Zaman Gazetesi'ne kayyım atanması sonrasında gazetelerine sahip çıkmak için gazete önünde toplanan binlerce okur biber gazı, tazyikli su ve plastik mermilerin hedefi olmuş, bazı okurlar kanlar içerisinde yerlerde sürüklenmişti. Bu zulme ilahiyatçılar ve siyasetçiler sert tepki gösterdi.

İlahiyatçı Akademisyen Hakan Zafer, dindarlığın tutarlılık gerektirdiğine dikkat çekti. Kadınlara yönelik şiddetin ne dinde ne hukukta ne de vicdanda yerinin olduğunu belirten Zafer, “Namaz kılıyorsanız, oruç tutuyorsanız, hırsızlık da yapamazsınız, kul hakkı yiyemezsiniz, zulüm edemzsiniz. Din ve dindarlık vicdanı harekete geçirir. Burada vicdan mekanizması yok. Savaşta dahi kadınların incitilmemesi emredilmiş. Bu yapılanlar insanlık onuruyla da bağdaşmıyor.

Mevcut manzara karşısında oh olsun diyenleri de sert eleştiren Hakan Zafer, “Dindarlık adına yapılan herşey vicdanı harekete geçirmeye yönelikltir. Eğer din vicdanı harekete geçirmiyorsa bu şahısların vahşi hayvandan farkı kalmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Din Sosyoloğu Doç. Dr. Abdulkadir Etöz, yapılanların insanlık dışı olduğunu belirtti. 70 yaşındaki Etöz, “Bütün ihtilalleri gördüm ama bu son görüntülere hiç bir zaman şahit olmamıştık” dedi.

12 Eylül dönemini hatırlatan Etöz, “Bu ülke 12 Eylül'de de çok zor günler geçirdi ama Kenan Evren'de utanma, ar varmış. Şimdikiler, yapılanları dünya görmüş umursamıyor. 'Dünya ne derse desin biz istediğimizi yaparız' diyorlar. Allah bir mücrimi sevmediği zaman ona daha büyük günah işletir. Suçlular da suçlarını daha büyük bir suçla kapatırlar” diye konuştu. Zaman Gazetesi'ne hukuksuz şekilde kayyım atanmasını eleştiren Etöz şunları söyledi: “Bir kişi karar veriyor, koskoca bir kurum boğulmak isteniyor. Bunun yolu bu değildir, mahkemler kurulur, işlem yapılır ondan sonra gereken yapılır. Şimdi bir kararla herkes boğulmak isteniyor, bunun dinde, hukukta ve vicdanda karşılığı yok.”

Okuyuculara sert müdahaleyi Etöz, şu sözlerle eleştirdi: “Ülkesini seven insanlara düşmanca davranılıyor, gözdağı ve korkutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapılanları ve talimatı verenlerin İslamiyet'le alakası yok. Allah'a ve ahirete inanan insan, bu zulmü yapmaz, yapamaz. Ancak münafıklar bu zulmü reva görür. Bu dehşetli bir zulümdür.”

Türk Diyanet Vakıf-Sen Başkanı Hazım Zeki Sergi: Geçmişte hangi konuları istismar ettiyseler o konulardan Allah onları imtihan ediyor. Fotoğraflarda gördüğümüz kadınlara yönelik uygulanan şiddet hiç hoş değil.

Başörtülü insanların darp edilmesi hiç hoş olmamış. Hatta bırakın başörtülüyü mazlum bir insana bunların yapılması doğru değil. İnsan şerefli bir mahlukudur bu şekilde bir davranış yanlıştır. Kendilerine bir şey yapıldı mı haram yanlış görürken başkalarına aynı şeyin yapılmasını hoş karşılamak ne kadar doğru?

Gazete okurlarına yönelik polis şiddetine siyasiler tepki gösterdi. İktidarın kendi hukuksuzluğunu örtmek için muhalefet eden her kesime şiddet uygulandığı kaydedildi.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal: Bu durum hukuk dışına taşmanın sonucu. Yapılanlar bu günahın sonucu. Başörtülü başörtüsüz, hangisi gelirse artık gözleri dönmüş. Bunları kapatabilmek için her şeyi göze almışlar. Kayyım atanması da orada zor kullanılması da. Zorbalıkla olan böyle olur. Hukukun bittiği bir yerde fazla söylenecek bir şey de yok. Bu hukuk yarın size de lazım olur diye defalarca söyledik ama dinletemedik. Bu hukuksuzluklara karşı hep birlikte hukuk mücadelesi ile karşı durmak zorundayız.

MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz: İstismar ettikleri hangi konu varsa bugün onları kendilerinin yaptıklarını görüyoruz. Yıllarca başörtülü bacılarımız üzerinden siyaset yapan ve başörtüsünü siyasi istismar konusu haline getiren bu iktidar döneminde başörtülülere karşı uygulanan bu zulmü kınıyorum. Neyi istismar etmişlerse onunla imtihan edildikleri bir süreçten geçiyorlar. Artık zulmün son noktaya vardığı bir süreci yaşıyor Türkiye. İnşallah bu zulüm süreci de bitecektir.

CHP Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Candan Yüceer: En barışçıl gösteri, protesto hakkının kullanımı ve muhalefet ederken kadına yönelik şiddet uygulanmasını doğru bulmuyorum. Yaşam tarzı, siyasi görüşü ne olursa olsun Anayasa'dan doğan bir hakkını kullanan kadınlara yönelik aşırı ve orantısız güç kullanımı kabul edilemez. Türkiye'de maalesef toplumsal muhalefette kadınlar hep şiddete maruz kalıyor. Gezi olayları sürecinde de kadınlar hem şiddete maruz kaldı, hem de tecavüz tehditlerine muhatap oldu. Yaşananlar baştan sona hatalı.

MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta: AKP, siyaset için her şeyi meşru görüyor, her şeyi kullanıyor. Bir kesime karşı bir önyargısı varsa o zaman da hiçbir değer tanımıyor. Başörtüsünü kullanıp başörtülüye karşı olmadık şeyleri yapabilir.

CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu: Yapılanlar tam anlamıyla hukuksuzluk, kanunsuzluk, kuralsızlık ve zulümdür. Başörtüsü üzerinden siyaset yapıp sonra başörtülülere zulüm yapmak istismar etmektir. Yapılanlar kabul edilmez. (Kaynak: Özgür Düşünce)