacıların yüzde 54'ünün 18 yaş altı olduğu belirtilirken, kamplarda kalanların genel itibariyle yemeklerden memnun olmadığına dikkat çekildi. Sığınmacılara aile planlaması olanaklarının da sunulmamasından dolayı bebek ölüm oranlarında artış yaşandığı vurgulandı. Bebeklerin vatansız olduğu kaydedilirken, kadınların cinsel şiddet riski altında olduğu aktarıldı.
'Savaş, Göç ve Sağlık' bağlığı adı altında hazırlanan rapora göre, kamplarda kalanların durumu kamp dışındakilere göre daha iyi durumda. Yazın yanıp, kışın donuyor olsalar da başlarını sokacak bir çadır veya konteynerlerinin bulunuyor. Ancak, çadırların kalabalık olması, yağmur geçirip, yangın tehlikesinin bulunması dezavantaj olarak görülüyor. Parçalanmış ailelerin, tek kalmış kadın ve yaşlıların, öksüz çocukların ve engellilerin sorunlarının daha büyük olduğu vurgulanan raporda, yemek problemine de dikkat çekilerek, "3 öğün yemek çıkıyor ama kalanlar yemeklerden memnun değiller. Arada bir besin zehirlenmeleri de görülüyor. Yangın çıkmasından korkulduğu için çadırların kendi yemeklerini pişirmelerine izin verilmiyor. Kamp dışında kalanların çoğunun beslenme durumu epey kötü. Günde 3 öğün yiyebilenlerin sayısı sınırlı. Genelde ekmek ve sebzeyle besleniyorlar." ifadelerine yer veriliyor.
"YARDIMLAR EŞİT VE ADİL BİR ŞEKİLDE YAPILAMIYOR"
Suriyeliler Türkiye'de yasal olarak çalışabilme durumları da raporda yer buluyor. Zaten yaygın olan kayıtsız işçilik ve çocuk işçiliği uygulamalarının artmasının beklendiği kaydedilirken, kamp dışında kalanların eline düzenli bir yardımın geçmediğine de dikkat çekiliyor. Bazen sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluş veya yerel yönetim yardımları gelse de eşit ve adil bir dağılım yapılamadığı da raporun gündemleri arasında.
"EZİDİLER VE KÜRTLERE SURİYELİLERE TANINAN HAKLARIN HİÇBİRİ TANINMAMIŞ"
Raporda, sığınmacıların en büyük sorunlarından birinin ayrımcılık olduğunun altı çiziliyor. Pek çok yerde, okullarda, resmi dairelerde hastanelerde, işyerlerinde, mahallede bunun açık olarak belirtildiği vurgulanarak, yaşanan problem şu sözlerle aktarılıyor: "Ekonomik ve kültürel bir tehdit olarak algılanıyorlar. 'Sizin yüzünüzden kiralar yükseldi, işimizi elimizden aldınız, ücretleri düşürdünüz, hastanelerde kuyruklar uzadı, hırsızlık, dilencilik arttı, siz çok gürültü yapıyorsunuz' gibi nedenlerle pek çok yerde hor görülüyorlar. Bu da sığınmacıların entegrasyonunu zorlaştırıyor, kentlerde gettolar oluşturmalarına yol açıyor. Suriyeli sığınmacılar örgütlü değiller. Ne kamplarda ne kamp dışında seslerini duyuramıyorlar. Ülkemize Irak'tan geçen Ezidilerin, Kürtlerin durumları ise çok kötü. Bunlara Suriyelilere tanınan hakların hiç biri tanınmamış. 2011'den bu yana Türkiye'de doğan 200 bin kadar Suriyeli bebek var. Bu bebeklerin vatanı yok. Türkiye vatandaşı sayılmıyorlar, Suriye vatandaşı değiller."
"KADINLAR CİNSEL ŞİDDET RİSKİ ALTINDA"
Suriyelilere götürülen hizmetler içinde en çok aksayanlardan birisinin de koruyucu sağlık hizmetlerinden olan anne ve çocuk sağlığı hizmetleri olduğu belirtiliyor. Sığınmacıların yüzde 54'ünün 18 yaşın altında olduğu aktarılırken, geri kalanların çoğunun da kadın olduğu kaydediliyor.
Raporda, konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor: "Kamplarda bile, çadır ziyaretleri, gebelerin tespiti ve izlenmeleri, doğum sonu loğusa ve yenidoğan bakımı, gerekli taramalar, bebek ve çocuk izlemleri, aile planlaması hizmetleri yapılmamaktadır. Kamp dışında ise bu hizmetler çok aksamaktadır. Tespit yapılamakta, bazı TSM'ler hariç gebe ve bebek takibi de yapılamamaktadır. Sığınmacılara aile planlaması olanakları sunulamadığından istenmeyen bebekler doğmakta, bebek ölüm oranları artmaktadır. Zaten çeşitli stresler altında olan kadınlar ayrıca cinsel ayrım, cinsel şiddet, erken evlilikler, düşük ve doğum komplikasyonları riski altındadırlar. Anksiyete, depresyon, post travmatik stres sendromu gibi ruhsal problemler özellikle çocuk ve kadınlar için önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadırlar. Kamplarda yetersiz de olsa bazı devlet ve gönüllü kurumların sağladığı psikologlar ve psikiyatristler varsa da, kentlerde sığınmacıların bu konularda hizmet almaları çok zordur. Erkekler ise kendilerini işlevsiz, kaybolmuş hissetmektedirler. Yaşanmış ve yaşanmakta olan travmalar, gelecek kaygısı, geri gönderilme korkusu, yoksunluklar, dışlanmışlıkların bu sorunları arttırması beklenmelidir. Şimdilik Suriyelilerin asayiş, suç gibi konularda fazla sorunları bulunmamaktadır."
Cihan CİHAN