TÜBA, 'Kök Hücre Tedavilerine Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu' düzenledi. TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, kök hücre ile ilgili açıklamalarda bulundu. Acar, "Kök hücre tedavilerinin kanser, alzheimer, göz hastalıkları ve eklem rahatsızlıklarına gibi birçok alanda, etkin tedavi gerçekleştirmede yeni seçenekler sunuyor. Kök hücrenin uygulama alanları geniş, çok yönlü ve çok fonksiyonlu. Dünyada ve Türkiye'de bu konuda çok sayıda araştırma yürütülüyor. Türkiye'nin bilim ve teknoloji stratejileri çerçevesinde kök hücre araştırmaları da öncelikli konular arasında yer alıyor." dedi.
TÜBA, dünyaca tanınmış bilim insanları, Kansas Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ting Xie, New York Kök Hücre Vakfı Başkanı Dr. Mahendra Rao ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Göz Enstitüsü'nde görev alan Dr. Wei Li'nin kök hücre alanında sunumlarıyla yer aldığı 'Kök Hücre Tedavilerine Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu'nu 20 Ekim tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Lütfi Tat Konferans Salonu'nda gerçekleştirdi. Sempozyumun açılışında konuşan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Türkiye'nin ve Türk toplumunun potansiyeline güvendiğini ve kök hücrenin gelişen bir alan olduğunu söyledi.
Kök hücre tedavilerinin kanser, alzheimer, göz hastalıkları ve eklem rahatsızlıklarına gibi birçok alanda, etkin tedavi gerçekleştirmede yeni seçenekler sunduğunu ifade eden Acar, şunları kaydetti: "Kök hücrenin uygulama alanları geniş, çok yönlü ve çok fonksiyonlu. Dünyada ve Türkiye'de bu konuda çok sayıda araştırma yürütülüyor. Türkiye'nin bilim ve teknoloji stratejileri çerçevesinde kök hücre araştırmaları da öncelikli konular arasında yer alıyor. Biz TÜBA olarak özellikle stratejik ve politik düzeyde öneri üretme bağlamında çeşitli faaliyetler yürütüyoruz. Özellikle Kök Hücre ve Kanser Çalışma Grubu'muz oldukça aktif. Ulusal Kök Hücre Çalıştayı ile başlayan bir dizi çalışma yaptık. İlgili bütün paydaşları sürece dahil etmek amacıyla yola çıktık. Kök hücre ve benzeri hususlardaki etkinlikleri rapor haline getirip ilgili kurumlarla paylaşıyoruz."
Acar, kök hücre çalışmalarının uzun soluklu bir süreç olduğuna işaret etti. Acar, "Olumsuzluklara rağmen kendimize olan güvenimizi ve potansiyelimizin kıymetini göz ardı etmeyelim. Türkiye'nin ve Türk toplumunun potansiyeline güveniyorum." dedi.
'TIBBIN EN HIZLI GELİŞEN ALANLARINDAN BİRİNDEYİZ'
TÜBA Asli Üyesi ve TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu Eş Yürütücüsü Bülent Zülfikar, "TÜBA bildiğiniz ve kendisinden bilim alanına ve insanlığa daha fazla katkıda bulunmasını istediğiniz bir kurum, farkındayız. Ben ve Murat Elçin Hoca'nın yürütücülüğünü yaptığı TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu'nun faaliyetlerini bu farkındalıkla sıklaştırdığımız bir süreç içindeyiz." diye konuştu.
Tıbbın en hızlı gelişen alanlarından birinde olduklarına dikkat çeken Zülfikar, "Aslında hayatın en hızlı gelişen alanı da desek yeridir. Çünkü kök hücrenin kendisi, kendini sürekli yeniliyor ve çoğaltıyor ve pek çok yeni dokunun oluşmasını da sağlıyor. Zorluğu da var bu alanın; sahasında olmanın hakkını vermek, uzmanları buluşturmak, dinlemek, tartışmak, dinlettirmek, sorunları saptamak ve bunlar için çözüm önerileri oluşturmak ve bu çözümün parçası olmak zorundayız. Bir alanda doğru olmak, o alanı istismar etmemek, yanlışa karşı durmak, bilimin özgürlüğünü korumak, akademisyenlerin hassasiyetinin farkında olmak, uzmanların doğduğu topraklara ve yaşadığı ülkenin insanına ve insanlığa karşı sorumluluğunu hatırlatmak ile bu iş yakından ilişkili." şeklinde konuştu.
TÜBA-Kök Hücre Kurslarının devam ettiğini kaydeden Zülfikar, "Ayrıca 'Uluslararası Kök Hücre Kongrelerimize de ülkemizde bunu başlatan kurum olarak devam etmeyi, Ulusal Kök Hücre Kongrelerimizi de aynı şekilde sürdürmeyi yani bilimi en iyi şekilde özümseyen hayatla buluşturan bu ortamları geliştirmeyi çok önemsiyoruz çünkü hepinizin heveslerini biliyorum, bu hevesler atıl kalmamalı." dedi.
KÖK HÜCRE İLE ÖNERİLEN TEDAVİ REJİMLERİ İÇİN OLDUKÇA ERKEN BİR DÖNEMDE
TÜBA-Kök Hücre Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Alp Can ise kök hücre ve kök hücreyle bağlantılı hücresel tedavilerin giderek artan güncelliğiyle son yılların en popüler konularından birisi haline geldiğini dile getirdi. Can, geleneksel tedavi yaklaşımlarına ek ve bazen de karşıt olarak kök hücre ile önerilen tedavi rejimleri için oldukça erken bir dönemde olunduğuna dikkat çekti. Can, "Çünkü şimdi kanser oluşum mekanizmalarını genotoksisiteyi ve sitotoksisiteyi eskisinden daha iyi biliyoruz. Bu nedenle cüretkar ve agresif tedavi yaklaşımlarından uzak durmaya çalışıyoruz. Zaten konuyla ilgili düzenleyici otorite de eskisine göre çok daha ilgili ve bilinçli bir şekilde ele alıyor ve ilgili yasal düzenlemeleri de hayata geçiriyor. Kuşkusuz bu kesintisiz bir süreç, bir yandan bilimdeki gelişmeler önümüze serilirken bir yandan da yeni düzenleyici kuralların yürürlüğe girdiğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz." şeklinde konuştu. CİHAN