Tüm inleyen annelere... Hüzün bahçesinin rikkat çiçeği: ANNE

Ümit Nağmeleri, Türkiye’de yaşanan zulüm nedeniyle ülkelerini terk ettikleri sırada Meriç’te hayatını kaybeden anneler ve çocukları için bütün fedakarlığı gösteren tüm analar için özel bir video hazırladı.

Ümit Nağmeleri, Türkiye’de yaşanan zulüm nedeniyle ülkelerini terk ettikleri sırada Meriç’te hayatını kaybeden anneler ve çocukları için bütün fedakarlığı gösteren tüm analar için özel bir video hazırladı. ‘Anneler Günü’ vesilesiyle hazırlanan video klipte Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ‘Anne’ şiiri seslendirildi. Almanya’dan Zeynep isimli öğrencinin yorumladığı şiir,Türkiye’de hala çocuklarını ve ailesini bir arada tutmak için mücadele eden bütün annelere de ithaf edildi. 

Klipte 3 küçük çocuğu ile birlikte Meriç'i geçerek Atina'ya ulaşan, burada eşiyle kavuşmayı beklerken kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Esma Uludağ ile geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden kanser hastası Ahmet Burhan Ataç’in annesi Zekiye Ataç ile birlikte çekilmiş fotoğrafına da yer verildi.

‘Anneler Günü’ özel projesinde Türkiye’de ilaçları verilmediği ve tedavisi geciktirildiği için tutuklu bulunduğu cezaevinde vefat eden; Halime Gülsu ve Meriç’ten geçerken 3 oğluyla boğulan Hatice Akçabay  ve yine aynı şekilde 2 oğluyla azgın sularda boğulan Ayşe Abdurrezzak'ın hikayelerine yer verildi.
 
Projede cezaevinde 9 aylık çocuğu ile hapis yatan Öznur Çakar ve ‘Cumartesi Anneleri’ gibi fedakar analarda duygu yüklü mesajlar veriliyor.





VİDEONUN LİNKİ:  http://ow.ly/anIp50zBNTZ

ANNE

Anne inleyen bir ney, anne hicrandan yumak,
Gözleri buğulu, nemli ve her zaman zâr zâr..
Kaderidir annenin ocaklar gibi yanmak,
Hep hüzünle eser onun ikliminde rüzgâr.

Kuşlar gibi titrer hep o ay yüzlü nevhayâl,
Simasında sürekli yarınlar endişesi..
Her mevsim ayrı bir ızdırap, ayrı bir melâl;
Nağmeleri tıpkı hasret-iştiyak bestesi...

Sînesi sımsıcak, çehresi de îmâlıdır,
İkliminde ne büyülü râyihalar eser.!
Duyguyla süzülmüş gözleri hep hummâlıdır,
Altın şakaklarında sarı güller gibi ter...

Rahmet-zahmet iç içe; bilmez geçen zamanı:
Fark etmez yazı, kışı ve rengârenk bahârı,
Tül tül gurûbu, şafakların söktüğü ânı;
Her zaman duman dumandır o nazlı efkârı..

Bir kuluçka gibi sancılı gecelerinde,
Hep şefkatle çarpan kanat sesleri duyulur.
Hislerin öldüren amansız pençelerinde,
Matkaplar salınmış gibi yüreği oyulur.

Çok olsa da elemi, şekvâsı işitilmez,
Bir Eyyûb sabrıyla göğüsler en olmazları;
Onda ızdırap bitmez, acılar dinmek bilmez,
Sönmeyen bir azimle aşar aşılmazları.

Kanmaz aslâ sevmeye, o sevgiye susuzdur,
Şâire 'su' dedirten hisle 'evlât' der inler.
Herkes derin uykularda, o hep uykusuzdur,
El açar Yaradan’a kim bilir neler diler..!

Ufku her zaman bir hummâ ile buğuludur,
Durmaz, bir süvâri gibi koşar doludizgin;
O, yeryüzünde en ululardan da uludur,
Sînesi, meleklerin sînesi kadar engin...

Zambaklar gibi sihirli çehrende,
Varlığımı saran uhrevî ışık;
Duydum ne duyulmazları sînende!.
Sen bir rüyâsın benim için artık...

Nûru öteden pırıl pırıl sîmân,
Ukbâ derinlikleriyle büyülü;
Tülleniyor hülyâlarımda her an,
Ölümsüz rûhunun bembeyaz tülü.

Bir yâd-ı cemilsin, kabrin sîneler,
Hep hazan yaşadın; ölüm bahârın..
Duâyla gerilmiş bütün gönüller,
Sen’in arkandaki vefâdarların...

M. Fethullah Gülen
Ağustos 1993

10 Mayıs 2020 10:47
DİĞER HABERLER