15 Temmuz'un karanlıkta kalan noktalarından biri de Tuğgeneral Semih Terzi'nin hayatını kaybetmesi. Son olarak Terzi'nin ölüm raporunun daha Ankara'ya gitmeden önce hazırlandığı ortaya çıktı.
15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili sis perdesi geçen 7 yılda hala aydınlanmadı. Darbeden haberdar olan dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Kara Kuvvetleri Komutanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak başta olmak üzere pek çok askeri yetkili ne mahkemeye ne de Meclis Araştırma Komisyonu’na gitme cesareti gösteremedi. Darbeden yargılanan askerlerin çağrılarına rağmen, mahkeme de çağrı celbine duyarsız kaldı. Böylece önceden hazırlanan ve devletin belli kesimlerinin de senaryosunu yazdığı darbe girişimi, başta Gülen hareketi olmak üzere askeri bürokratların üzerine kaldı.
TR724'ün haberine göre bu darbe senaryosu öncelikle bir kişinin üzerine yazılmıştı. Bu isim, Doğu’da terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonda olan Tuğgeneral Semih Terzi’ydi. Terzi geleceğin Özel Kuvvetler Komutanı olarak gösteriliyordu. Korgeneral Zekai Aksakallı emekliye sevk edildiğinde birliğin komutanı olacaktı. Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Aksakallı, onu infaz ettirmek için yoğun bir emek sarf etti.
TERZİ, GATA’YA GELDİĞİNDE HAYATTAYDI
15 Temmuz 2016’da GATA’da üst düzey görevde bulunan ve darbenin ardından yurt dışına çıkan üst düzey bir bürokrat TR724’ten Tuna Yıldız'la önemli bilgiler paylaştı.
General Semih Terzi’nin 15 Temmuz gecesi GATA’ya yaralı olarak getirildiğini ve geldiğinde hayati tehlikesinin bulunmadığını kaydeden üst düzey yetkili, Terzi’nin hastaneye giriş yapmasının ardından sürecin farklı işlediğini aktardı. Terzi’nin birliğinde bulunan askerlerce getirildiğini aktaran yetkili, “Biz kendisini general olması sebebiyle özel bir odaya aldık. GATA doktorları muayene etmeye başladı. Terzi, kamuoyuna yansıdığı gibi alnından vurulmamıştı. iki omuzunun arasından tek kurşunla vurulmuştu. Doktorlar mermiyi çıkarmaya çalışırken, içeri bilmediğimiz birileri girdi. Bütün doktorları dışarı çıkardılar. Kapıyı da içerden kilitlediler. GATA personelleri içerideyken Terzi Paşa hala hayattaydı.” ifadelerini kullanıyor.
TERZİ, ALNINDAN DEĞİL, SIRTINDAN VURULMUŞ
GATA’da görevli yetkili, olayın vahametinin sonradan ortaya çıktığına dikkat çekiyor. General Terzi’nin infaz edilmesini için dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın GATA komutanına talimat verdiğini kaydediyor. Yetkili, kamuoyunun yanlış bildiği bir gerçeğin aslını ilk kez aktarıyordu. Şimdi sözü kendisine bırakalım ve 15 Temmuz’a bir de bu gözle bakalım: “Terzi geldiğinde ciddi kan kaybetmişti. Ama sadece sırt kısmında bir kanama vardı. Onun dışında yüzünde ya da bedeninin herhangi bir bölümünde yara bere izi yoktu. Yani Terzi Paşa alnından tek kurşunla vurulmamıştı. O müşahede odasında infaz edildi. Aksakallı’nın talimatıyla ölüme terk edildi.”
RAPORU YAZAN DOKTORLAR GATA’DA ÇALIŞMIYOR
Yetkili, Terzi’yle ilgili önceden hazırlanan otopsi raporuyla ilgili de bilgiler verdi. Otopsi raporunun hazırlandığı saat diliminde Terzi’nin Ankara’da olmadığının altını çizen eski GATA yetkilisi, rapora imza atan ve Adana Adli Tıp Kurumu’nda görevli Dr. Hanife A. A., Dr. Tülay R., ve Dr Barış A.’nın da Terzi’nin naaşında herhangi bir inceleme yapmadığını, tam aksine sahte bir belgeye imza attıklarını iddia etti. Yetkili, Ankara Adli Tıp Kurumu’nda onlarca uzman doktor varken, raporun Adana’da görevli doktorlara imzalatılmasının da senaryonun bir parçası olduğuna dikkat çekti. Ayrıca söz konusu doktorların da Ankara GATA’da hiçbir zaman çalışmadığını aktardı. Rapor çıktıktan sonra da ilk müdahale eden doktorların bir araya geldiğini, kendi aralarında bunu sıklıkla konuştuğunu belirttti. Duruşmalar sırasında sanıklar, raporla ilgili mahkemeye defaatle dilekçe vermesine rağmen heyet imza sahibi doktoru mahkemeye getirme cesareti bile gösteremedi. Raporun deşifre olmasının ardından ise o rapor apar topar sistemden kaldırıldı. Kamuoyunun gerçekleri öğrenmesinin önüne geçildi.
AKSAKALLI’NIN ISRARI
General Semih Terzi’nin ölümüyle ilgili bilgiler bununla sınırlı değil. Kendisini yakından tanıdığını kaydeden yetkili, o geceye ilişkin de bilgiler paylaştı. Terzi’nin o gece Aksakallı tarafından defaatle arandığını ve Ankara’ya gelmesi için yoğun bir çapa harcandığını söyleyen yetkili, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gün içerisinde birkaç kez acil Ankara’ya gel diye talimat vermiş. Ancak sınır dışı görevinde oldukları için olumlu yanıt verilmemiş. Ancak özel bir uçakla getirebileceklerini söyleyince olur yanıtı almışlar. Ayrıca Ankara’ya getirilen birlik onun birliği değil. Toplama bir birlik oluşturulmuş. Mihrali Atmaca ve benzeri isimler bunlardan birkaçı. Terzi paşanın darbeden kesinlikle haberi yoktu. Olmuş olsaydı kesinlikle Ankara’ya gelmezdi. Zekai paşa onu bilerek ölüme çağırdı. Onun kör bir kurşunun hedefi olmasına neden oldu.”
RAPORDA ÖLÜM TARİHİ 15 TEMMUZ, GERÇEK İSE 16 TEMMUZ
General Semih Terzi’nin eşi Nazire Terzi de yargılanmasının yapıldığı Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde eşinin vefatıyla ilgili önemli bilgiler vermişti. Nazire Terzi, yargılandığı davada, eşinin ölüm belgesinde ölüm saatinin 15 Temmuz 2016, 23.30 olarak göründüğünü ancak eşinin 16 Temmuz’da kendisine mesaj attığını, ölüm tarihi ve saatinin ise televizyonlarda 02.30 olarak belirtildiğini dile getirmişti. Nazire Terzi, raporu hazırlayan doktorla ilgili GATA’nın santralini aradığını ve ölüm raporunu tanzim eden doktoru öğrenmeye çalıştığını kaydederek, “Böyle bir doktor yok” yanıtı aldığını kaydetmişti. GATA ve raporu hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu dile getirmişti. Ancak bu talepler sümen altı edildi.