Birlik Başkanı Nazım Kaya, karkas et ithaline izin veren genelgenin kaldırılmaması durumunda hukuki süreç başlatacaklarını belirtirken, Dr. Can Demir ise analiz edilen ithal et numunelerinden birinde antibiyotik kalıntısına rastlandığını söyledi. Fatih'te bulunan Tüketiciler Birliği Genel Merkezi'nde, "Kırmızı Et İthali ile Mikroplara Yeşil Pasaport Veriliyor" konulu basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Birlik Başkanı Nazım Kaya, "Kırmızı et fiyatlarında 2009 yılında büyük bir tırmanış yaşanmış, Tarım Bakanlığı da bu artışın önüne geçmek için canlı hayvan ve karkas et ithalat yoluna gitmiştir. Gümrük vergilerinin indirilmesi sağlanmıştır. Ancak yıllık tüketimin 700 bin ton olduğu ülkemizde 70 bin tonu geçen bir ithalat olmasına rağmen maalesef fiyatlarda gerileme yaşanmamıştır. Sektör temsilcileri olarak biz karkas et ithalinin bu ülkeye yarar getirmeyeceğini, fiyatları düşürmeyeceğini söylememize rağmen maalesef bunun yolu açılmış, bugün yaşanan sıkıntılar da bunu göstermiştir ki sıkıntıdan başka bir şey ülkeye sokulmamıştır" dedi. Kaya, etlerin ülkeye girişinde gerekli kontrollerin yapılmadığını savunarak, "Riski daha az olan gıdalarda ithalat kontrol analizleri uygulanmasına rağmen, hastalık riski daha yüksek gıdalar olan etlerin ülkeye girişinde halk sağlığı için zorunlu incelemeler tam olarak yapılamaksızın analiz yaptırma güçlüğü bahane edilerek, gümrükte bekletilmeme bahane edilerek, sadece gözle muayene edilerek gel geç politikası uygulanmakta ve kırmızı et ile birlikte muhtemelen içinde bir çok mikrop bakteri virüs geçişine izin verildiği değerlendirilmektedir. Et tüketiminde beklenen fayda kontrolsüz girişlerle birlikte tüketicilerin gıda zehirlenmesi yaşamalarına, salgın hastalıklara, yeni yeni kalıtsal genetik hastalıklara neden olacağı ortadadır" diye konuştu. Kalibrasyon ve Deney Laboratuarları Derneği Genel Sekreteri Dr. Can Demir de, Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü'ne 50'den fazla ithal et numunesi gönderildiğini belirterek, etlerin incelenmesi ve analiz süresinin devam ettiğini söyledi. Bakterilerin bakarak görülemediğine işaret eden Dr. Demir, "Meslektaşlarımızın hiçbirinin baktariyoskopik bir gözü yok. Bakınca bakteriyi göremez. Pendik'teki numunelerden birinde antibiyotik görülmüş. Antibiyotik kalıntısı, çocuklarda iyileşme sürecini geciktiren yönü ile birlikte her kimyasalın vücutta yarattığı gibi kanlorojen tetiklemsei de yapıyor. Bu giden numunelerin dışındakiler eğer ülkeye girdiyse bunu şu an ben de dahil hep birlikte tüketiyoruz. Piyasa denetiminin ne kadar etkin yapılabildiğini hepinizin biliyorsunuz. Kırmızı eti lokantada, catring firmalarında, evde bulacaksınız. İçeri girmiş bir eti büyük olarak muayene etmek varken parça parça geri toplayacaksınız. Analiz en fazla iki gün sürüyor. Devlet gelişmiş teknolojiyi de alabilir. Süreç 30 dakikaya kadar düşürülebilir" açıklamasında bulundu. Cemalettin Özperk Kasaplar Odası Başkan Yardımcısı ise, 1980'li yıllarda yapılan et ithalatı döneminde korkunç bir facia yaşandığını öne sürerek, şunları söyledi: "İnsanlarımız yememesi gereken etleri yedi. Etler tahlil edilip şu hastalıklar Türkiye'ye girdi diyemesek bile, anlamlandıramadığımız bir çok salgın hastalığın arkasında o dönemde gelen hastalıklı etlerin yattığına biz inanıyoruz. Çok kötü perişan kokmuş etler geldi. Biz bu işin başından beri karkas et gelmesinin önüne hep set çektik. Canlı hayvan gelip kesildiği zaman onun iç organlarından hastalıklı olup olmadığını anlarsınız ama bir karkas eti denetlemek istediğiniz zaman onlarca hastalık türü var hangisini analiz edeceksiniz. Bu hep zaman hem de ekonomik yük getirecektir." Birlik başkanı Nazım Kaya, karkas et ithaline izin veren genelgenin kaldırılmaması durumunda hukuki süreç başlatacaklarını ifade ederek, "Bu iyi niyete dayanmayan genelgenin kaldırılmasını, sıkı bir denetim yapılmasını, karkas et ihlalinin son bulması gerektiğini söylüyoruz. Bu genelge yürürlükte kalırsa bunu iyi niyetle izah etmek mümkün değildir. En kısa zamanda hukuki girişimimiz başlayacaktır. Karkas et ithaline karşıyız çünkü görüyoruz ki fiyatlar düşmüyor ve denetim noktasına geldiğimizde ise at ve eşeği birbirinden ayıramayan Tarım Bakanlığı denetim sistemi, kesilmiş etin hangi bakteriyi barındırdığını tespit edecek personel ve teknik güce sahip olmadığını itiraf etmiştir" dedi. İHA